Bingöl’de birçok İslami ve insani camia, STK ve kurumun oluşturduğu Bingöl İslami Kardeşlik Platformu Merkez Dörtyol Saat Kulesi önünde kitlesel basın açıklaması düzenledi.
Düzenlenen basın açıklamasına Kur'an aşığı Bingöl halkı yoğun ilgi gösterdi.
Kur'an tilaveti ile başlanan programda basın metnini Özgür-Der Bingöl şube Başkanı Yusuf Boğatekin okudu.
Programda Memur-Sen Bingöl Şube Başkanı Mücahit Çelik dua ve konuşmalar yaptı.
Program sonrası bazı STK temsilcileri ve vatandaşlar Kur'an’ı Kerim'e yönelik yapılan alçakça saldırıya tepki gösterdiler. Bazı vatandaşların ise yaşadıkları duygusal durumdan dolayı konuşmakta zorlandığı gözlendi.
"Kafirler Kur’an’a karşı hasutturlar, öfkelidirler"
İsra suresinin 82’nci ayetini hatırlatan Yusuf Boğatekin, "Değerli halkımız, bu ayetten de anlıyoruz ki bilumum kâfir, fasık, facir ve zalimlerin Kur’an’a düşmanlığının ana sebebi, Kur’an’ın onların şeytani karanlıklarını nurlandırma çabasıdır. Ama onlar, bu karanlıklar içinde nice zulüm, haram, günah ve ahlaksızlığı işlerler. Kur’an, onları deşifre ettiği için, nefsi ve şehevi arzularına dayalı hayatlarını tehdit ettiği için onlar Kur’an-ı Kerimi sevmezler. Kur’an’a karşı hasutturlar, öfkelidirler. Kur’an’ın ilahi gücü ve cazibesi karşısında acizdirler ve kinini her çeşit kusmak isterler. Daha önce Salman Rüştü’nün yaptığı, sonrasında Danimarka ve Hollanda'da yapılan saygısızlıklar ve dün de alçakça bir cüretkârlıkla İsveç'te Kur’an’a yönelik yapılan çirkin saldırı aynı amaçladır." dedi.
"Onlar Kur’an’ın nurunu söndürmek istiyorlar"
Boğatekin, "Onlar Kur’an’ın nurunu üflemekle, kızmakla, hakaret etmekle, saygısızlığı tırmandırmakla söndüremezler. Malumunuz adı bile anılmaya değmez bir alçak, insan müsveddesi bir ırkçı İsveç hükümetinin de desteğiyle Türkiye Büyük Elçiliği'nin önünde Kur'an-ı Kerim'i yakma girişiminde bulundu. Bu olay, kişisel bir hadsizlik ve ifade özgürlüğü olarak geçiştirilemez. Bu olay, Batı’nın İslam’a ve Kur’an-ı Kerim’e topyekûn düşmanlığının sadece somut bir örneğidir. Gerçekleşen olayı şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Tabi bu gösteriye İsveç hükümetinin gerekli resmi izinleri vermiş olması da ayrıca büyük bir skandaldır. Böyle haddi aşan kelimelerle ifade edilemeyecek bir gösteri, bir eylem ve bir devlet suçu işleniyor ve buna da İsveç devleti müsaade ediyor. Biz de Kur’an-ı Kerim’i yakma girişiminde bulunan hadsize, İsveç hükümetine ve onlara çanak tutan tüm Batılı emperyalistlere sesleniyoruz, bu çabanız boşunadır. Hz. Âdem’den bu yana Allah’a ve dinine düşmanlık yapanlara dünyada bir rüsvaylık düştü, ahirette de azap onları kuşatacaktır. Siz de bu kötü sonuçtan kurtulamayacak ve kaçamayacaksınız." ifadelerini kullandı.
