VAN - Ramazan ayına has olmamakla beraber genel olarak Ramazan`ın son 10 günü akla gelen itikâf, Peygamber efendimizin hiçbir zaman terk etmediği sünnetlerindendir. Ayet, hadis ve icma ile de sabit olan itikâfın yeniden ihya edilmesi çağrısında bulunan âlimler, itikâfın hayrından mutlaka yararlanılması gerektiğini söylediler.
 
İtikâfın lugat manasının durmak olduğunu söyleyen molla Abdurrahim Timurtaş, ıstılahî mana da ise "ibadet niyeti ile camide beklemek" anlamına geldiğini söyledi. İtikafın sadece Ramazan`a has olmayan bir ibadet olduğunu aktaran Timurtaş hoca; ancak Ramazan`da hayrının daha fazla olduğunu hatırlattı.
 
"İtikâfa çekilenler, için evimi temizleyin"
İtikâfın delilinin Bakara süresi 187. ayet olan "Camide itikâfa girdiğimiz zaman hanımlarınıza yaklaşmayın" ayeti ve Hz. Aişe validemizden rivayet olunan ""Resul-i Ekrem (sas) Ramazan ayının son on gününde itikâfa girerdi. O bu sünnetine vefatına kadar devam etmiştir. Sonra onun ardından hanımları itikâfa girmiştir." Hadisi olduğunu ifade eden Timurtaş Hoca, itikâfın önceki ümmetlerde de olduğunu ve bunun da Bakara süresinin 125. ayeti olan "İbrahim ile İsmail`e `Tavaf edenler, orada ibadet için itikafa çekilenler, rüku ve secde edenler için evimi temizleyin` diye emir vermiştik" ayetiyle sabit olduğunu aktardı.
 
Gafletten uyanıp O`na (c.c) yönelelim
İtikâfın hikmet ve faydalarını anlatan Molla Abdurrahim Timurtaş, "Çok çalışan bir insan, bir saat de olsa sevdiğine zaman ayırır. Madem biz de Allah-ı sevdiğimizi söylüyoruz; o halde gafletten uyanalım ve sadece rabbimize yönelelim. İtikâfa giren kişi kendini mubah olan isteklerden de alıkoyabilir. Çünkü insan, yemek yeme, sohbet etme gibi mubah şeylere kendini kaptırınca Allah`tan gafil kalabiliyor. Bazen, mubah olan davranışları da terk etmeliyiz. Allah`a ibadet etmek için zaman ayıralım ki, O`nun rızasını elde edelim. Haram şeyleri terk edelim ki Allah-u Teala bizden razı olsun. Hatta itikaf süresince helal şeyleri de terk edelim ki zamanımız boşa gitmesin, rabbimizin rızasına yönelelim. Unutmayalım ki nefs, kötülüğü emreder. Nefs, günahlara âşıktır. itikâf sayesinde nefsin günahlara olan bu meylini lehimize çevirip Allah`a ibadet etme yolunda kullanabiliriz. Tefekkür edelim, gaflet dolu düşüncelerimizden sıyrılalım. Kalbimizi ve fikrimizi rabbimiz için saf hale getirelim. Nefsimizi zühd üzere terbiye edelim. Zahid, kendini yemek içmeden alıkoyandır. Bazı alimler "en büyük zahid nefsini günahlardan alıkoyandır" der. Biz de nefsimizi aç bırakalım ve ona istediği günahları vermeyelim" şeklinde konuştu.
 
İtikâfın hükmü
İtikâfın her vakitte yapılmasının sünnet olduğunu dile getiren Timurtaş hoca, bir kişi üzerine bunu nezrettiği takdirde ise vacip olacağını söyledi.
 
