Erdoğan, "asrın felaketi" olarak nitelenen, Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki 10 ili etkileyen depremlerin ardından geldiği Adıyaman'da açıklamada bulundu.

Türkiye'nin tarihinin en büyük felaketlerinden biri ile karşı karşıya olduğunu belirten Erdoğan, Pazartesi günü ardı ardına yaşanan, önce 7.7, ardından 7.6 büyüklüğündeki depremlerin çok büyük kayıplara yol açtığını, 10 ilde ciddi yıkımların olduğunu söyledi.

Önceki gün, depremin merkezi olan Kahramanmaraş ile Hatay ve Adana illerini ziyaret ederek, oradaki durum tespitlerini yaptıklarını anımsatan Erdoğan, dün de Gaziantep, Osmaniye ve Kilis'te olduğunu, burada da durum tespitlerini yaparak, depremzedelerle bir arada olduğunu kaydetti.

Adıyaman'dan da Malatya'ya hareket edeceklerini belirten Erdoğan, öncelikle Adıyaman'a ve tüm Adıyamanlılara başsağlığı, yaralılara acil şifalar diledi.

"Yaşadığımız acıyı tarif etmekte kelimelerin kifayetsiz kaldığını gayet iyi biliyorum." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Maalesef son tespitlere göre 10 ilimizde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 18 bin 991'e yükseldi. Kurtarılanların sayısı 75 bin 523'e ulaştı. Ayrıca bölgeden, 76 binin üzerinde vatandaşımız talepleri üzerine, ülkemizin diğer illerine tahliye edilmiştir, gönderilmiştir. Adıyaman'da ise yıkılan 1944 binada 3 bin 225 vatandaşımız vefat ederken, 12 bin 432 vatandaşımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Vefat eden kardeşlerime Rabbimden rahmet diliyorum. Biliyoruz ki bizim inancımıza göre bu tür afetlerde vefat edenlerin makamı şehadettir, şehitliktir. Depremde hayatını kaybeden tüm kardeşlerimizin yakınları itibarıyla söylüyorum, inşallah bu binaların hepsini bir yıl içerisinde yetiştirmekte kararımız var. Gerek bakanımıza, gerek ilgili birimlerimize bu konuda gerekli talimatları verdim."

Deprem anından itibaren devletin tüm kurumları, personeli, teçhizatı, araç gereçleri, arama kurtarma ve yardım faaliyetleri ile alanda olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Depremin yıkım etkisi 10 ilimize ve 500 kilometrelik bir alana yayıldığı için, işimiz maalesef çok zor oldu. Buna bir de bölgede ilk müdahaleyi ve organizasyonu yapacak kamu görevlilerinin çoğunun ya kendisinin ya ailesinin yıkımlar altında kalması da eklenmiştir." dedi.

- "Devletimiz ve milletimiz tüm imkanlarıyla depremzedelerin imdadına koşmuştur"

Bölgenin, yakın dönemde rastlanılmayan şiddette bir kış yaşıyor olmasının da bir diğer engel olarak karşıya çıktığına dikkati çeken Erdoğan, yolların bir kısmının depremin yol açtığı yıkıntılar, bir kısmının hava şartları, bir kısmının ise dışarıdan gelen ve içeride yoğunlaşan araçlar sebebiyle ciddi bir trafik yüküne maruz kaldığını söyledi.

Erdoğan, tüm bu olumsuzluklara rağmen, milletle birlikte devletin tüm imkanlarını deprem bölgesine, AFAD'ın koordinesinde yönlendirdiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Ülkemizin diğer tüm şehirlerindeki kamu imkanlarını, deprem bölgesi için harekete geçirdik. Afet bölgesi ve olağanüstü hal ilanı kararı aldık. Bazı maalesef kendini bilmezler soygun yapıyorlar, marketleri soyuyorlar, iş yerlerine saldırıyorlar. Bazıları da maalesef suistimaller peşinde koşuyorlar. Olağanüstü hal ile devlet, bu konudaki yetkileri eline almış ve bundan sonraki süreçte bu suistimalleri yapanlar yakalandığı anda bunlara gerekli olan müeyyideler uygulanacaktır. Tabii bu süreçte bazı eksiklikler, aksaklıklar da yaşanmıştır. Ama devletimiz ve milletimiz tüm imkanlarıyla depremzedelerin imdadına koşmuştur. Örneğin Adıyaman'da ilk andan itibaren Ulaştırma Bakanım Adil Bey burada olmuştur. Ardından Kilis'ten Mehmet Muş Bakanım da buraya, oradaki görevi bittikten sonra gelmiş ve iki bakanımın riyasetinde burada çevre illerden, değişik illerden gelen valilerimizle birlikte, buradaki çalışmalar yürütülmeye başlanmıştır ve yürüyor. Her zaman önceliğimiz insan olmuştur, can olmuştur. Bizim, istismara fırsat vermeyeceğimiz ve bu konudaki samimiyetimiz kimse tarafından Allah'ın izniyle sorgulanamaz."

- "Önceliğimiz her zaman insan ve can"

Bunun için, Türkiye'deki resmi, sivil tüm arama kurtarma ekipleri ve dünyanın dört bir yanından gelen arama kurtarma ekipleriyle çalışmaların sürdüğünü belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şu ana kadar 94 ayrı ülkeden gelen yardım teklifleri çerçevesinde, ekipler ülkemize gelmeyi sürdürüyor. Yıkım öylesine büyük bir alanda, öylesine çok binayı etkilemişti ki, yaklaşık 30 bini eğitimli arama kurtarma personeli olmak üzere, 141 binden fazla kişiyle belki de dünyanın en büyük arama kurtarma ekibini bölgeye toplamamıza rağmen, maalesef müdahaleleri arzu ettiğimiz hıza ulaştıramadığımız bir gerçektir. Milletimiz şahittir ki, bakanlıkları, belediyeleri ve diğer tüm kurumlarıyla devletimiz de hangi görüşten olursa olsun tüm sivil toplum kuruluşlarımız da deprem bölgesi dışındaki vatandaşlarımızın her biri de dünyanın dört bir yanından dostlarımız ve kardeşlerimiz de depremzedelerimizin yanında olmak için var gücüyle gayret göstermiştir."

- "Bir yıl içinde konutları yapmış olacağız"

Yıkımın nispeten sınırlı kaldığı Şanlıurfa ve Kilis illerinde arama kurtarma çalışmalarının tamamlanıp, enkaz kaldırma çalışmalarına geçildiğini aktaran Erdoğan, "Diğer illerimizdeki arama kurtarma çalışmalarını, altında insan olan hiçbir bina bırakmayacak kararlılıkla sürdürüyoruz." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yıl içerisinde bu yıkılan binaları yeniden tip projelerle inşa edip, sahiplerine teslim edeceklerini belirterek, bu arada vatandaşlara 10'ar bin lira vereceklerini söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütün bunların yanında, çadırlarda kalmayan, kalmak istemeyen vatandaşlarımızın da kira bedelini ödemek suretiyle konutlara geçmelerini sağlayacağız. İster Adıyaman'da gidilebilecek konutlar varsa, oralarda kira olarak veya farklı illere geçmek suretiyle, farklı illerde de kiralama suretiyle bir yıl itibariyle buralarda benim vatandaşlarım kalabilecek. Bu arada da biz, buradaki konutları inşa etmiş, yapmış olacağız."