Avrupa İslamofobi Raporu 2022 yayımlandı

Grek paganizmi, Roma askeri ve siyasal düzeni ile Hıristiyanlık mistisizmi şeklinde tarif edilen üç sacayağı üzerine kurulu olan Batı Medeniyeti’nin İslam ve Müslümanlara yaklaşımı gün be gün katılaşmaya doğru giderken bunun yansımaları Avrupa sokaklarında Müslüman karşıtlığı şeklinde kendini gösteriyor. ‘Avrupa İslamofobi Raporu’ (EIR), 2022'de Avrupa ülkelerinde Müslüman karşıtlığının kurumsallaştığı gerçeğini ortaya koydu.

DOĞRUHABER

Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Batı Dünyası’nın temel dinamiklerinden sayılan tüm kurum ve kuruluşlarında İslam/Müslüman karşıtlığı eylem ve söylemde kendini bariz bir şekilde gösteriyor.

Her yıl düzenlenen ‘Avrupa İslamofobi Raporu’ Türk-Alman Üniversitesinden Doç. Dr. Enes Bayraklı ile Georgetown Üniversitesinden Doç. Dr. Farid Hafez'in editörlüğünde hazırlanarak yayımlandı.

ABD ve Avrupa'da bulunan birçok enstitü ve kuruluş tarafından desteklenen raporda, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkileri, Avusturya ve Fransa gibi ülkelerde Müslümanlık karşıtı mevzuat ve tedbirlerin nasıl geliştiği ile Avrupa ülkelerindeki İslam ve göçmen karşıtı olaylar gibi konular ele alındı.

Avrupa'daki 23 ülkeye ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı rapora göre, bazı Avrupa ülkeleri, 2022'de Müslüman karşıtlığının kurumsallaşmasına katkı sağlayacak adımlar attı. Bazı Avrupa ülkelerinde inancı hedef alan saldırılarda artış görüldü.

MÜSLÜMAN KARŞITLIĞI AVRUPA ÜLKELERİNDE KURUMSALLAŞIYOR

Kurumsallaşmış Müslüman karşıtlığının bir yansıması olarak Avusturya Entegrasyon Bakanı Susanne Raab'ın ikincisini düzenlediği "Viyana Ayrımcılık ve Aşırıcılıkla Mücadele Forumu"na 10 ülkeden katılım olduğu belirtilen raporda, Raab'ın, "Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi"nin yıllık bütçesini 500 bin avrodan (yaklaşık 10 milyon lira) 1,7 milyon avroya (yaklaşık 35 milyon lira) çıkardığına vurgu yapıldı.

Müslüman nüfus üzerindeki baskının arttığı Fransa'da ise Ocak-Ağustos 2022 döneminde 1727 İslami kurum kontrol altına alındı, 118 kurum kapatıldı ve 10 milyon avroya (yaklaşık 205 milyon lira) el konuldu.

Fransa'da Müslüman kadın ve kız çocuklarının giyimine yönelik "Laiklik Planı" da uygulamaya konulurken, öğretmenler ile yöneticiler, çok uzun etekli kızları tespit etmeye, rapor etmeye ve disiplin şikâyetinde bulunmaya zorlanıyor.

Danimarka'da Müslüman göçmenlerin çocuklarının haftada 35 saat ailelerinden ayrılarak, "Danimarka değerleri" eğitimine alındığı belirtilen raporda, burada başörtüsü yasağının gündeme geldiğine işaret edildi.

Raporda, 23 Avrupa ülkesindeki siyasetçilerin ve medyanın Müslüman karşıtı söylemleri, Müslümanlara ve Müslüman kurumlarına yönelik saldırılar ile kurumlardaki Müslüman karşıtlığına ilişkin detaylı incelemeler de yer aldı.

AVUSTURYA

Ülkede Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliği (ATİB) Genel Merkezi 2022'de de saldırıya uğradı. Genel Merkezin camları kırılırken, Yeşil Caminin duvarlarına İslam karşıtı sözler yazıldı.

Boşnaklara ait ZemZem Derneği de mescit kısmını büyütmek isteyince, ırkçı gruplar tarafından protesto edildi.

BELÇİKA

İbadethanelerin sık sık saldırıya uğradığı Belçika'da bir okulun ruhsat talebi "Milli Görüş" düşüncesine yakın olduğu iddiasıyla reddedildi. Flaman Bölgesi Eğitim Bakanı Ben Weyts, "Belçika'nın demokratik değerlerine aykırı düşünceler öğrettiği" iddiasıyla talebi kabul etmediklerini açıkladı.

İnsan hakları, eşit fırsat ve hakları teşvik etmenin yanı sıra ayrımcılıkla mücadele konularında çalışma yürüten Federal Eşit Haklar Merkezine (Unia) yapılan yaklaşık 3 bin şikayetin yüzde 8,8'ini inancından dolayı kötü muameleye maruz kaldıklarını söyleyenler oluşturdu. Bu şikayetlerin yarısını ayrımcılık, üçte birini de nefret söylemleri oluşturuyor.

DANİMARKA

Ülke polisinin açıkladığı istatistiklere göre, 2021'de şikayete konu olan 521 nefret suçu işlendi. Bunlardan 164'ünde kişi ve kurumların inancı hedef alınırken, saldırılara maruz kalanların yaklaşık yüzde 40'ını Müslümanlar oluşturdu.

Danimarka'da 2017-2021 yıllarında işlenen 792 nefret suçunun 389'u Müslümanlara karşı işlendi.

FİNLANDİYA

Finlandiya polisinin yayımladığı rapora göre, 2021'de nefret suçları 2017'den sonra ilk kez artarken nefret suçlarına en fazla maruz kalan grup Müslümanlar oldu.

