Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde on dört gün önce meydana gelen ve çok sayıda insanın hayatını kaybettiği depremlerle ile ilgili Molla Remzi Uçar İLKHA'ya açıklamalarda bulundu.

Kahramanmaraş'taki deprem bölgesine giden Uçar, burada hem depremzedelerle bir araya geldi hem de değerlendirmelerde bulundu.

"Müslümanların tekrardan Rabbine yönelmesi, tekrardan Peygamber'in a.s sünnetine yönelmesi gerekir"

Uçar, bu depremin Müslümanları tekrardan Rablerine yönlendirmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

"Öncelikle depremde hayatını kaybeden kardeşlerimizin Rabbim mekanını cennet eylesin. Bu depremde acı çeken, sıkıntı çeken ve yaralananlara da Rabbim acil şifalar nasip eylesin. Tabii bizim hayatımızda daima ibretler almamız lazımdır çünkü Peygamber Efendimiz (sav) ve Rabbimiz bize birçok ayet-i kerimede ve hadis-i şeriflerde yaşanan meselelerden ibret almamızı söylemektedir. Hatta Abdullah Bin Mübarek, kendisi dahi atının serkeşliğinden kendine bir ibret çıkarmış, bir ders çıkarmış. Depremden de bizlerin iki anlamı ile ders çıkarmamız lazım. Birincisi maddi anlamda bir ders çıkarmamız lazım, tedbirlerin alınması lazım çünkü dinimiz birçok noktada bizlere tedbir almayı emretmektedir. Peygamberimiz a.s melekler tarafından korunmasına rağmen savaşa gittiği zaman zırhını giyer, tedbirini alırdı. Müslümanların da binaların yapımında, inşaatlarda gereken tedbirleri alması gerekir. Bu deprem bizim için bu noktada bir derstir. İkinci nokta ise manevi anlamda bizim ders çıkarmamız lazımdır çünkü başımıza gelen musibetlerin bir kısmı yaptığımız yanlışlıklardan, rabbimizden uzaklaşma sebebiyledir. Peygamber'in a.s sünnetinden uzaklaşma sebebiyle başımıza gelmektedir. Bu açıdan Müslümanların tekrardan rabbine yönelmesi, tekrardan Peygamber'in a.s sünnetine yönelmesi gerekir."

"Allah-u Ekber lafzı manevi bir motive oldu"

Molla Remzi Uçar

Uçar, tekbir seslerinin Müslümanları bir araya getirdiği ve manevi bir motive görevi gördüğünü söyleyerek şöyle devam etti:

"Bizler ilk saatten beri depremin ilk anlarından beri Maraş'ta, Adıyaman'da, Hatay'da farklı yerlerde elhamdülillah çalışmalarımız vardı. İttihadul Ulema olaraktan bizler Maraş'ta, Adıyaman'da seydalarımızla beraber, öğrencilerimizle beraber halkımıza yardımları Bu yardımlar mümin olmamızın gereğidir, kardeş olmamızın gereğidir çünkü hadis-i şerifte Peygamber a.s şöyle buyurmaktadır: 'Allah kulunun yardımındadır; kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece.' Bizim inancımıza göre bizim daima meydanda olup kardeşlerimizin varsa bir yarası, bir sıkıntısı bunu gidermemiz lazımdır. Gördüğümüz kadarıyla İslami camiaların, İslami STK'ların bu konudaki imtihanlarında başarılı çıktığına inanıyoruz çünkü ilk günden beri tekbir sesleriyle hatta tekbir sesleri Allah-u Ekber lafzı manevi bir motive oldu, enkaz altındaki kardeşlerimiz için dahi motive oldu. Ve iman dolu gönülleri maddi ve manevi olarak buraya aktırdı. O tekbir sesleri Maraş'a, tüm dünyadaki Müslümanları buraya yönlendirdi. Hatta Arabıyla, Çerkeziyle, Kürdüyle, Türküyle bütün ırkları buraya yönlendirdi. Çünkü bizim hepimizin ortak bir lafzı var, o da Allah-u Ekber'dir. Ve o lafız, her taraftan müminleri buraya yönlendirdi. Hatta Avrupa'dan dahi Almanya'dan, farklı bölgelerden buralara yardımlar geldi. Arap devletlerinden geldi, farklı devletlerin tümünde buralara yadımlar geldi. Biz bunu şöyle görmekteyiz, o tekbirin bereketi olarak görmekteyiz."

"Manevi anlamda da depremzedelere yardımcı olmamız lazım"

Depremzedelere yönelik maddi yardımların yanı sıra manevi yardımların da olmasını gerektiğini aktaran Uçar, "Depremin ilk anında herkes yardımlarını göndermeye çalıştı, enkaz altında kalan kardeşlerimizi kurtarmak için bir mücadele verdiler. Maddi olarak destekler yapıldı. Tabii bunların, bu maddi desteklerin özellikle devam etmesi lazımdır çünkü bu ihtiyaçlar bitmez çünkü önümüzde büyük bir yani enkaz var, büyük bir zarar var, bunların tümünü karşılamak için Müminlerin el ele verip bunu karşılaması lazım. Şunu da unutmamız lazım. Manevi anlamda da depremzedelere yardımcı olmamız lazım. Bu görev de özellikle alimlere ve seydalara düşmektedir. Seydaların, alimlerin insanların psikolojisini düzeltme noktasında, Allah'a tevekkülleri, inançları, er geç bir gün öleceğimizi ve insanlara bu anlayışı, bu inancı aktarması lazım. Çünkü halkımıza şu an maddi anlamada destekler geldi ve geliyor fakat manevi anlamda da desteğe çok ihtiyaçları var." dedi.

"Müslümanların, misyonerlerin süslü püslü sözlerine kanmamaları gerekir"

Deprem bölgelerinde yürütülen misyonerlik faaliyetleri ile ilgili de konuşan Uçar şunları söyledi:

"Depremzede kardeşlerimize misyonerlik faaliyetleri karşısında şunu demek isteriz. Deprem belki bizim dünya hayatımızdan altmış, yetmiş yılımızı alır götürür belki. Malımız, mülkümüz belki gider. Fakat misyonerler, bizim ahiretimizi götürürler. Sayamayacağımız kadar yılımızı götürürler. O yüzden depremzede kardeşlerimizin, onların süslü püslü sözlerine kanmamalarını istiyoruz. Bizler Müslümanız, rabbimiz daima bizimle beraberdir, Müslümanlar daima beraberdirler. O yüzden bizim iltica edeceğimiz bir yer varsa, o da Allah ve Resulüdür. Onlara yönelmemiz lazımdır."

"Halkımızdan İslami yardım kuruluşlarına destek vermelerini istiyoruz"

Uçar son olarak halka yaptığı çağrıda, yardımlarını İslami yardım kuruluşlarına aktarmaları hususunda tavsiyede bulunarak şöyle belirtti:

"Halkımızın yardımlarının devam etmesini istiyoruz. Çünkü buradaki ihtiyaçlar devam edecek, bu belki ayları alacaktır. Özellikle halkımızdan İslami yardım kuruluşlarına destek vermelerini istiyoruz. Çünkü ferdi anlamda gelen yardımlar zayi olabiliyor. Bazen hak etmeyen taraflara ulaşabiliyor. Bu anlamıyla İslami STK'lar, yardım kuruluşları vasıtasıyla bu işi yapmalarının daha iyi, daha isabetli olacağına inanıyorum." (İLKHA)