Her zaman olduğu gibi bağırarak sesini duyurmaya çalışıyordu Kuran öğretmenimiz. YGS ve LYS sınavına hazırlık kitaplarıyla dolu olan sıralardan anlamsız bakışlar savruluyordu öğretmenimize. İçi boş sorular ve kuru kalabalıktan geçilmeyen sınıftan öğretmen avazı yettiğince bağırdı:
 

Gençler! Allah’ın kelamını dinleyin Allah için. Haydi haydi! Herkes Kuranlarını açsın, yüzünden okuyacağız bugün. Dedi. Kıraati (Kuran okuyuşu) düzgün olan bir kardeşimiz Nahl suresinden okuduğu bölümden sonra hoca tekrar sözü aldı: “Evet arkadaşlar. Okuyuşunuz gayet iyi. İmamlık mülakatlarında kıraat konusunda sıkıntı yaşamazsınız. Tecvide iyi bakın.” Gibi imamlık mülakatlarındaki püf noktaları aktarmaya gayret etti. İmamlık yapmakta birlikte üniversite okunabilineceğini ve buna benzer daha birçok, imamlığın getirdiği kolaylıkları anlattı. En son sözlerinden birisi şu oldu: “Hem dünyanızı hem de uhrevi hayatınızı kurtarırsınız.”
 

Hafif bir gülümsedim içimden. Ve “VAY BE! Bu iş bu kadar basit öyle mi?” Dedim kendi kendime.
“Yoksa siz, kendinizden önce gelip geçenlerin hali (uğradıkları sıkıntılar) başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluklar, öyle sıkıntılar dokundu ve öyle sarsıldılar ki, hatta peygamber ve beraberinde iman edenler: "Allah`ın yardımı ne zaman?" derlerdi. Bak işte! Gerçekten Allah`ın yardımı yakındır.” (Bakara 2/214)
Rabbimiz en güzelini bildirir bize… Selam ve dua ile…
 

Mus’ab Tamkan / Konya - Yaş:18