VAN- Anayasa Mahkemesi'nin 10 yıllık tutukluluğu fazla bularak yasayı iptal etmesi ve yeni düzenleme için TBMM'ye bir yıl süre tanımasının ardından, en fazla tutukluluk süresinin, 6 yılla sınırlandırılacak olması yıllardır haksız yere içeride yatan insanları umutlandırmış durumda.

 

Hukukçular verilecek kararı olumlu bulurken yeni mağduriyetlerin yaşanmaması için Yargıtay'ın yükünü hafifletecek İstinaf mahkemelerinin derhal uygulamaya konulmasını istedi.

 

"5 yıllık süresini dolduranlar tahliye edilmeli"

Hür Dava Partisi Van İl Başkanı ve aynı zamanda Van Barosu'na bağlı Avukat Rasim Sayğın, söz konusu kararın iptal edilmeden önceki haline değindi.

 

Türkiye'de tutuklu yargılama süresinin daha önce 2 yıl olduğunu söyleyen Sayğın, hâkimin makul gerekçeler göstererek bunu 3 yıl daha da uzatabildiğini söyleyerek, "Bu da 5 yıl yapıyordu. Fakat belli suçlar açısından, özellikle terör suçları açısından bu tutukluklu süresi 2 katına kadar arttırılabiliyordu. Burada da 10 yıllık bir tutuklama süresinden bahsedilmekteydi. Anayasa Mahkemesi'nin son iptal kararı ile birlikte bu belli suçlar açısından tutukluluk süresinin 2 kat arttırılmasına yönelik düzenleme iptal edildi. Ve bunun yerine getirilmesi, iptalden kaynaklı yeni bir düzenleme yapılması için hükümete de 1 yıllık bir süre verildi. Haliyle şu andaki tutukluluk süresi 2 katı iptal edildiğine göre 5 yıldır. Mahkemelerin Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını uygulamak için yeni bir düzenleme beklemesine de ihtiyaç yoktur aslında. 5 yıllık süreyi dolduran kişinin tahliye edilebilmesinin mümkün olabileceği kanaatindeyim" dedi.

 

Sayğın konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

"Yargı nasıl daha hızlı çalıştırılabilir?"

"Fakat Anayasa Mahkemesi'nin şöyle bir istisnası da var! 5 yıllık süre, mahkemenin karar vermesine kadar olan süreci kapsıyor. Mahkeme kararının verilmesinden sonra, hükmen tutukluluk dediğimiz olay bu beş yıllık süreyi dâhil etmiyor. Dolayısıyla mahkemenin hiçbir karar vermeksizin 5 yıl boyunca tutuklu bulduğu şahısların şu anki mevcut duruma göre tahliye edilmesi gerekir. Fakat Anayasa Mahkemesi'nin 5 yıldan sonraki özellikle 6. yılın devamlı sürelerdekini, Yargıtay aşamasındakini hesaba katmaması çok da hukuku uygun bir durum değildir. Çünkü tutukluluk Yargıtay'da da tutukluluktur, mahkemeden önce de tutukluluktur. Bu sürelerle ilgili olarak, süreyi uzatma yerine, elbette ki çok ciddi suçlular vardır toplum içerisinde. Tutuklu olup bir karar verilemeyen suçlar vardır, bunun istisnalar yüzünden toplumun tamamının güvenirliğini, özgürce yaşama alanını kısıtlamaya yönelik bu tutukluluk sürelerini uzatmak yerine yargıyı hızlandıracak tedbirlere başvurmak daha doğru olur. Yani, yapılacak şey aslında; 'Tutukluluk süresi 10 yıldı, bu durumda bir çok kişi tahliye olacak' gibi sözlerden ziyade 'yargı nasıl daha hızlı çalıştırılabilir' sorusu üzerinde kafa yormak lazım."

 

"Benim kararım ancak 10 yılda çıkar mantığı doğru değildir"

İstinaf Mahkemeleri'nin uygulamaya konulması gerektiğini altını çizen Sayğın, "İstinaf Mahkemeleri; yerel düzeyde belli illerin bağlı olduğu Yargıtay'dan önceki ilk derece mahkemesidir. Bir takım suçlar açısından Yargıtay'a gitmeksizin istinaf mahkemelerinde bunun itirazı yapılıp süreç hızlandırılabilir. Bu Yargıtay'ın iş yükünü de hafifletir. Ama uzun yıllardır bu uygulamaya konulamadı. Haliyle yargının kendi eksikliğini şahıslara yansıtması doğru bir şey değildir. Elbette bundan olumlu anlamda haksız bir şekilde uzun süre tutuklu kalanlar olduğu gibi, gerçekten de tahliye edilmesi toplum açısından sakıncalı olan çok ciddi suçlar var, toplumun vicdanını rahatsız eden çok ciddi suçlar var. Ama yapacak bir şey yok. Eğer bu tür olumsuzluklarla karşılaşılmak istenmiyorsa, yargının kendi içinde ciddi bir çalışma yapması lazım. Daha hızlı hareket etmesi ve daha hızlı karar vermesi lazım. Yoksa 'ben yavaş çalışıyorum. Benim kararım ancak 10 yılda çıkar, dolayısıyla bir kişi 10 yıl tutuklu kalabilmelidir.' Mantığı doğru bir mantık değildir" şeklinde konuştu. (Fırat Arslan-İLKHA)