Molla Abdullah Danış, İLKHA'ya yaptığı açıklamada deprem gibi afet ve musibetlerin ardından Müslümanların bundan nasıl ders ve ibretler çıkarması gerektiğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 “Her Müslümanın görevi İyiliği yapmak ve kötülükten sakındırmaktır”

Kuranı kerim baştan sona kadar bizden önceki ümmetlerin başına gelenleri bizlere  hatırlattığını söyleyen Danış , “Allah Teâlâ aziz Kuran'da emrediyor, 'Başınıza her ne musibet gelirse kendi yaptıklarınız yüzündendir Allah yine de çoğunu affeder.' ( Şuara 30 ) Her kim bu musibetlere razı olsa, her ne kadar hata yapmış olsa da Allah onu affeder ve ondan razı olur. Her kim bu musibetlerde isyan ederse ve 'ben ne yaptım da bu başıma geldi' derse o Allah'tan razı değildir. Allah ta ondan razı olmayacaktır. Bilmeliyiz ki böyle büyük musibetler İslam âleminin üzerine geldiğinde dünyada yaptığımız suçlardandır. Allah'ın emirlerine karşı geliyoruz. Emr-i bil maruf nehy-i anil münker Müslümanlar üzerinde farz kılınmış. Her Müslümanın görevi bunu yapmaktır. Fakat Emr-i bil maruf nehy-i anil münker toplumumuzda kalmamış. Allah'ın dinine muhalefet çoğalmış. Kur'an-ı Kerim baştan sona kadar bizden önceki ümmetlerin başına gelenleri bizlere neden anlatıyor? Ad, Semud, Lut, Nuh kavimlerimden bahsediyor. Kur'an-ı Kerim'de sürekli güçlü şekilde tekrarlanıyor ki aklımızı başımıza alalım diye. Bu kavimler de Allah'ın kullarıydı. Onlar da Hz. Âdem’in zürriyetindendi. Fakat Peygamberlerine itaat etmediler. Allah, bu kavimlerin başına türlü musibetler gönderdi. Bazıları büyük bir çığlık ile helak oldu. Kur'an-ı Kerim sürekli bizlere önceki kavimlerin başına gelenleri bizlere hatırlatıyor. Bizler Allah'ı unuttuğumuzda o zaman üzerimize bela ve musibetler gelecektir.” şeklinde konuştu.

“Kim Allah'ın kaderine razı olsa Allah ta ondan razı olur. Kim Allah'ın kaderine razı olmazsa Allah'ta ondan razı olmaz”

Molla Abdullah Danış

Danış, “Allah, bazen üzerimize musibetler gönderiyor. Biz hata yapmamış olsak ta bizleri imtihan ediyor. Bu kul Allah'ın gönderdiği musibete razı olur mu olmaz mı diye. Belalar peygamberlere geldiğinde razıdırlar.  Belaların en şiddetlisi başta peygamberlere sonra evliyalara ve sonra sırasına göre diğerlerin başına gelir. Hz. Eyüp peygamberi hatırlamamız lazım. Allah ona Salih evlatlar vermişti. Dünya malını çok vermişti ve onu peygamberi yapmıştı. Allah Teâlâ onu imtihan etti. Önce tüm malını depremle ondan aldı. Sonra başka bir depremle 40 oğlunu birden aldı. Hz. Eyüp elleriyle evlatlarını defnetmiştir. Ve ona hastalık vermiştir. Onun sabrı ve teslimiyeti ile Allah ondan razı olmuştur. Allah bize ne verdiyse hayr ondadır. Bizler de bu musibetlerden akıl ve nasihat almalıyız. Biz biliyoruz ki bu dönemde İslam âleminin başına gelen bu büyük musibetle binlerce insan depremle toprak altında kaldı. Bu depremde de büyük mucizeler gördük. Günlerce enkaz altında kalanlar sağ ve sağlıklı çıkarıldı. Enkazdan çıkan çocuğa 'yemeğini nasıl yedin?' dediklerinde 'birisi gelip bana yemek veriyordu' demişti. Bu musibetler başımıza gelebilir. Allah mümin süresi 60 ayetinde "Bana dua edin size icabet edeyim" buyuruyor.  Duanın da şartları vardır. Bu asırda duanın şartlarını da yerine getirmek çok zordur. Fakat biz dua etmeye devam edelim. Ya Rabbim o enkaz altında kalıp vefat edenleri şehitlerden eyle. Ya Rabbim kerem ve fazilet sahibisin. Biz biliyoruz ki bizlerin suçu ama sen 'ben çoğunu afferim' diye buyuruyorsun. Bizleri de affet. Bu musibetleri İslam âleminin üzerinden kaldır. Bizleri de bu musibetler karşında razı olduğun kullardan eyle. Her kim Allah'ın kaderine razı olsa Allah ta ondan razı olur. Kim Allah'ın kaderine razı olmazsa Allah ta ondan razı olmaz. Ya Rabbi yaptığımız hatalardan dolayı bizi bağışla. Bilmeliyiz ki bu musibetler sadece depremzedelerin başına değil hepimizin başımıza gelmiştir. Bunlar ders almamız içindir. Bu musibetler karşısında aklımızı başımıza getirmemiz gerekiyor.” dedi. (İLKHA)