Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim'i yakma hadsizliğinde bulunması ve buna izin veren İsveç yöneticilerine tepkiler gün geçtikçe devam ediyor.
Malatya Yeni Camii meydanında aralarında siyasi parti ve STK temsilcilerinin bulunduğu gurubun düzenlemek istediği basın açıklaması adeta mitinge dönüştü.
Malatya halkının büyük teveccüh gösterdiği kitlesel basın açıklaması, Gazi İşler'in Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
"Yapanlar, yaptıranlar, cesaretlendirenler, izin verenler, yol gösterenler, güvenliğini sağlayanlar işlenen suçun ortağıdırlar"
Kitle adına basın açıklamasını okuyan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Polat, Kur'an'ı Kerim'i yakmanın bir insanlık suçu olduğunu ve yakanların, yaptıranların, cesaretlendirenlerin, izin verenlerin ve güvenliğini sağlayanların işlenen suçun ortağı olduklarına dikkat çekti.
Açıklamasına, "Biz, Kur'an'dan mü'minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz. Zalimlerin ise sadece hüsranlarını artırır." İsra Suresi'nin 82'inci ayetini okuyarak başlayan Polat, "Şahit olduğunuz üzere, tahammülsüz, bencil, sahtekâr, jakoben ve saldırgan batı yine kendisine yakışanı yaptı. İsveç hükümetinin izni, bir anlamda teşviki ve koruması altında, Danimarkalı aşırı sağcı Stram Kurs Partisi lideri Rasmus Paludan'ın Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde insanlığın kulağına ulaşan son ilahi vahiy olan Kur'an-ı Kerimi yakması, emperyalist, sömürgeci, kolonyalist, insanlığa sunabileceği hiçbir değeri kalmamış, bu anlamda sıfırını tüketmiş ve dolayısıyla çökme ve tükenme noktasına gelmiş olan Batı zihniyetinin bitmişliğinin en açık göstergesi ve son çırpınışlarıdır. Bu, alçakça işlenmiş iğrenç bir nefret suçudur. Ecelleri gelmiş domuzların, asla zarar veremeyecekleri ve ulaşamayacakları kutsallarımıza alçakça sataşma girişimleridir. Rabbimizin insanlığın kurtuluşu için indirdiği Allah'ın nurunu söndürme çabalarıdır. Yapanlar, yaptıranlar, cesaretlendirenler, izin verenler, yol gösterenler, güvenliğini sağlayanlar işlenen suçun ortağıdırlar." diye dikkat çekti.
"Bu, onların gerçek yüzleri ve asıl tıynetleridir"
Yapılan alçak teşebbüslerin İslam'ın değerlerine zarar veremeyeceğine vurgu yapan Polat, "Zira atasözünde ifade edildiği gibi, Köpeklerin havlaması bulutlara zarar veremez. Ancak burada şunu ifade etmek istiyoruz. Bu, onların gerçek yüzleri ve asıl tıynetleridir. Bunların yıllardır insanlara savunduklarını lanse etmeye çalıştıkları adalet, hoşgörü, eşitlik, özgürlük, özellikle inanç ve fikir özgürlüğü, insan hakları, özel hayat, barış gibi değerler, sadece istismar ettikleri ve arkasına sığındıkları maskelerdir. Ancak artık maske düşmüş, gerçek yüzleri gün ışığı gibi meydana çıkmıştır. Görmek isteyenlerin görmesini engelleyecek hiçbir engel kalmamıştır." diye kaydetti.