Peygamber efendimizin itikâfa Ramazan`ın son 10 gününde girme nedenini Kadir Gecesi`ne nail olabilme şeklinde açıklayan Timurtaş hoca, itikâfın şartlarına değindi. Timurtaş hoca, "İlk şartı niyettir. Camiye girildiği vakit niyet başlar. Eğer camiye girerken niyet getirmek unutulmuşsa ne zaman aklına gelirse, camide bile olsa niyetini getirebilir. "Niyet ettim itikâfa girmeye." Şeklinde niyetini getirebilir. Niyet getirdikten sonra camide ibadet için belli bir müddet durmalı. Eğer ne kadar kalacağı belli değilse "camide kalacağım süre içerisinde itikâfa girmeye niyet ettim" demeli. Eğer camiye dünyalık bir iş için gelmişse ve itikâf niyeti kalbinde geçmemişse velev ki camide bir müddet bile beklese bu onun için itikâf sayılmaz. Ancak dünyalık işi için bile camiye gelmiş olsa, itikaf niyetini getirmişse niyeti sayılır. İkinci şart, camide durmaktır. Camide gidip gelmesi itikâfa engel değildir. İtikafa girilecek yer cami olması gerekir. Hutbe irad edilen bir cami olmalıdır" dedi.
 
İtikâfın şartları
Camiden özürsüz bir şekilde çıkan kişinin itikâfının bozulacağını söyleyen Timurtaş Hoca, "Ramazan ayı dışında, itikâfı kendine nezreden kişi eğer bu nezrini oruçlu yapacağını söylemişse itikâfa oruçlu girmelidir. Öte yandan eğer itikafa girecek kişi bir camiyi kendisi için belirlemişse, örneğin "Van`da Norşin camisinde itikafa gireceğim" derse orada itikafa girmesi şart değildir. Hangi camide isterse itikâfa girebilir. Ancak, 3 tane belli cami vardır. Eğer onlar için nezir yapmışsa bu camilerde itikâfa girmek zorunludur. Bunlar Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa`dır. Eğer dese ki `ben Mescidi Aksa`da itikafa gireceğim; Mescidi Nebevi`de de itikafa girebilir. Niye? Çünkü Mescidi Aksa`nın hayrı 500 ise Mescidi Nebevinin hayrı bindir. Eğer nezir etse ben `Mescidi Nebevi`de itikafa gireceğim` Mescidi Haram`da itikafa girebilir. Çünkü mescidi haramın hayrı 100 binlercedir. Ama bunların tersini yapsa. Dese ki: `Mescidi Nebevi`de itikafa gireceğim`, Mescidi Aksa`da itikafa giremezsin. İlla mescidi nebevi olması lazım. Desen ki Mescidi Haram`da itikafa gireceğim o zaman da Mescidi Nebevi`de itikafa giremezsin" diye konuştu.
 
İtikâfın adapları
İtikafın adapları hakkında da bilgi veren Molla Abdurrahim Timurtaş sözlerini şöyle sürdürdü: "İtikâfa giren için hayırlı olan zamanını Allah`a taat ile geçirmesidir. Zikir, Kur`an okuma, ilim okumak… vb. Çünkü bunlarla bir çok maksat hasıl olur. Nefs, Allah`a teslim oluyor. Nefs, bunlarla temizleniyor. İtikâfın bir adabı da oruçlu olmaktır. Her ne kadar şart değilse de itikâfta oruçlu olmak güzel bir adaptır. Bir diğer adabı da içinde Cuma namazı kılınan bir camide itikâfa girilmeli. İtikâfta hayır olmayan şeyler konuşulmamalı. İtikâfta hacamat yapmak mekruhtur. Eğer bilse ki kanını akıttığı zaman cami kirlenmeyecek o zaman mekruktur. Ancak bilse ki cami kirlenecek o zaman haramdır. İtikafta dünyevi işlerle de meşgul olmak mekruhtur. Örneğin bir bayan itikafa girmiştir; ama nakışını da örgüsünü de örüyor; bu da mekruhtur. Bir de itikafı fesada uğratıp bozan şeyler vardır. Bunların ilki cima, yani cinsi münasebettir. Bu durumda velev ki meni bile gelmese itikâf bozulur. Çünkü ayet-i kerimede "İtikâfta olduğunuz zaman kadınlarınıza yaklaşmayın" diyor. Ama eşiyle eğleşmek itikâfa zarar vermez. Ancak meni gelirse itikâfı bozulur. Diğeri gereksiz yere itikâftan çıkmaktır. Üçüncüsü, dinden çıkmaktır. Sarhoş ya da delirmesi de itikâfı bozar. Kadın, hayız ve adet geçirirse itikafı bozulur. Çünkü bunlar camide kalmak için uygun şartlar değildir"
 
