Kahramanmaraş'ta ikamet eden Mehmet Kukur, depremde ağır hasar gören binadan sürünerek çıkmayı başardı.

Dulkadiroğlu ilçesinde çadırda tek başına kalan ortopedik engelli Kukur, depremde her şeyini kaybetmesine rağmen Allah'a şükretmekten bir an geri durmuyor.

Kahramanmaraş'ta depremzedelerin yaralarını saran Umut Kervanı ve çadır kentteki komşularının yardımları sayesinde hayat mücadelesini sürdüren Kukur, insanların hallerine şükretmekten asla geri durmamalarını istedi.

Deprem anında yaşadıklarını anlatan Kukur, depremde ağır hasar gören binada kendisi gibi başka engelli kişilerin de olduğunu, kendi imkânlarıyla binadan sürünerek çıktıklarını belirtti.

"Sürüne sürüne çıktık"

Her şeyin Allah'tan geldiğine inandıklarını vurgulayan Kukur, "Engelliler zor çıktı binadan. Zorlandık, kapılar örtüldü. Sürüne sürüne çıktık. Öbür engelli arkadaşlar da sürüne sürüne çıktı. Yapacak bir şey kalmadı. Ne yapalım? Allah'tan geldi. Her şey Allah'ın elinde. 10 ilimizin başı sağ olsun." dedi.

"O günü anlatamam"

Depremin ilk günün kendisi için çok zor bir gün olduğuna dikkat çeken Kukur, "O günü anlatamam. Bir arkadaştan beni çarşının içine götürmesini istedim ama gidemedik. Her yer gitmiş. Komşularımla aram iyi, bana yardımcı oluyorlar. Oğlum buradaydı, gitti. Ben de yarın gideceğim.  Devlette, millette bize bakıyor. Arkadaşlar yemek yapıyor. Gündüz camiye namaz kılmaya gidiyorum. Gün boyunca çadırımın yanındayım. Başka yaptığım bir şey yok." diye konuştu.

"Mezara kimse bir şey götürmüyor"

Depremin ilk gününden bu yana yüzlerce üye ve gönüllüsüyle Kahramanmaraş'ta yardım çalışmalarını yürüten Umut Kervanından kendilerine yardım elinin uzatıldığını ifade eden Kukur, şöyle devam etti:

"Umut Kervanından yardımlar geliyor. Yemekleri de güzel çıkıyor. Buralara yardım edin. Ramazan da geliyor. Buralara erzaklar bol gelsin. İnsanlar aç, susuz kalmasın. İnsanların sıcak yemek yemesi gerek. Kahvaltı yemesi gerek. Yemek olmazsa gıdasız kalırsın. Zenginler elini cebine soksunlar. Mezara kimse bir şey götürmüyor. Öbür dünyaya ne götürecekler? Herkesin evi vardı, gitti. Halimize şükredelim. Daire olmazsa çadırda yaşarız. Eskiden dedelerimiz, nenelerimiz, babalarımızla birlikte hepimiz bir odada yaşıyorduk. Şimdi de yaşarız, bir şey olmaz." (İLKHA)