"Kur'an'ı yakmak bir insanlık suçudur, dolayısıyla bunlar insanlık düşmanıdırlar"
Kur'an'ı yakmanın bir insanlık suçu olduğuna vurgu yapan Polat, "Çünkü Kur'an, insanlığın kurtuluş kitabıdır. İnsanlığın sıhhat, selamet, saadet ve kurtuluşu bu kitaba bağlıdır. Rabbimiz Kur'an'dan şöyle söz etmektedir: 'İnsanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak indirildi." (Bakara, 185) ve yine, 'Bu ayetlerini düşünmeleri ve akıl sahiplerinin öğüt alması için sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.' (Sad, 29) Onun için Kur'an'ı yakanlar, aslında insanlığı yakmak istemektedirler. Kendilerini, toplumlarını ve tüm insanları yakma teşebbüsünde bulunmaktadırlar. Dolayısıyla aslında bunlar, insanlık düşmanıdırlar. Bunlar aydınlıktan rahatsız olan yarasalardır. Temizlikten hoşlanmayan haşerelerdir." diyerek tepkisini dile getirdi.
"Allah'a, Resulüne, kitaplarına saldıranlar, kaybetmeye ve yok olmaya mahkûmdurlar"
Polat, şöyle devam etti:
"200 yıla yakın süredir dünyaya nizam veren bu sahtekâr, yavuz hırsızlar, insanlığı sürükledikleri savaşları, katliamları, felaketleri, trajedileri, kaos ve krizleri örtbas etmek ve başarısızlıklarını insanların gözlerinden kaçırmak için insanlıktan ve nezaketten nasiplerini almayan bu değer yoksunu yaratıklar her fırsatta yüce değerlerimize saldırmaktadırlar. Değersiz oldukları için, mukaddesatın başka insanlar özellikle de Müslümanlar için ne anlama geldiğini anlamakta zorlanıyorlar. Ama anlayacaklar ve asla hedeflerine ulaşamayacaklardır. 'Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.' (Saff, 8) Onlar ve onların destekçileri kesinlikle yaptıklarının faturasını ödeyeceklerdir Allah'ın izniyle. Bizler, yapılan bu hadsizliği, bu aymazlığı ve bu alçaklığı lanetlerken, kutsal değer düşmanlarına, girdikleri bu yolun çıkmaz sokak olduğunu, bu gidişatın kendilerine hüsrandan başka bir şey kazandırmayacağını haykırmak istiyoruz. Sizden önce Ka'b bin Eşrefler, Velid bin Yezidler sizin yaptığınız şenaatı işlediler ama yaptıklarına pişman oldular. Hüsrana uğradılar, rezili rüsva oldular ve kaybettiler. Allah'a, Resulü'ne, kitaplarına saldıranlar, kaybetmeye ve yok olmaya mahkûmdurlar. Yok olma telaşı ve endişesiyle başvurduğunuz bu çırpınışlar da sizin hüsranınızı arttırmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. Ayet-i Kerime'nin ifadesi ile, 'Siz yenileceksiniz ve cehenneme sürüleceksiniz.' (Al-i İmran, 12) Bu kitap, bu din sahipsiz değildir. Bu dinin ve bu kitabın sahibi Allah'tır. Bütün Müslümanlar, Allah'ın askerleridir. Mukaddesatlarının fedaileridir. Yüce kitabımıza saldıranlar ve bu saldırılara destek verenler ne yaptıklarını ne ile oynadıklarını bilmelidirler, yaptıklarının sonuçlarını ve nelere sebep olabileceğini en azından tahmin etmelidirler." diye kaydetti.
"İmanınızın gereğini yapın"
Son olarak tüm Müslümanlara çağrıda bulunan Polat, "Ey Allah'a, Peygamberlere ve onlara indirilen kitaplara iman ettiklerini söyleyen Müslümanlar! İmanınızın gereğini yapın, imanınıza, İslam'ınıza, Peygamberinize, kitabınıza sahip çıkın. Onların haber verdikleri hakikatleri anlayıp gereklerini yerine getirmeye gayret edin. 'Eğer siz, hidayet üzere iseniz sapıtanlar size zarar veremezler.' (Maide, 105) diyor." dedi.
Basın açıklaması, Abdülkadir Ateş Hoca tarafından yapılan duanın ardından sona erdi. (İLKHA)