Siyonist işgal rejimi İsrail’deki medya kaynakları tarafından Mısır cuntasının askeri darbeyi üç gün önce İsrailli yetkililere bildirdiği yönünde sızdırılan bilgiler doğruysa, Mısır’da meydana gelen darbenin içerde ve dışarıda birçok ayağı var ve komplo sanılandan daha büyük, daha planlı ve daha derin. Yine bu bilgi, Ocak devriminden vazgeçildiği boyutunu da aşıp, işgalciye bağımlılığı ve ona hizmeti kökleştirecek, direnişle Mübarek döneminden daha fazla uğraşılacağını ve boğazının sıkılacağını gösteriyor.
Darbeden hemen sonra Gazze’ye karşı alınan kararlar ve üzerindeki kuşatmayı daha da sıkı hale getirme girişimleri cuntanın Gazze ile ilişkileri konusunda çok tehlikeli ipuçları veriyor. Gazze istikrarsızlık ve güvensizlik kaynağı olduğu düşüncesi üzerinden muamele görecek ve uygulanacak ambargo nedeniyle buradaki insanların hareket alanının daralmasından ötürü karşılaşacağı sıkıntılar kimsenin umurunda olmayacak.
2008 yılının yaz döneminde zirve yapan kuşatma ve ambargo Gazze halkının canına tak ettiğinde bölgeden öfkeli bir kalabalık sınırı geçerek Ariş’e kadar gelip buradan ihtiyaçlarını aldıktan sonra Gazze’ye geri döndü. Olayın ardından kameraların karşısına çıkan dönemin Mısır İçişleri Bakanı Mübarek Ahmed Ebu’l-Ğayt, sınırı geçen Filistinlileri bacaklarını kırmakla tehdit etmişti. Aynı yılın son ayında işgal ordusu Gazze’ye yönetimi elinde bulunduran Hamas hükümetini düşürmek için karadan, havadan ve denizden savaş başlattı. Kuşatma altında olan Gazze her şeye rağmen barbar işgal ordusuna üç hafta boyunca direndi.
Ve bugün ambargo yeniden ağırlaştırılıyor. Bu kuşatmada Mısır’ın parmağı da var. Sina’daki karanlık eylemlerin ardından Gazze ve Filistinlilere yönelik karalama kampanyası Mısır basınında tüm hızıyla devam ediyor. İşgal rejimi İsrail, Gazze’ye karşı yeni bir saldırı için şartları oluşturmak için çalışıyor. Şayet böyle bir savaş olacaksa bu, Mısır’da meydana gelen darbenin bir uzantısı olacak. Çünkü yeni cuntanın Gazze, direniş ve Filistinlilere taraf olmayacağını çok iyi biliyor. Bu savaş, Filistinlilerin semeresini kısa sürede almayı umdukları Arap Baharının tökezlediği ve gerilediği bir dönemde olacak.
2008 yılında meydana gelen savaşta, ölüm kalım savaşı dayatılırsa direnişin yapacağı en son kahramanlığı göstermesi gerektiğini ifade etmiştik. Bugün yine aynı şeyi söylüyoruz. Zaman çok değişti. Direnişin gücü de arttı ve önemli bir mesafe kat etti. Kuşatmanın tarafları ve şekli de farklılaştı. İşgalcinin direnişi bitirmek için ister Mısır, ister Filistin cenahında olsun güvendiği ve umut bağladığı kişilerin ise, işin öyle kolay olmadığını bilmeleri gerekir. Devrimcilerin onlara karşı tutumu henüz yumuşamadı. İradeyi ortaya koyma savaşı daha yeni başlıyor.
Lima Hatır / Lima Hatır