Kremlin Sarayı'nda bir araya gelen Putin ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in katılımıyla Rus ve Çin heyetleri arasında görüşmeler yapıldı.
İki ülke lideri, görüşmeler sonrası bazı bildiriler imzaladıktan sonra basın toplantısı düzenledi.
Görüşmelerin "başarılı", "yapıcı" ve "samimi" şekilde gerçekleştiğini dile getiren Putin, Şi ile 2 ortak bildiri imzaladıklarını belirterek, "Bu bildiriler, tarihteki en yüksek gelişme düzeyinde gerçek kapsamlı ortaklık ve stratejik etkileşim örneği olan Rusya-Çin ilişkilerinin özel doğasını tamamıyla yansıtmaktadır." dedi.
Çin ile tüm düzeylerde etkileşimde olduklarını aktaran Putin, "Bu, en zor durumlarda bile tüm sorunlara çözüm bulmamızı, ikili ve uluslararası gündemlerdeki tüm güncel konuları şahsen kontrol altında tutmamızı sağlıyor" diye kaydetti.
Putin, Çin’in, Rusya’nın önde gelen dış ticaret ortağı olduğunu vurgulayarak "Devletlerimiz, uyumlu girişimlerle ikili ticaretin gelişiminin yüksek dinamiğini koruyor. İkili ticaret, geçen yıl yüzde 30 artarak rekor kardı ve 185 milyar doların üzerine çıktı. Bu yıl 200 milyar doları aşabilecek güce sahibiz" dedi.
Ticaret alanındaki ödemelerde ulusal para birimlerinin kullanılmasının genişletilmesi önemini işaret eden Putin, "Geçen yılın ilk üç ayda karşılıklı ticaret işlemlerinde ruble ve yuan payı yüzde 65'e ulaştı ve büyümeye devam ediyor. Bu da ticaretimizi diğer ülkelerin etkisinden ve döviz piyasalarındaki olumsuz durumdan korumamızı sağlıyor" açıklamasını yaptı.
Şi ile görüşmede enerji alanındaki işbirliğini de ele aldıklarını belirten Putin, Çin'in Rus petrolünün ithalatında lider konumuna çıktığını söyledi.
Vladimir Putin, doğal gaz sevkiyatı için Moğolistan üzerinden inşa edilmesi planlanan "Sibirya'nın Gücü 2" doğal gaz boru hattının Çin'e doğal gaz ihracat hacmini daha da artıracağını belirtti.
Çin'e nükleer enerji santrallerinin inşa edilmesi konusunda yardımcı olduklarını dile getiren Putin, sivil uçak ile helikopter üretimi, metalurji, uzay, ilaç gibi alanlarda çeşitli ortak projeler hayata geçirdikleri vurguladı.
Tarım alanındaki ikili ticaret hacminin geçen yıl yüzde 41 arttığı bilgisini paylaşan Putin, iki ülkenin uluslararası ulaşım koridorlarını geliştireceklerini kaydetti.
İki ülkenin uluslararası ve bölgesel konularda aynı veya birbirine yakın pozisyon sergilediklerini vurgulayan Putin, dünyanın birçok bölgesinde gerilimin arttığına, küresel siyasi ve ekonomik krizlerin yaşandığına, ekonomik alanında da siyasi amaçlarla gayrimeşru yaptırımları uygulamasının yaygınlaştığına dikkati çekti.
Rusya Devlet Başkanı Putin, Şi ile görüşmede Ukrayna'daki durumu da ele aldıklarını aktararak "Çin'in ortaya koyduğu barış planı hükümlerinin birçoğunun, Rusya'nın yaklaşımlarıyla uyumlu olduğunu ve Batı ile Kiev'in hazır olduğunda barışçıl bir çözüm için baz alınabileceğini düşünüyoruz. Ancak şimdiye kadar onların buna hazır olduğunu göremiyoruz" diye konuştu.
İngiltere'nin Ukrayna'ya zayıflatılmış uranyumlu mühimmat sevk edeceği yönündeki açıklamasını da değerlendiren Putin, "Bu gerçekleşirse, Rusya gerekli şekilde cevap vermek zorunda kalacak" diye kaydetti.
Çin Devlet Başkanı Şi de Putin ile görüşmelerin "samimi", "dostane" ve "verimli" şekilde geçtiğini belirterek "Çin-Rusya bağları ikili ilişkilerin çok ötesine geçerek modern dünya düzeni ve insanlığın kaderi için hayati önem taşıyor. Bu konuda Putin ile hemfikiriz" dedi.
İlişkilerin her alanda geliştiğini aktaran Şi son 10 yılda iki ülke arasındaki ticaret hacminin yüzde 116 arttığını kaydetti.
Çin ile Rusya'nın, BMGK'nin daimi üyesi olduğuna dikkati çeken Şi, "Ülkelerimizi, ileride de uluslararası toplumla birlikte BM'nin tüzüğündeki amaç ve ilkelere dayanan uluslararası ilişkilerin temel normlarını kararlılıkla desteklemeye devam edecek" ifadelerine yer verdi.
Şi, Rusya ile Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), BRICS, G20 gibi uluslararası platformlarda iş birliğini güçlendireceklerini bildirdi.
Geçen ay Ukrayna krizinin çözümüne ilişkin bir plan yayınladıklarını anımsatan Şi, "Bu krizin çözümü konusunda, BM Şartı'nın amaç ve ilkelerini baz alıyoruz, nesnel ve tarafsız pozisyon sergiliyoruz, uzlaşmayı ve müzakerelerin yeniden başlatılmasını destekliyoruz. Pozisyonumuz konunun özüne ve gerçeğe dayalıdır. Her zaman barıştan ve diyalogdan yanayız, tarihin doğru tarafında yer alıyoruz" dedi. (İLKHA)