BATMAN - Ramazan ayında maddi durumu iyi olan müminlerin yerine getirdiği farziyetlerden birisi de zekâttır. Zekâtın manevi, fıkhi ve toplumsal boyutu hakkında bilgi veren Batman İl Müftülüğü Din Hizmetleri ve Eğitim Şube Müdürü Mahmut Erin, zekâtın, Allah'ın Müslüman zenginlere farz kıldığı bir fariza ve İslam'ın beş şartından birisi olduğunu söyledi.

 

ZEKÂT VERMEKLE ZENGİNİN ELİ BOLLAŞIR VE CİMRİLİKTEN KURTULUR
Zekâtın manevi boyutu nedir?
Zekât, Allah'ın Müslüman zenginlere farz kıldığı bir farizadır ve İslam'ın beş şartından birisidir. Bu zekâtın verilmesiyle zenginler cimrilikten kurtularak cömertçe davranmaya teşvik olurlar. Çünkü insanların eli vermeye alışkan değildir ve verdikçe eli alışır. Zekât vereye alışır, sadaka verirken eli vermeye bollaşır. Fakir, fukarayı gözetmek suretiyle hem kendisi manen tatmin olur hem de çevredeki insanları da memnun eder. Zenginin kendisi zekât vermekle eli bollaşır ve cimrilikten kurtulur. Hem de fakir, fukaraya bu malı vermek suretiyle gönlünü hoş etmiş olur. Bunun da manevi boyutu çok yüksektir.

 

ALLAH, ZEKÂTI MÜSLÜMAN ZENGİNE FARZ KILMIŞTIR
Zekâtın fıkhi boyutu nedir?
Zekâtı Allah, değişik mallara koymuştur. Hayvanların zekâtı var, ticaret malının zekâtı var, altın ve gümüşün zekâtı var ve kullanılan paranın zekâtı var. Allah, bütün bu sayılan mal ve parada bir miktar zekât farz kılmıştır. Allah, her yıl bu zekâtı her Müslüman zenginin vermesini farz kılmıştır. Hayvanların zekâtı ayrı düşünülecek, ekinlerin zekâtı ayrı düşünülecek, ticaret malının, paranın, altın ve gümüşün zekâtı ayrı düşünülmesi gerekiyor. Zekât sadece Ramazan'da verilen bir fariza değildir. Üzerinden bir yıl geçtiği takdirde zekât verdiği gün hangi güne denk geliyorsa o gün itibariyle zekât farz kılınır. Ama zekâtı aceleye getirmek suretiyle Ramazan'dan sonra zekât günü gelen kimse isterse Ramazan ayında da verebilir.

 

Ticaret malını verirken bir insan kendi dükkândaki tüm malını hesaplayacak. Diyelim ki, 40 bin TL malı var. Ama o ticaretten kaynaklanan daha parasını vermediği mal var. O parasını vermediği malı düşürecek ve alacaklarını da katmak suretiyle hesaplayıp 40'ta birini yani yüzde 2 buçuğunu zekât olarak fakire dağıtacak. Aynı şekilde elinde bir miktar para veya altın nisaba gelmişse yani nisap dediğimiz 84 gram altın değerinde elinde para, altın veya gümüş birikmiş ve üzerinde bir yıl geçmişse bunun zekâtını hesaplayacak 40'ta bir veya yüzde 2 buçuğunu zekât olarak vermesi gerekir.

 

ZEKÂTIN TOPLUMSAL FAYDALARI ÇOKTUR
Zekâtın toplumsal boyutu nedir?
Zekâtın toplumsal faydaları çoktur. Fakir ve fukaraların zenginlere karşı kin duyguları vardır. Kendileri fakirlik içerisindeyken zenginleri gördükçe onlara karşı ister istemez bir kin, nefret ve çekememezlik duygusuna kapılır. Ancak zengin olan bir insan zekâtını hesaplayıp o fakirlik içerisinde olan yoksula dağıttığı takdirde onların gönlünü almış olur ve o fakirin o zengine karşı sevgi ve saygısı artar. Böylece toplumda anarşiyi ve terörü engeller. Zekât, hoşnutsuzluğu ve kaosu engelleyen en güzel müessesedir. Zenginler kendi zekâtını zamanında fakir ve fukaraya verdiği zaman o fakirin zengine karşı hiçbir kin ve nefret duygusu kalmaz. Bilakis o kin ve nefretin yeri sevgi ve saygıya olur. Zekât vermek toplumsal barışa en büyük katkı sağlar. Toplumsal barışı istiyorsak gerçekten zekâtı iyice işlemek lazımdır. Zamanında zekâtı verdiğimiz takdirde fakir ve fukaranın gönlü alınmış olur. Zenginler ile fakirlerin arasındaki o uçurumu asgariye indirir, nefret ve kin duyguları sevgi ve saygıya dönüşür." (M.Fatih Akgül - İLKHA)