Borrell, Fransa'nın Strazburg kentinde toplanan AP Genel Kurulunda işgal rejimi-Filistin konulu oturumda konuştu.
Hem işgal rejimi hem Filistin tarafıyla süren kişisel ilişkisine değinen Borrell, siyonist Dışişleri Bakanı Eli Cohen ve Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye ile bu sabah dahi telefon görüşmesi yaptığını, Iştiyye'yi Brüksel'e davet ettiğini söyledi.
Borrell, Cohen ile telefon görüşmesinin ayrıntıları hakkında bilgi vererek şunları aktardı:
"Bu sabah, bu tartışmadan pek memnun olmayan İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen ile telefonda konuştum. Endişeliydi ve AP'nin neden İsrail'in içişlerine karıştığını sordu, bir kez daha beni suçlayarak. Üzgünüm. AP beni bir konuyu görüşmek üzere çağırırsa, gelmeliyim değil mi? 'İsrail'de demokrasinin bozulması ve işgal edilen topraklarda bunun sonuçları' panele bu başlığı koyan ben değilim, siyasi gruplardır."
AP'nin önemli gördüğü her şeyi tartışmakta özgür olduğunu vurgulayan Borrell, "İsrailli bakana çok dostane bir şekilde açıklamaya çalıştığım şey de buydu. Bakın, parlamenterlerin İsrail'de ve işgal altındaki Filistin topraklarında büyüyen şiddet sarmalından endişe duymaları normaldir." diye konuştu.
Borrell, "Elbette, iki devletli çözüme güçlü bir inancımız var ve bundan başka geçerli bir alternatif olmadığına inanıyoruz. Uluslararası ortaklarımızla çatışmaya barışçıl bir çözüm için çalışmaya devam edeceğiz." dedi.
AP'deki oturumun Cohen'e işgalci karşıtı bir pozisyona sahip olmak için değil, Ortadoğu barış sürecine nasıl katkıda bulunulacağını göstermek için faydalı olmasını umduğunu belirten Borrell, şöyle devam etti:
"Eğer bir endişemiz varsa, bir endişeniz varsa, dünyanın her yerinde olduğu gibi bunları dile getirmekten ve iletmekten çekinmeyeceksiniz. Örneğin, Knesset ölüm cezasını yeniden tesis edebilecek bir yasa tasarısını tartışıyor. Prensip olarak ölüm cezasına şiddetle karşı olduğumuzu biliyoruz."
Borrell, "Avrupa Parlamentosu İsrail'deki iç dinamikleri tartışmak, bölgedeki değer ve çıkarlarımıza ilişkin algımız açısından orada neler olduğunu anlamak için tam yetkiye sahiptir. Bunda garip olan hiçbir şey yoktur. Bu bir müdahale olarak görülemez İsrail demokrasisine olan ilgimizi ve takdirimizi göstermenin bir yolu olarak görülebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Batı Şeria'daki hukuksuz muamelelerle ilgili eleştiriler
AB Yüksek Temsilcisi Borrell, yerleşimlerle ilgili şunları aktardı:
"Bu konuda açıktık ve bir kez daha açık olacağım. Yerleşimler uluslararası hukuka göre yasa dışıdır. Bunu söylemek İsrail karşıtı olmak mı? Hayır. Filistinlilerin evlerini yıkmaları ve tahliye etmelerinin yanı sıra yerleşim genişlemeleri de durdurulmalıdır. İsrail hükümeti, yerleşimci aşırılık yanlılarının şiddetine ciddi bir şekilde karşı koymalı ve failleri sorumlu tutmalıdır. Askeri operasyonlar orantılı ve uluslararası insani hukuka uygun olmalıdır."
Filistin'e çağrı
Borrell, Filistin yönetimin üzerine de bazı sorumluluklar düştüğünü belirterek şunları kaydetti:
"Güvenlik işbirliği açısından çabalarını iki katına çıkarmalı ve birçok İsraillinin hayatına mal olan terör eylemlerini önlemek için çalışmalıdırlar. Filistin topraklarını tek bir meşru otorite altında yeniden birleştirmek için Filistinlilerin uzlaşma yönünde çalışması da aynı derecede önemlidir. Filistinli gruplar uzlaşma görüşmelerine yapıcı bir şekilde dahil olmalıdır. Filistin halkı, liderliğinin meşruiyetini yenilemek için ulusal demokratik seçimlerde oy kullanma hakkını hak ediyor. Bu, gelecekteki barış görüşmeleri açısından da önemlidir."
İşgal rejiminin tepkisi
Siyonist Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada Cohen ve Borrell'in telefon görüşmelerine ilişkin şu ifadelere yer verilmişti:
"Cohen, İsrail devletinin iç siyasi işlerine olabilecek herhangi bir müdahale girişiminin engellenmesini istedi. Cohen, AB'nin İsrail içişlerine müdahalesi ve Filistinlileri finanse etmesi artık durmalı'' dedi.