Asrın felaketi olarak nitelendirilen depremlerin ardından tüm dünya Türkiye için seferber olmuşken klavye kahramanlarının tek gündemi, depremin ilk gününden beri sahada mücadele eden İslami oluşumlar oldu. Sosyal medyada İslami STK'lara karşı linç kampanyası başlatan İslam düşmanlarının yalanları kısa sürede çürütülürken yeni hedef Diyanet oldu.
Diyanet'in sahada aktif olmadığını iddia edenler ''Diyanet nerede?'' diye sormuş, 16 bin personelle sahada olan Diyanet'i hedef almıştı.
Diyanet'in yardım faaliyetlerine katılmadığı yalanının da çürütülmesinin ardından bu kez ''Bölgeye Diyanet personeli değil psikolog gönderin'' yaygarası başlatılmıştı.
İddialar bir bir çürütülürken şimdi de deprem nedeniyle sıkça sorulduğu için bilgilendirme mahiyetinde halka sunulan ve İslam'ın evlat edinme ya da koruyucu aile olma hususundaki yaklaşımını ifade eden bir açıklama üzerinden saldırı başlatıldı. Vatandaşlar tarafından sorulan soruya İslami yaklaşıma uygun olarak verilen yanıtı sapık zihniyetlerine göre yorumlayan din düşmanları ''Diyanet kapatılsın'' propagandası başlattı. Yıllardır Diyanet düşmanlığı yapan İhsan Eliaçık bile açıklamanın çarpıtılmasına tepki göstererek 'adil olun' dedi.
Sarıklılar nerede diyerek günlerdir depremzedelerin yaralarını sarmaya çalışanların değerlerini aşağılayanlar İslami camiayı hedef alanların iftira ve yalanları bitmiyor. Sıcak ofislerinden çıkmayıp depremzedelerin Müslümanlarca sahiplenilmesini hazmedemeyenler 'çocuklarımız tarikatlere teslim ediliyor'', ''çocuklarımızı kaçırıyorlar'' iftirasıyla sahaya çıktı.
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, cemaatleri kastederek; "Sahipsiz kalan çocuklar için kendi ailesinin ve kültürünün çok aksi yönde farklı bir düşünce tarzında yapılara teslim edilmesi bu çocukları bize emanet bırakan anne babalarına karşı ihanettir" dedi. İftiraları meclise taşıyan Adıgüzel'in depremde hayatını kaybetmiş yaşam tarzını nereden bildiği merak konusu oldu. Söz konusu çocukların barınma ihtiyaçlarının giderilmesini büyük bir iftira kampanyasına dönüştüren CHP iftirasını 'iddia'dan öteye taşıyamadı.
Bu da tutmayınca bu kez pusula Türkiye'nin en önemli Sivil toplum kuruluşlarından olan, 1390 kişilik arama kurtarma ekibiyle deprem bölgesinde can kurtaran ve yardım dağıtan, yıllık bir milyona yakın yetime yardım eden, onlarca ülkede faaliyette bulunan İHH'ya çevrildi.
Asılsız, gün bitmeden çürütülen iddialar ve utanmazlık, Seyit Rıza'nın ''ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim'' sözünü akıllara getirdi.