Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki büyük depremin üzerinden 14 gün geçti. Depremin canlı tanıklarından biri olan ve 19 yakınını kaybeden İl Müftülüğünde görevli Din Eğitimi Uzmanı Veli Ay, "Allah'ım sen verdin, sen aldın" diyerek işine devam ettiğini söyledi.

Kahramanmaraş'ta 5, Gaziantep'te 14 yakınını kaybeden Veli Ay, deprem günü yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Deprem günü saat 04.17'de büyük bir sallantıyla uyandık. Eşim ve çocuklarımla kanepenin yanında el ele verip çömeldik. O esnada kelimeyi şehadet ve tekbirler getirerek, depremin bitmesini bekledik. Deprem anında yerin ve avizelerin sallanmasıyla, kıyamet kopacağını zannettik. Bir yanda da Allah'a o anın bitmesi için dua ediyorduk. Küçük çoğum o esnada bize tekbir ve şehadet getirelim biye telkinde buluyordu. Binamız çöktü çekecek derken sarsıntı durduğu gibi o aceleyle evden alabileceğimiz birkaç parça ve araba anahtarını alıp apartmanın dışına çıktık. Arabamıza binip yola çıktık ama yollardan gitmek mümkün değildi. Çünkü yıkılan apartmanlar yollara yığılmıştı, bunun üzerine alternatif yollardan ve yol kenarlarından gidiyorduk. Gün aydınlandıkça yıkılan binaları görmeye başladık. Yollarda da büyük delikler ve yarıkların açıldığını gördük. Yolda oluşan yarıklardan dolayı kaza yapmamaya dikkat ettik ama kaza yapanları da gördük."

Vefat eden yakınlarını aracına aldığını söyleyen Ay, "Gittiğimiz akrabalarımızın bazıları hayatını kaybetmişti. Hayatını kaybeden akrabalarımızı ve kaynanamı aracımıza sığdırdık. Ardından sabah olunca onları defnettik." dedi.

"Yardım çalışmaları esnasında ablamın ve 2 yeğenimin de vefat ettiğini duydum"

Yardım çalışmalarında bulunan birçok insanın yakını kaybetmesine rağmen özveriyle görevlerinin başında olduğunu söyleyen Ay, "Kayınbiraderimle beraber Kahramanmaraş'taki kayınımın oğlunun evine geldik. 7 tatlı apartmanın bir kat gibi çökmüş olduğunu gördük. O süreçte bir yandan cenazelerimiz defnederken bir yandan da depremin 3'üncü günlerinde il müftülüğünün kurmuş olduğu koordinasyon merkezine yardımlarda gelmeye başlamıştı. Bize düşen görev ise gereği gibi yapmaya gayret göstermekti. Yardım çalışmalarımız esnasında ablamın ve 2 yeğenimin de vefat ettiğini duydum. Diyanet görevlisi çalışanı olarak kendime şunu söyledim; Allah'ım sen verdin sen aldın diyerek işimize devam ediyorduk. Çünkü yardım sahasında bulunan her kesin bir acısı vardı. O esnada herkesin aklı nasıl birine ulaşır ve yardım ederim fikri ve derdindeydi. Rabbim böyle bir imtihanı bizlere yaşatmasın." şeklinde konuştu.  (İLKHA)