Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremde can kayıplarının yanında tarım ve hayvanclık sektöründe de büyük kayılar yaşandı.
Yaşanılan kayıplar ve alınması gereken tedbirler hakkında bilgi veren, Mardin Zahireciler ve Hububatçılar Derneği Başkanı Şerif Öter, 11 ilde meydana gelen depremde ülke olarak mili servet olan hububat ve hayvancılık sektörünün sekteye uğradığını ifade etti.
11 ilde de hayvancılık ve tarım sektörünün büyük bir darbe aldığına dikkat çeken Öter, “Meydana gelen depremlerde çok büyük bir acı yaşandı ama gene hayat devam ediyor. Ekonomi ve ticaret olmadan da olmuyor. Depremle beraber birçok alanda olumsuz etkiler oldu. Özellikle bölgelerimiz tarım sektörünün yoğun olarak üretimi yapılan bölgelerdir. Meydana gelen depremde 11 ilde de hayvan ve tarım sektörü büyük bir darbe aldı. Orada telef olan hayvanlar yanı sıra hayvanlara uğraşacak zamanları yoktu. Ucuz fiyata hayvanlarını elden çıkartmak zorunda kaldılar. Tarım sektörün dede büyük kayıplar yaşandı. Çünkü ikinci gübre zamanı tam yetişmedi. Mardin’de dahi gübre geç yetiştiği için sıkıntılar oldu. Bizim bölgeye Hatay’ın İskenderun ilçesinden gelmektedir.” ifadelerini aktardı.
“Tedbir alınmadığı sürece ileride fiyatlar daha da yükselebilir”
Tarım ve hayvancılık sektöründe yaşanan kayıplar ve alınması gereken tedbirlere de değinen Öter, “Bu tür kayıpları telafi etmemiz için hükümetin bir an önce el atması Tarım Orman Bakanlığının da sahaya inmesi lazım. Bugün elimizde olan tarım milli servetimizdir. Onun için bir an önce tedbirin alınması gerek. Tedbirin alınmadığı sürece ileride fiyatlar daha da yükselebilir. Enflasyonun yüksek olmasıyla beraber bu pahalılığın yanında tarım ve hayvan üretimi düşerse Allah esirgesin kıtlığa doğru gidilecek. Son zamanlarda et ve süt ürünlerinde büyük satışlar oldu. Çünkü deprem bölgesindeki hayvanlar bir taraftan kesime bir taraftan ucuz fiyatla elden verildi. Bu konu hakkında çözümler üretilmediği zaman ülke sorunu haline gelebilir.” şeklinde konuştu.
Yaşanılan felaketlerden sonra ithal et hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Öter, “İthal et ülkemize çoktandır geliyor maalesef. İthal et kesinlikle çözüm değildir. Bizim ülkemizin kesinlikle et ithal etmemesi gerekiyor. Hayvancılığın ve tarımın kapasitesi gelişen bir alt yapıya sahibiz. Dağlık alanlarımız olsun meralaarımız olsun hayvan besleyecek yem üretmi mevcut. Bizler süt ve canlı hayvan ihraç ederken bugün ne oldu da ithal et almaya başladık. Bizim gibi bir ülkeye bu yakışmıyor. Maalesef ithal et bir seçenek olarak tercih edildi ve bu ithal hem milli ekonomiye darbe vurdu hem de üretimimize darbe vurdu.” ifadelerine yer verdi.
“Üreticilere girdi maliyetleri konusunda destek sağlanılmış olsaydı hayvancılık terkedilmezdi”
Öter, tarım ve hayvan üreticilerin yerinde destelerin sağlandığı vakitte hayvancılık sektörünün bu denk sekteye uğramayacağını vurgulayarak, “Son 10 yıldan bu yana özellikle bu milli üretim sektöründe üreticilere girdi maliyetler konusunda ciddi anlamda destek sağlanılmış olsaydı hayvancılık terkedilmezdi ve ihracat bile yapardık. Bunun yanında misal kırmızı mercimek ürününde üretim konusunda dünyanın bir numaralı sırasındaydık. Ama şimdi ülkemize kırmızı mercimek ithal ediliyor ve bunun yüzde 80’i Kanada’dan gelmektedir. Onun için bu konuda hükümet yetkilileri seferberlik ilan edercesine çözümün sağlaması gerekmektedir. Ülkemiz 4 mevsimi yaşayan bir ülkedir bu yönde avantajlıyız. Cenab-ı Allah’ın bir vergisidir. Birçok ürünleri yurt dışından ülkemize getirilmesi çok üzücü bir şeydir. Bu sorunlara el atıldığı müddetçe inanıyoruz ki her şey toparlanır.” dedi
Öter, “Ayrıca Tarım Orman Bakanlığına 4 sektör bağlıdır. Normalde tarım sektörü bir bakanlığa, hayvancılık bir bakanlığa, gıda bir bakanlığa ve orman da ayrı bir bakanlığa olması gerekiyor. Maalesef 4 önemli sektörün bir bakanlıkta olması ağır geliyor. Her birinin başına liyakatli bakanların gelmesi gerekir. Bu konuda da yetkililerden çağrımızdır.” ifadelerini dile getirdi. (İLKHA)