2008’de yaşanan küresel mali krizin ardından başlayan dolarsızlaşma eğilimi, 24 Şubat 2022’de patlak veren Rusya-Ukrayna savaşının ardından hız kazandı. ABD’nin yaptırımları nedeniyle ticaretinde doların payını azaltmaya yönelik sürecin başını Rusya çekerken, ABD’nin doları ekonomik bir silah olarak kullandığına yönelik endişeler nedeniyle diğer birçok ülke de Rusya’ya benzer bazı adımlar atmaya başladı.

ABD Merkez Bankası (Fed) tarafından uygulanan mali politikaların, gelişmiş ülkelerde 1970’li yıllarda Latin Amerika’da yaşanan borç krizine benzer krizleri tetikleme ihtimali de dolardan uzaklaşma eğilimine popülerlik kazandıran bir unsur olarak ön plana çıkıyor.
 

Dünyanın en büyük 2’nci ekonomisi Çin de uluslararası ticarette yuanın payını yükseltip, yurt dışı yatırımlarını artırarak, yeni uluslararası ticaret ortaklıkları kurarak geliştirdiği Sınır Ötesi Bankalararası Ödeme Sistemi (CIPS) sayesinde yuanın küresel konumunu güçlendiriyor.

Doların rezervlerdeki payı geriliyor

Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yayınlanan “Doların hakimiyeti ve geleneksel olmayan rezerv para birimlerinin yükselişi” başlıklı raporda, doların dünyadaki merkez bankalarının döviz rezervlerindeki payının 2021 sonu itibarıyla yüzde 59’a gerilediği belirtildi.

Söz konusu seviyenin son 25 yılın en düşük seviyesi olduğuna işaret edilen raporda, özellikle avronun 1999’da dolaşıma sokulmasının ardından, doların merkez bankalarının rezervlerindeki payının 70 seviyelerinden sonra 11 puan düştüğü vurgulandı.

IMF raporunda ayrıca, yuanın yanı sıra Japon yeni, Avustralya doları ve Kanada dolarının rezervlerdeki payının arttığı kaydedildi.

ABD’nin küresel rezervlerdeki payı azalırken, küresel ticaretteki payını ise önemli oranda koruyor. Günde gerçekleştirilen 6 trilyon dolar hacmindeki küresel döviz işlemlerinin yüzde 85’i halen dolarla gerçekleştiriliyor.

Dolarsızlaşma sürecinin başını Rusya çekiyor

Rusya, ticarette attığı çok sayıda adımla küresel dolarsızlaştırma sürecinin başını çeken ülkelerin arasında yer alıyor. Özellikle Çin’le gerçekleştirdiği ticarette son 10 yıldır dolar kullanımını azaltmaya çalışan Rusya, Batılı ülkelerin yaptırımları ile birlikte 2022'de bu adımlarını ekonominin tüm alanlarında atmaya başladı.

Rusya Merkez Bankası verilerine göre, ülkenin ithalat ve ihracatında doların payı 2022’in üçüncü çeyreğinde yılın ilk çeyreğine kıyasla yüzde 51,7’den 33,9’a geriledi. Avronun payı da yüzde 35,1’den 18,7’ye düşerken, yuanın payı yüzde 0,4’ten 14,1’e çıktı.

Avrasya Ekonomik Birliği nezdinde yapılan ticarette de başta ruble olmak üzere ulusal para birimlerinin payı 2022’de bir önceki yıla kıyasla 3,5 puan artarak yüzde 74’e yükseldi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Eylül 2022’de yaptığı açıklamada, ülkesindeki dolarsızlaşma sürecinin kaçınılmaz olduğunu ve buna yönelik adımlar atmaya devam edeceklerini söylemişti.

Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina da Eylül 2022’de yaptığı açıklamada, Rusya’da yaptırımlar nedeniyle dolar ve avro kullanımının azaldığına işaret ederek, “Dolar ve avro, dondurulma riskleri nedeniyle çok sayıda kişi için zehirli hale geldi. Bu paraları basanlar da bizim aktif bir şekilde bu paraları kullanmamızı istemiyorlar.” dedi.

Öte yandan, Rusya Maliye Bakanlığı ülke rezervlerinin önemli bir kısmının bulunduğu Ulusal Refah Fonu’nda "dost olmayan” ülke para birimlerinin payını istikrarlı bir şekilde düşüreceğini duyurmuştu. Buna göre, fonda yuanın azami pay sınırını yüzde 30’dan 60'a, altının azami pay sınırı da yüzde 20’den 40’a yükseltildi.

ABD Kongre Üyesi Marjorie Taylor Green, 29 Ocak'ta yaptığı uyarıda, Rusya-Ukrayna savaşından en önemli faydayı Çin'in sağladığını belirterek, "Bu süreç aynı zamanda doların artık dünyanın para birimi olmamasıyla da sonuçlanabilir. Kendi kibrimiz ve NATO üyesi olmayan Ukrayna'daki 'demokrasiyi kurtarma mücadelemiz' nedeniyle, ağır yaptırımlara maruz kalan Rusya, ABD dolarına ihtiyaçları olmadığını dünyaya kanıtlıyor." ifadesini kullanmıştı.

Emtiada dolarsızlaşma artıyor

Başta Rusya olmak üzere küresel emtia ticaretinin de dolar dışı para birimleriyle yapılmasına yönelik eğilim de hız kazanıyor.

Rusya, Ukrayna savaşının ardından Batılı ülkelere doğal gazını ruble cinsinden ödeme karşılığında satmaya başlarken Çin’le yaptığı anlaşma kapsamında gaz için gerekli ödemeyi yine ruble ve yuan cinsinden alıyor.

BRICS ülkelerine katılmayı değerlendiren Suudi Arabistan Mart 2022’de, BRICS’in önemli üyesi Çin’e yönelik petrol satışlarında ödemeleri yuanla kabul etmeye hazır olduğunu duyurmuştu.

Çin, halihazırda kapsamlı yaptırımların uygulandığı İran’dan aldığı petrol için yuan cinsinden ödeme yapıyor. Rusya ile Hindistan arasında başta petrol olmak üzere karşılıklı ticareti ağırlıklı olarak ruble ve rupi üzerinden gerçekleştirebilmek için müzakereler aktif şekilde devam ediyor. Uzmanlar, başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin uyguladığı mali yaptırımların, küresel dolarsızlaşma sürecini daha da hızlandırdığına işaret ediyor.

 

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise 25 Ocak’ta yaptığı açıklamada, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS ülkeleri grubunun ağustos ayında düzenlenecek zirvesinde, ortak bir para birimi kurulması konusunun ele alınacağını söylemişti.

Latin Amerika'dan ortak para birimi adımı

Ticarette dolara bir alternatif yaratmaya yönelik önemli bir adım da Latin Amerika’nın iki önemli ekonomisi Brezilya ve Arjantin’den geldi.

İki ülke liderleri, “Sur” adıyla planlanan ortak bir para birimini yürürlüğe koyarak önce iki ülke arasında, ardından tüm Latin Amerika’da ticaretin ortak bir para birimiyle yürütülmesi konusunda çalışmalar yürüttüklerini duyurdu.

Ortak bir para biriminin oluşturulmasıyla, ekonomik krizler nedeniyle dolara erişmekte zorlanan Arjantin’in Brezilya’dan gerçekleştireceği ithalat için yapacağı ödemelerde daha az zorlanması hedefleniyor.

 

Uzmanlar, iki ülkenin ticarette ortak bir para birimi kullanmaya başlamasının zorlu bir süreç olduğunu ancak başarılı olması halinde dünyadaki başka bölgeler için de benzer hamlelerin gelmesini sağlayacağına işaret ediyor.