"Biz Kur’an’ı canımız, malımız ve aile efradımızdan daha aziz biliriz"
Boğatekin, "Kur’an-ı Kerim, Allahu Teâla’nın insanlığa vahiy yoluyla gönderdiği kitabıdır. Kur’an; Allah’ın kelamı, muttakiler için hidayet rehberi, müjdeleyici, korkutucu, ve hayat düsturudur. Bu sebeple Kur’an bizim için değerli ve kutsaldır. Biz Kur’an’ı canımız, malımız ve aile efradımızdan daha aziz biliriz. Kur’an’a düşmanlık edenler bilmeli ki onlar aslında Allah’a, Peygambere, meleklere ve tüm Müslümanlara düşmanlık etmektedir. Nefret ve kinlerinin sonucu olarak dünyada zelil olmuş ve İnşaallah diğer dünyada da zilletin en büyüğünü tadacaklardır. Bu saldırılar, basın ve medyasıyla, her türlü hile, entrika, oyun ve tuzaklarla Kur’an sevgisini gönüllerden atamayan zavallıların son çırpınışlarıdır. Kitabımıza, mukaddesatımıza, İslam dünyasına ve ümmete uzanan küfrün necis ellerini ve arkasındaki güç odaklarını iyi biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Kutsallara saldıran alçaklara seslenen Boğatekin, "Ey kutsallarımıza alçakça saldırıyı yapan zavallılar! Bilin ki, Kur’an’a, İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık kimseye fayda vermemiştir, size de fayda vermeyecektir. “Tebbet yeda ebileheb’in vetteb!” İlahi hükmünce sizlerin elleri hem bu dünyada kırılacak hem de Ahirette kuruyacaktır. Allah’ın ve Müslümanların öfkesini çeken söz ve davranışlarınıza derhal son verin! Kitabımıza uzanan necis ellerinizi hemen çekin. Böylesi zavallılara söylenecek en özlü söz elbette ki Allah’ın sözü olacaktır. Yüce Rabbimiz Saf Suresi’nde mealen şöyle buyurmaktadır, “Onlar/ kâfirler ve zalimler Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. O (Allah), müşrikler hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir. O halde en büyük tepki ve sahiplenme olarak seleflerimizin yaptığı gibi Kur’an’ı okuyacak, öğretecek, anlayacak, koruyacak ve hayatımızın her alanında ahkâmını hayata geçireceğiz." ifadelerini kaydetti.
"Kur'ana sarılıp ilim yuvalarına ve neslimize sahip çıkmalıyız"
Memur-Sen Bingöl Şube Başkanı Mücahit Çelik, "En son yaşanan hadise Müslümanları derinden üzmüştür. İsveç’te zalim bir hadsiz tarafından ülkedeki yetkililerin de desteği ile meşum bir hadise yaşandı. Bu hadise inşaallah İslam ümmetinin uyanışına vesile olur. Dolayısıyla biz Müslümanlara düşen bu durumlara sessiz kalmamak ve her ortamda buna karşı olduğumuzu ifade etmektir. Madem saldırı Kurana ve kuran üzerinden de bütün Müslümanlaradır, bizler de Kuran kurslarımıza ve ilim yuvalarımıza sarılmalı ve sahip çıkmalıyız. Neslimize sahip çıkıp bu hadiseden zerresine kadar üzülen bir topluluk oluşturalım. Bu saldırılara karşı en güzel cevap yetiştireceğimiz Kuran nesli ve Kuran eli bir topluluk olursa bunlar bu hadiseye bir daha cüret edemeyeceklerdir. Bütün İslam coğrafyalarını İsveç hükümetine ve bu saldırıları yapanlara karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz. Bu sadece bir ülke ve bir bölge ile idare edilecek bir husus değil, herkesin yek vücut olarak bu meseleye sahip çıkması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"İslam ülkelerinin liderlerinin münafıklığı kafire cesaret veriyor"
Vatandaşlardan Mustafa Kurtaran, "Bu olayı yapan kafirler bu cesareti İslami ülke liderlerinde buluyorlar. İsrail ile el sıkışmanın yanlış olduğunu söyleyen Kurtaran, Kudüs’ü işgal edenlerin elini sıkanlara tepki gösterdi. İslam düşmanı ülkelerin büyükelçiliklerinin kovulması gerek. İçinde bulunduğumuz günlerde Cumhurbaşkanının heykelinin asılmıştı, bu cesareti aldılar. Başta Erdoğan malum ülkenin büyükelçiliğini çağırıp kovacaktı ülkeden. Allah-u Teala Resulüne hitaben, dosdoğru olmasını söylüyor. Ve bunu yanındakilere de söylüyor. Bizler dosdoğru olmazsak, sağ elimiz Müslümanın elinde, sol elimiz de kafirin elinde olursa kafir bunu yapar. Bugün bu durma sebep olanlar İslam ülkelerinin liderliğini yapanların münafıklığındır. İslam ülkelerinin liderleri münafıklık yapmamış olsaydı ve dosdoğru olmuş olsalardı bunlar yaşanmayacaktı. Allah isra süresinin 82’inci ayetinde, ‘Biz Kur’an’ı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz. Ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını artırır.” Buyurmaktadır. Alimlerimiz maalesef bu ayeti muska yapıp milletin boynuna asıyor. Kuran şifa ayeti değildir, bu kurana tabi olunduğunda hastanede tedavi görüp ve şifa bulan kişi gibi o kişi de hayat bulur. Sırt dönen zalimin sonu da hüsrandır. Allah bize bugün yağmur yağdırmaz, çünkü zekât ve şükür kesildi." ifadelerini kullandı.
