DİYARBAKIR- 500 tam puan alan 16 öğrencinin 15'inin özel okul ve kolej öğrencisi olduğu, 62 bin öğrencinin ise tercih puanı dahi alamadığı SBS 2013 sonuçları hakkında açıklama yapan Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, "Sınav sonuçları Türk eğitim sisteminin ne kadar adaletsizlikçi, eşitliksizlikçi ve piyasacı olduğunu açık bir şekilde gözler önüne serdi. Parayı veren düdüğü çaldı. Parası olanlar şampiyon oldu" diye konuştu.
'Kaliteli eğitim lüks hale getirildi'
Türkiye eğitim sisteminde 'Paran varsa oku, Paran kadar oku' sözünün geçerli olduğunu söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, "Dar, sabit gelirli aileler ile fakir halk çocukları için kaliteli eğitim 'Lüks' hale gelmiştir. Çeşitli ekonomik parametrelerde olduğu gibi artık eğitimde de demografik göstergeler yoksul mahalle okullarında okuyan çocukların aleyhine işlemeye hızla devam etmektedir. Hükümet, eğitimin bütün aşama ve sonuçlarında hem başarısız olmuş hem de kendisini iktidara taşıyan yoksul halk kesimlerine nitelikli eğitimi ulaşılmaz hale getirmiştir" dedi.
'Eğitim sistemi yap boz tahtası haline geldi'
Fakir halk çocuklarının devam ettiği taşradaki ve kenar semtlerdeki devlet okullarında başarı oranının vahim derecede düşük olmasının, Anayasada güvence altına alınan 'eğitimde fırsat eşitliği ilkesi'ni ayaklar altına aldığını ifade eden Avcı şunları söyledi; "Son 11 yılda onlarca defa eğitim sistemi değişti, üstelik aynı iktidar döneminde. SBS sonuçlarındaki vahim tablosunun sebebi eğitimin yap-boz tahtası haline getirilmiş olmasıdır. Sıfır alan öğrencileri, mağdurları düşünen yok. MEB eski yaptığını değiştirmekle, yeni reformların peşinden koşmakla meşgul. Eğitim kurmayları en ufak bir özeleştirel tutum takınmadığı gibi paralı eğitim ve paralı kurs sistemini eğitimin tüm kademelerine yaymanın bir aracı olarak işlev görüyor. Her gelen bakanın kafasına göre hareket etmesi Türk eğitim sistemini yamalı bohçaya çevirdi. Eğitim sisteminin kaderine yön veren iş bilmez, eğitimden anlamaz, torpilli bürokratlar ile resmi ve gayri resmi pahalı danışmanlar eğitimi içinden çıkılmaz hale getirerek, iyi ve güzel şeyler yapma sözü veren Bakan Nabi Avcı'yı yıpratmış, yormuş ve usandırmış ve Milli Eğitim Bakanlığı'nı halk nezdinde güvensiz ve itibarsız bir noktaya getirmiştir."
'Sınavda sıfır çekenler fakir ve yoksul çocuklar'
Mevcut eğitim sistemindeki adaletsiz bir elemeye ve acımasız bir yarışa dayalı sınavcı, ezberci ve dershaneci zihniyetin pedagojik yönden ve çocukların psikolojik, sosyal ve duygusal gelişimleri açısından ciddi sakıncaları olduğunu belirten Avcı sözlerinin devamında, "Özel okullar yanında zengin semt okulları başarılı olurken, 'köy ve fakir semt okulları' nal toplamaya devam etmektedir. Halen binlerce okulda ikili, binlerce okulda da birleştirilmiş sınıflarda eğitim veriliyor. Milyonlarca öğrenci bu okullarda olumsuz, sağlıksız ve ilkel koşullarda alt alta, üst üstte, kucak kucağa eğitimini sürdürüyor. Bu okullarda derslik, laboratuar, spor ve eğitim salonları eksikliği, öğretmen açığı da cabası. Sınavda sıfır çekenlerin çoğunun sosyo-ekonomik düzeyi düşük ailelerin çocukları olması, eğitim sistemimizde nelerin öncelikle çözülmesi gerektiğini ortaya koymaktadır" diyerek değerlendirmesini sürdürdü.
'Dünyada eğitim sistemiyle bu kadar oynanan başka ülke yok'
Ne Almanya gibi gelişmiş ne de Tanzanya gibi geri kalmış ülkelerin hiç birinde eğitim sistemi ile Türkiye'deki kadar oynanmadığını ifade eden Avcı, Başbakan ya da bakan istedi diye eğitim sisteminin akşamdan sabaha değişmemesi gerektiğine vurgu yaptı.
'SBS, yoksulları eleyen bir sınav haline geldi'
Devlet okullarında verilen eğitimin giderek kalitesiz hale geldiğinin altını çizen Avcı, anne babaların bu niteliksiz eğitim yüzünden çocuklarını dershanelere ve özel okullara göndermenin telaşını yaşamadığnı söyleyerek, "Yoksul ailelerin çocukları geleceksizleştirilmektedir. Milyonlarca öğrencinin girdiği SBS, LYS, LGS gibi sınavlarda öğrencilere ve anne babalarına hiçbir söz hakkı tanınmamaktadır. SBS, LGS ve LYS yoksul ailelerin gariban öğrencilerini eleyen bir sınav haline gelmiştir. Kalitesiz ve baştan savma eğitim alan yoksul aile çocukları ezilmekte ve psikolojik çöküntü yaşamaktadır. Türk eğitim sistemi vahşi kapitalizmin hizmetine girmiştir. Öğretmenler, öğrenciler ve veliler eğitim sisteminde muhatap alınmak, söz sahibi olmak, söz, yetki ve karar mekanizmalarında bulunmak istemektedir. Yoksulları, dar ve sabit gelirli ailelerin çocuklarını geleceksizleştiren, eşitsizlikçi bir rekabetçiliği öne çıkaran, çocuklarımızı daha küçük yaşlarda en yakın arkadaşıyla onursuz bir yarışa sokan sınavcı, ezberci, dershaneci ve piyasacı eğitim sisteminden derhal kurtulmalıyız" ifadelerinin altını çizdi.
Avcı sözlerinin devamında, Başbakana da önemli bir teklifte bulunarak, "11 yıldır eğitim sisteminde sayısız reform ve devrim gerçekleştirdiniz. 5 bakan, sayısız bürokrat ve yüzlerce iddialı reformu eskittiniz ve çöpe attınız. Bugün eğitim sistemi daha da anlaşılmaz, içinden çıkılmaz kaotik bir hale geldi. Öğrencilerin, velilerin ve tüm eğitim çalışanlarının kangren haline gelmiş sorunlarını çözmek, eğitim bileşenlerinin yıllardır ötelenmiş taleplerini karşılamak adına 3 aylığına sizden yetki istiyoruz. MEB'i 3 aylığına bize verin, eğitimin tüm sorunlarını çözelim" ifadelerine yer verdi. (Osman İçli-İLKHA)