Malum olduğu üzere Mayıs ayında Türkiye geneli bir siyer sınavı yapıldı. Yapılan bu sınavın kaynak kitabı ‘Nebevi Davet’ idi. Bu sınav diğerlerinin aksine, kaybedenin olmadığı ve katılan herkesin kazandığı bir sınavdı. Ama yine de dereceye giremeyenler illa ki üzülmüşlerdir. Ben de umre ödülünü kazanamadığı için üzülenlerden biriydim. Bu üzüntüm ancak kardeşimin beni kendime getiren sözleriyle son buldu.
Kardeşim beni ‘Nebevi Davet’ kitabını kaldırırken gördü ve bana kitabımı neden kaldırdığımı sordu. Ben de sınavın bittiğini ve artık ‘Nebevi Davet’ kitabıyla da bir işim kalmadığını söyledim. O da bana “Hayır, senin sınavın bitmedi, daha yeni başlıyor ve ‘Nebevi Davet’ artık senin hayatının tümünü kapsayacak. Bundan sonra seni yoğun bir çalışma bekliyor. Ama bu kez nebevi yolda giden bir öğrenci olarak değil, nebevi bir davetçi olarak. Çünkü okuduğun kitap ve katıldığın sınav, seni bir davetçi olmaya götüren bir hazırlık devresiydi. Bütün bu aşamalar, sana bir davetçinin bilmesi gereken bilgileri ve kendisinde bulunması gereken güzel vasıfları öğretmek içindi. Ayrıca sen ve senin gibileri kutlu bir yolun yolcusu olmaya hazırlayan bir rehberdi. Sen bu sınavı kaybettiğini sanıyorken, aslında bu sınavla sana kazandırılmak istenenleri fazlasıyla kazanmıştın. Sen belki farkında değildin ama bizler sendeki değişimin farkına varabiliyorduk. Çünkü sınava hazırlandığın o süre zarfında nebevi bir iklimde yaşıyor gibiydin. Sanki bambaşka bir kişiliğe bürünmüştün. Umreyi kazanamadığın için üzülmen de çok yersiz. Çünkü sana ve senin gibi sınavı kaybettiğini düşünen binlerce peygamber sevdalısına, ‘Nebevi Davet’ kitabını okurken Resûlullah ve sahabeleri ile birlikte geçirdikleri o kutlu zaman diliminden daha güzel bir ödül verilebilir miydi?” dedi.
Çok duygulanmıştım. Biraz düşününce kardeşime hak vermiştim. Gerçekten de sınava hazırlandığım o dönemde, manevi bir atmosfer içerisine girmiştim. Okuduklarım beni çok etkiliyordu. Kitaptaki ibretlik olaylardan kendi adıma dersler çıkarmaya çalışıyordum. O süre boyunca öğrendiğim bilgileri de çevremdekilere anlatmaya başlamıştım. Meğer o zaman nebevi bir davetçi olma yolunda ilk adımlarımı atmışım da haberim yokmuş.
Bir sınavın beni bu kadar etkileyip hayatıma bu denli yön verebileceğini hiç tahmin edemezdim. Artık bu sınavın düzenlenmesindeki amacı ve katılımcılarına kazandıracağı güzellikleri çok daha iyi anlıyordum. Bu ve benzeri sınavların farklı dallarla zenginleştirilip artması dileğiyle, Allaha emanet olunuz…
HAFTANIN YAZISI
Arzu Aşkın / Siverek - Yaş 25