"Müslümanlar ve Müslüman ülkeler olarak temsiliyette eksiğimiz var"
Programda Peygamber Sevdalıları Vakfı Bingöl Temsilcisi Şefik Börü konuşmasında, "Bugün Müslümanlar olarak Bingöl’de bir araya geldik. Bu meşum hadiseyi yapan ve sahip çıkanları lanetledik. Efendimizin adisinde, ‘üç kişi bir araya geldiğinizde aranızda birini kendinize emir tayin edin.’ Bugün İslam ülkelerini temsiliyet noktasında bir eksiğimiz var. Bu eksiklik olduğundan dolayı birileri kalkıp da İslam’a ve Kurana veya sünnete hakaret ettiği zaman onların karşısında durabilecek bir temsiliyet noktamız yok. Sıkıntımız burada. Her ne kadar ehli kitabı eleştirsek de bir doğruda birleşebiliyorlar ancak biz Müslüman ülkeler olarak birçok doğrumuz olmasına rağmen ve birçok doğruda ittifak etmemize rağmen temsiliyette bir doğruda birleşemiyoruz. Rabbimizden temennimiz Müslümanların vahdet ve ittifak içinde olmalarıdır." şeklinde belirtti.
"Avrupa’yı tarif edecek tek bir kavram vardır o da barbarlıktır"
Programa katılan yazar Salih Gönül ise, "Bu yapılan rezillik dinimizdeki yüceliği gösteriyor. Çünkü biz asla ne Hz. İsa’ya ne Hz. Musa’ya ne de Allah’ın onlara indirdiği kitaplara hakaret etmeyiz. Biz onların peygamber odluğunu ve o kitaplarında Allah’tan geldiğini biliyor ve bu bilinçler hareket ediyoruz. Fakat bir kez daha gördük ki, medeniyet, hoşgörü ve insanlık denilen Avrupa, aslında ne medeniyetle ne insanlıkla ne hoşgörüyle ne de bunlar gibi bir kavramla tarif edilemez. Onları tarif edecek tek bir kavram vardır o da barbarlıktır. Onlar her zaman sömürgecidirler, her zaman zalim, saygısız ve diğer insanlara karşı tahammülsüzdürler." ifadelerini kullandı.
"Kur'an için canımızı vermekten geri durmayız"
Gönül, İslam’a hakaret durumlarında halkın tepkisinin önemli olduğunu hatırlatarak, "Burada toplanmamızı eleştirenler ve ne değişir diyenlere de uraya gelmek ile Hz. İbrahim’in ateşine su taşıyan karınca gibi saf belli ettiğimizi belirtmek isteriz. Allah’ın dininin yanında olduğunu O’na tabi olduğumuzu buradan herkese göstereceğiz. Herkes de şunu bilsin ki bizler Kuranı kerim için canımızı vermekten ve onu savunmaktan hiçbir zaman geri durmadık ve Allah’ın izniyle de geri durmayacağız." şeklinde konuştu. (İLKHA)