Müslüman karşıtı söylemleriyle bilinen Gerçek Finler Partisi lideri Riikka Purra'nın, Finlandiya'nın kalkınmasından Müslümanlar ve diğer azınlıkların değil yalnızca Finlerin yararlanması gerektiğini ifade etmesi de EIR'da yer aldı.

FRANSA

İçişleri Bakanlığından bir istatistik yayımlanmasa da Avrupa'da İslamofobi'ye Karşı Kolektif grubun yayımladığı rapora göre, 2022'de 501 şikâyet yapıldı.

Ülkede siyasiler de Müslüman karşıtı söylemleriyle seçmeni etkilemeye çalışıyor. Raporda, buna örnek olarak aşırı sağcı politikacı Eric Zemmour'un polislere hitaben yaptığı konuşmada, "polislerin Fransız Müslümanlarıyla ve gelişmemiş bölgelerden gelen göçmenlerle savaş halinde olduğu" ifadeleri gösterildi.

Almanya

Alman Entegrasyon ve Göç Araştırmaları Merkezinin anketine göre, ülke nüfusunun yüzde 33'ü bazı ırkların diğer ırklara göre doğası gereği daha çalışkan olduğunu düşünüyor.

Yabancı düşmanlığı, demokrasi ve otoriterlik üzerine çalışmalar yapan Leipzig Autoritarismus-Studie'nin 2022 yılı anketine göre katılımcıların yüzde 70,2'si Müslüman göçmenlere yasak getirilmesini savunurken, yüzde 79,3'ü kendisini Almanya'da yabancı gibi hissediyor.

Aynı anketin 2020'deki sonuçlarında ise yalnızca yüzde 24,7'lik bir kesim Müslüman göçmenlere yasak getirilmesini savunuyordu.

YUNANİSTAN

Irkçı Şiddet Kayıt Grubu isimli kuruluş 2022'de önceki iki yılın kayıtlarını inceleyen rapor açıkladı. Buna göre 2021'de 2020'ye göre ırkçı ve ayrımcı saldırılarda düşüş yaşandı. Ülkede ırkçılık olarak kabul edilen 72 suçun işlendiği belirtilirken, bunların 28'i göçmenlere karşı işlendi.

Yunanistan polisi 2021'de de 44 ırkçı saldırının yaşandığını, bunların 17'sinin bir inanca yönelik saldırı olduğunu açıkladı.

HOLLANDA

Müslümanların ibadethanelerine sık sık saldırıların düzenlendiği, ramazan ayında ibadethanelerin çevresinde İslam karşıtı grupların mangal yaktığı Hollanda'da, polisin açıkladığı istatistiklere göre, inanca yönelik saldırıların yüzde 67'si Müslümanlara yönelik işlendi.

İş yerinde ayrımcılığa uğradığını ifade eden 63 kişiden 39'unu Müslümanlar oluştururken, okulda ayrımcılığa uğradığını söyleyen 30 kişiden 26'sı da yine Müslümanlar oldu.

İSPANYA

İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 2019'dan beri her yıl artan sayıda nefret suçu işlenen İspanya'da, İspanyol Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı Gözlemevinin (OBERAXE) raporuna göre, sosyal medyadaki İslamofobik ve ırkçı söylemlerde artış yaşanıyor.

OBERAXE'nin Temmuz-Ağustos 2022'deki araştırmasına göre, ülkedeki toplam sosyal medyada kullanılan nefret söyleminin yüzde 20'sini Müslüman karşıtı söylemler oluştururken bu sayı bir önceki yıl yüzde 14,7'ydi.

BİRLEŞİK KRALLIK

İngiltere hükümetinden yapılan açıklamaya göre, Mart 2021- Mart 2022 arasında İngiltere ve Galler'de Müslümanlara yönelik işlenen suçlarda bir önceki döneme göre yüzde 26'lık artış yaşandı.

İşlenen 8 bin 730 inanca yönelik suçun 3 bin 459'unun Müslümanlara yönelik suçlar olduğu belirtilen açıklamada, ülkedeki 1800'ü aşkın caminin en az yüzde 35'inin her yıl en az bir kere saldırıya maruz kaldığı ifade edildi.

AVRUPA KOMİSYONUNUN TAVSİYELERİNİ AB ÜLKELERİ EYLEM PLANLARINA DAHİL ETMELİ

Raporda, Müslüman karşıtlığıyla mücadele için somut politika önerileri de sıralandı.

Avrupa Konseyi Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI) tavsiyelerinin dikkate alınmasının gerektiği ifade edilen tavsiyeler listesinde bunların Avrupa Birliği (AB) üye devletlerin çeşitli ulusal eylem planlarına dahil edilmesi gerektiğine de vurgu yapıldı.

"UKRAYNA SAVAŞI IRKÇI POLİTİKALARI GÖSTERDİ"

Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan Doç. Dr. Bayraklı, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın, Avrupa'nın ikiyüzlü tutumunu da gösterdiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Ukrayna savaşı Avrupa'nın İslam dünyası kökenli mülteciler ve göçmenlere yönelik yürüttüğü ırkçı politikaların açığa çıkmasını sağladı. Bugüne kadarki söylem Avrupa'nın yeni mülteci kabul edemeyeceği çünkü Avrupa'nın tamamen dolu olduğu, kapasitesini doldurduğuyla ilgili bir söylemdi. Fakat bunun böyle olmadığını, Ukrayna'da savaş başlar başlamaz milyonlarca mülteciyi birkaç gün içinde kabul ederek, Avrupalılar göstermiş oldu."