Unutulmuş bir sünnet…
Yıllardır itikâf sünnetini ihmal ettiğimizi anımsatan Molla Fahrettin Aslan ise, bugün bu sünneti tekrar ihya etmemiz gerektiğini söyledi. Resulullah`ın, yaptığı bazı şeyleri daha sonra terk ettiğini kaydeden Aslan hoca, itikâfı ise asla terk etmediğini vurguladı.
 
Son 10 gün manevi açlığınızı giderin
Büyük Hadis âlimlerinden İmam Zührî`nin "İtikâfı terk edenlere şaşıyorum. Allah Resulü, bazı adetlerini ara sıra terk ettiğini biliyorum ama O sallallahu aleyhi ve sellem, itikâfı hiç terk etmedi" sözünü hatırlatan Aslan hoca, "İmkânı olan insanlar için özellikle günümüzde camiler müsaittir. İtikafa girmek isteyen kardeşlerimiz camideki hocalara müracaat etsinler ve bu sünneti ihya etsinler. Allah Resulü Ramazan`ın son 10 gününü itikafla geçirirdi. Maksat hem kadir gecesine nail olmak hem Ramazan`ın son 10 günün iyi değerlendirmek ve böylece nefsi önümüzdeki yıla hazır kılmak. Ramazanın son 10 günü Allah Resulü için bir dolum merkezi idi. Bir şarj olma dönemi idi. Biz müminler de özellikle imkanı olanlar için son 10 günü Allah Resulünün ve ashabın gösterdiği hassasiyeti en azından imkanı varsa o süreyi bir nefsi arındırma, eksik bıraktığımız yanımızı tamir etmeye vesile olsun. Senenin 11 ayında ruhumuzu çok eksik bırakıyoruz. Manevi yönden çok aç kalıyoruz. En azında son 10 günü manevi açlığımızı giderelim. Artık vücudumuza yatırım yapmayalım. Varsın vücudumuz zayıflasın ama biz ruhumuzu güçlendirelim" ifadelerini kullandı.
 
Bir lahza da olsa istifade edin
Nefis muhasebesi için itikâfın iyi bir fırsat olduğunu dile getiren Molla Fahrettin Aslan, kısa bir zaman da olsa bu hayırdan yararlanılması gerektiğine dikkat çekerek, "İtikaf, nefis muhasebesi için iyi bir fırsattır. Nefsimizi hesaba çekme, hatalarımızı düzeltme, noksanlıklarınızı giderme bu fırsatları ganimete çevirmeyi bilmeliyiz. Sünnet itikâflarda sınır yoktur. Camiye girip 5 dakika itikâfa niyet eden kişi itikâf sevabını alır. İmkânı varsa işi yoksa 10 gün boyunca itikâfa girmesi daha evladır. Ama adam işçidir çoluk çocuğunu nafakası peşinde koşuyor, bu insan mazurludur. Bunun çalışması da bir ibadettir. Onlar da itikâfa girmek istiyor. Bunlara tavsiyem en azından boş vakitlerinde camiye girdikleri zaman `ya rabbi itikaf etmek istiyorum` Bu niyetle yapsınlar. O esnada inşallah itikâftaymış gibi sevap alırlar. Kişi bir ay da durabilir bir gün de durabilir bir lahza da durabilir. Mutlaka istifade etsinler. Camide boş duracakları yerde itikâftan istifade etsinler" şeklinde konuştu. (Fırat Arslan - İLKHA)