Açıklamada, genel şartlarda her ne kadar "Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç 15 iş günü içinde DASK'a bildirme yükümlülüğü" olsa da kurumun sigortalıların haberdar olma zamanını tam olarak tespit edemeyeceğinden ilgili maddeyi sigortalı lehine değerlendirdiğini kaydedildi.
Sigortalıların herhangi bir sınırlama olmaksızın hasar bildiriminde bulunabileceği aktarılan açıklamada, DASK'ın, önceki depremlerde olduğu gibi bu afette de yıkıldığı tespit edilmiş binalarda sigortalı ihbarını dahi beklemeksizin hasar ödemelerini gerçekleştirdiği vurgulandı.

Açıklamada, DASK'ın sunduğu Zorunlu Deprem Sigortası'nın bir vergi olmadığı, 1999'da meydana gelen büyük Kocaeli depremi sonrasında kanunlaştığı ve kamu kaynaklarından bağımsız bir sigorta fonu oluşturmak amacıyla 2000'de kurulduğu anımsatıldı.
"DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile sigortalılara verilen teminat karşılığında aldığı primlerle bir deprem teminat havuzu oluşturmaktadır" ifadesi kullanılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu havuz, devlet kaynaklarından tamamen bağımsızdır. DASK, Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sahiplerinin primlerinden ve ilave olarak uluslararası reasürörlerden temin ettiği sigorta korumasıyla oluşturduğu kaynaktan yalnızca sigortalılarına tazminat ödemesi yapmaktadır. Özetle; DASK fonları, sadece sigortalıların ödediği Zorunlu Deprem Sigortası poliçe primlerinden oluşmaktadır. DASK'ın fonları yalnızca sigortalıların hasarlarını ödemek için kullanılmaktadır. DASK'ın deprem vergileri ile hiçbir ilgisi yoktur. DASK, gelir vergilerinden hiçbir pay almamaktadır. Sonuç olarak, DASK, finansal açıdan kamu kaynaklarından tamamen bağımsızdır ve sunduğu Zorunlu Deprem Sigortası bir sigorta ürünüdür."