Von der Leyen, Brüksel'de düşünce kuruluşları Mercator Çin Çalışmaları Enstitüsü ve Avrupa Politika Merkezi (EPC) tarafından düzenlenen AB-Çin ilişkileri konulu programda konuştu.

AB'nin Çin ile olan ilişkisinin önemli ve karmaşık olduğuna işaret eden von der Leyen, "Bu ilişkiyi nasıl yöneteceğimiz, gelecekteki ekonomik refahımız ve ulusal güvenliğimiz için belirleyici bir faktör olacaktır." dedi.

Von der Leyen, Çin'in 50 yıldan kısa bir sürede yoksulluk ve ekonomik izolasyondan dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve birçok ileri teknolojide lider konuma geldiğini anımsattı.

Çin'in büyük hırsları olduğunu ve gücünün günümüzde bütün kıtalara ve küresel kurumlara uzandığını belirten von der Leyen, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla gelişmekte olan ülkelere en fazla borç veren ülke konumuna geldiğini söyledi.

Von der Leyen, Çin'in özellikle yenilenebilir enerji ve ulaşım sektörlerinde, kuantum, robot ve yapay zeka gibi teknolojilerdeki üretim zincirlerinde dünyayı kendisine daha bağımlı hale getirmeye çalıştığını, bu bağımlılığı da bir caydırıcılık unsuru olarak kullandığını ifade etti.

- "Çin ile ekonomik, toplumsal, siyasi ve bilimsel bağlarımızı koparmak istemiyoruz"

"Çin ile ekonomik, toplumsal, siyasi ve bilimsel bağlarımızı koparmak istemiyoruz" diyen von der Leyen, Çin'in AB açısından hayati bir ticaret ortağı olduğunu, AB ihracatının yüzde 9'u, ithalatının da yüzde 20'sinin bu ülke ile gerçekleştiğini anımsattı.

Von der Leyen, mal ve hizmet ticaretinin dengesiz olmasına rağmen karşılıklı olarak faydalı ve risksiz olmaya devam ettiğini vurguladı.