Kâhta 100.Yıl Parkında bir araya gelen STK'lar adına basın açıklamasını Memur-Sen ilçe Temsilcisi Ahmet Özbek okudu.
Özbek, İslam dininin kadimliğine vurgu yaparak, "Yüce dinimiz İslâm, 14 asır evvel tüm insanlığa gönderilmiş ve başkaca tüm inançları batıl kılmış yegâne hak dindir. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim ise dinimizin en asli kaynağı ve tüm insanlığın rehberidir. Rabbimizin kelâmını, emir ve yasaklarını bizlere bildiren, tüm insanlığa öğütler barındıran Kur'an-ı Kerim asırlar boyunca tek bir harfi dahi değişmeden korunarak var olmuş ve var olmaya devam edecek tek kutsal kitaptır." dedi.
"Mukaddesatımıza el uzatan, dil uzatan odaklar kim olursa müsamaha gösterilmemelidir"
İslam'ın değerlerine kimsenin dil uzatmaya hakkının olmadığına değinen Özbek, "Yüce Rabbimiz, Kur'an-ı Kerim'de, 'Şüphesiz bu, korunmuş bir kitapta bulunan değerli bir Kur'an'dır; ona tertemiz olanlardan başkası el süremez. O, âlemlerin Rabbinden indirilmiştir.' demek suretiyle kutsal kitabımızın korunduğunu ve korunmaya devam edeceğini bizlere bildirmiştir. İslâm alemi, Allah'a kulluk ederken İslâm dininin bünyesindeki her kutsal değeri korumakla da mükelleftir. İmanın şartı olarak kutsal kitabımıza iman etmiş olan biz Müslümanların en önemli vazifelerinden biri de Rabbimizin kelâmı olan mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i her türlü müdahaleden, her türlü saygısızca söylem, davranış söylem, davranış ve muameleden korumaktır. Mukaddesatımıza el uzatan, dil uzatan odaklar kim olursa, ne olursa olsun, müsamaha gösterilmemelidir. Yıllardır hem ülkemize hem de dinimiz İslâm'a yönelik hakaret ve saygısızlık ve eylemde bulunulan İsveç'te, içeren çeşitli birçok söylemde henüz vuku bulan hâdise, tüm İslâm alemini derinden üzmüş ve öfkelendirmiştir." ifadelerini kullandı.
"Başta Türkiye olmak üzere İslam dünyası da İsveç'teki bu akıl tutulmasına sessiz kalmamalı"
İslam ülkeline seslenen Özbek, "Kutsal kitabımızın Türkiye büyükelçiliği önünde yakılarak gerçekleştirilmek istenen eylem için İsveç devletinin ve güvenlik kuvvetlerinin izin vermesi kabul edilemez ve sessiz kalınamaz bir durumdur. Bilindiği üzere İsveç'te yıllardır bu ve benzeri İslâm düşmanlığı ve hakaret içeren, terör örgütlerinin propagandasını yapan birçok hadise meydana gelmiş ve İsveç devleti tüm bu hadiseleri ya desteklemiş ya da sessiz kalmıştır. Daha düne kadar menfaatleri uğruna devletimizden çeşitli konularda destek talebinde bulunan söz konusu ülkenin böyle küstahça olaylara müsamaha gösterecek ve alçakça ve destekleyecek cesareti nereden bulduğunu anlamak da mümkün değildir. Müslümanların canları ve mallarıyla korumaktan geri durmadıkları hayat rehberleri Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılan saldırılar elbette ki karşılıksız kalmamalıdır. Hangi dinden ve inançtan olursa olsun aklı alsak başında her ilkeli fert ve oluşumun, bu provokatif girişim karşısında inisiyatif alması ve insanlığın huzurunu kaçırtacak bu ve benzeri densizliklerin son bulması adına harekete geçmesi gerekmektedir. Bu alçakça eylemin huzura ve barışa yönelik büyük bir suikast olduğu bilinmelidir. İslam dünyasının tepkisini toplayacak her girişimden mutlaka uzak durulmalıdır. Başta Türkiye olmak üzere İslam dünyası da İsveç'teki bu akıl tutulmasına sessiz kalmamalı ve eldeki bütün siyasi imkanlar kullanılarak hadsizlere hak ettikleri cevap verilmelidir." şeklinde konuştu.
"İslam düşmanı alçağı lanetliyoruz"
İslam düşmanlığı yapan zihniyeti lanetlediklerini dile getiren Özbek, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti her ne kadar uzlaşmacı ve barışçı bir devlet olsa da hem devlet nezdinde hem de kamuoyuyla bir devlet olsa da, kutsal değerlerine, kırmızı çizgilerine asla halel her türlü tavrı almaya muktedir bir devlettir. İsveç'in NATO'ya üyeliğinin veto edilmesi de dahil, İslam'a ve Müslümanlara bu denli düşmanlık yapan bir yönetime her açıdan haddi bildirilmelidir. Kalbinde iman olan hiçbir müminin bu kutsalımıza alçakça hakarete sessiz kalması düşünülemez. Mukaddesatımıza yönelik bu provokatif-saldırılara karşı dünyanın dört bir yanında ortaya konan tepkilere destek verilmesini diliyoruz.Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde mukaddes Kitabımız Kur'an-ı yakma cüreti gösterecek olan Rasmus Paludan isimli İslam düşmanı alçağı lanetliyoruz. Bu çirkin girişime özgürlük adı altında izin veren İsveç hükümetini de şiddetle kınıyoruz. İsveç hükümeti, aldığı bu barbar karardan acilen geri adım atmalı, özür dilemeli ve bu alçakları cezlandırmalıdır. İlahi bir dine, kutsallarına saldırmak özgürlük değildir, olamaz da. Biz Müslümanlar, Allah'ın peygamberler vasıtasıyla gönderdiği ilahi dinlerin hak olduğuna inanıyor ve saygı duyuyoruz. Ancak insanlığa gönderilen son hak din İslam'dır ve Kitabı Kur'an'dır. Siz batılılar, inanmıyor olsanız bile saygı duymak zorunda olduğunuzu bilmelisiniz." dedi.
"Asla size benzemeyeceğiz"
Özbek son olarak, "Dahası beldelerinizde yaşayan milyonlarca Müslüman var ve hiçbirinin aklından tahrif olunan İncil'i yakmak geçmemesine rağmen, Müslüman vatandaşlarınızın haklarını çiğniyor olmanız ikiyüzlülüğünüzü ortaya koyuyor. Ne Endülüs'te kurduğunuz Engizisyon Mahkemelerinde yaptığınız vahşi işkenceleri unuttuk ne de özgürlük vaadiyle işgal ettiğiniz Irak ve Afganistan'da milyonların can verdiği katliamları unutabiliriz. Her türlü kötülüğünüze ve barbarlığınıza rağmen asla size benzemeyeceğiz. Şiarımızı iyi bellemenizi istiyoruz; son Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'e gönderilen İslam dinimizin kıyamete kadar hak din olduğu inancımızın tüm insanlığın kurtuluşuna çare olacağını haykırmaktan hiçbir zaman ve şartta geri durmayacağız. 'Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.' ifadelerini kullandı. (İLKHA)