Asma Köprü Uluslararası Öğrenci Derneği tarafından bu yıl 8'incisi düzenlenen ve birçok dilde hazırlanan "Ümmete Barış Kudüs'e Özgürlük" temasıyla düzenlenen kahvaltı programı sonrası bir çağrı yapıldı.

Bu yıl "Ümmete Barış Kudüs'e Özgürlük" temasıyla 8'incisini düzenlenen "Ümmete Barış Çağrısı" programı Afitab Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.

Farklı ülkelerden Türkiye'ye eğitim için gelen uluslararası öğrenciler programa yerel kıyafetleriyle katıldı.

Kahvaltı sonrası Benin Ülkesinden İssaka İbrahim Foudeoul tarafından okunan Kur'an-ı Kerimle devam eden programda Asma Köprü UÖD Başkanı Hanefi Sinan, bir konuşma yaptı.

Sinan, "Bu akşam itibarıyla Recep ayına girmiş olacağız. Recep ayı biliyorsunuz haram aylardan hürmetli aylardan ve Müslümanların birbirine husumet kin beslediği yasak olduğu birbirleriyle savaştıklarının yasak olduğu ve birbirlerine zulmetmelerinin yasak olduğu bir aydır. Bu sene 8'incisini düzenlediğimiz programlarımızda ümmete barış çağrıları yapıyoruz. Ümmete barış çağrılarını sadece sizinle paylaşmıyoruz. 15 farklı dilde dünyanın dört bir tarafına burada da okuyacağımız barış metnini dağıtıyoruz. En ücra köşelere kadar barış metnimizin ulaşması için gayret sarf ediyoruz. Ümmete barış çağrıları mesajlarımız bir tohum mesafesindedir. Biz inanıyoruz ki bu tohum yeşerecek ve hep birlikte ümmeti Muhammedîn aralarındaki ihtilafları bir kanara itip bir arada yaşamalarını sağlayacak bir ortam oluşturacak inşallah. Ümmet barıştığında Kudüs özgürleşecek. Ümmet barışmazsa Kudüs'ün özgürleştirilmesini düşünmek mümkün değil. Ümmetin bir araya gelmesi bir duvarın tuğlaları gibi güçlü bir hale dönüşmesi yeryüzünde yaşanılabilir bir dünya bu yaşanılabilir dünyanın merkezinde olan Kudüs'ün de özgürleşmesine vesile olacak inşallah." dedi.

İsveç'te Kur'an-ı Kerime karşı yapılan alçak saldırıya tepki göstererek devam eden Sinan, şunları aktardı:

"Hepimizi üzen ve sıkıntıya sokan malumunu İsveç'te insanlıktan nasibini almamış 'esfeli safilin' olan bir zat Kur'an-ı Kerime hakaret etti. Hepimiz derinden yaralandık. Ancak bunun bu kadar kolay yapabiliyorlarsa şu soruyu kendimize sormamız lazım. Bizim mevcut duruşumuzda ve hareketimizde İslam'a verdiğimiz değerde bir problem var ki yeryüzünde İslam'a ve Müslümanlara bu şekilde saldırılar çok rahat yapılıyor. Ümmet kendi arasındaki ihtilafları kaldırıp barış sağlamış olsaydı bırakın böyle bir densizliği ve edepsizliği herhangi bir Müslümanın kılına hiç kimse kasten zarar vermeye cesaret edemezdi. Tarihte böyle bir süreç yaşanıştır. Böyle süreçleri tarihte çok rahat görebiliyoruz. Sadece iki satır yazıyla bütün zalimleri hizaya getiren dönemleri yaşadık." 

Uluslararası Kudüs Gençlik Meclisi (UKGEM) tarafından hazırlanan "Ümmete Barış Çağrısı" metni Arnavutluk Ülkesinden Fredinant Hasmuça tarafından okundu.

Okunan 'Ümmete Barış Çağrısı' metni şu şekilde;

"Bizler, dünyanın farklı bölgelerinden eğitim için Türkiye’ye gelen misafir öğrencileriz. Bugün bizi burada buluşturan Müslümanların birliğine duyduğumuz özlem, ayrılıkların getirdiği yıkımların hüznü ve huzurun ancak Müslümanların barışıyla geleceğine olan inancımızdır.

Bugün buradan, barışın öncüsü olma gayretlerine şahitlik ettiğimiz Türkiye’den, halkları Müslüman olan, bütün bölgelere ve devletlere bazı hususları hatırlatmak istiyoruz.

İnancımızın kaynağı Kur'an-ı Kerim’de Tevbe suresinin 36. ayetinde 'Doğrusu Allah’a göre ayların sayısı, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına uygun olarak on ikidir; bunlardan dördü haram aylardır. İşte doğru olan hesap budur. O aylarda kendinize zulmetmeyin.' buyurulmaktadır.

Bu ayet, her zaman barışı önceleyen dinimizin biz Müslümanlara, aramızdaki kavgalara son vererek barışı tesis etmek için imkân tanıdığı çok önemli zaman dilimlerine dikkati çekmektedir.

Her türlü kötülüğün ve zulmün kol gezdiği dünyada, İslam’ın adaletine, Müslümanların birliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.

Kendini Müslüman olarak ifade eden herkesin, kendi menfaati değil, ümmetin faydası söz konusu olduğunda öne atılma, karşı durma, mücadele etme görevi bulunmaktadır.

Hiçbir Müslümanın, bugün en önemli meselemiz Kudüs’ü gündeminden çıkarmaya hakkı yoktur. Zira Kudüs, coğrafya, millet ya da devlet meselesi değil iman meselesidir. Kudüs ve Mescid-i Aksa özgür olmadan dünyada barışın tesisi mümkün değildir. Kudüs’ün özgürlüğü ise ancak Müslümanların birliğiyle mümkündür.

Bu sebepledir ki buradan bir kez daha ümmetin gençleri olarak sesleniyoruz;

Ey Müslümanlar, ey Müslüman halkların Müslüman yöneticileri, önderleri. Allah’ın ayetlerini hatırlayın ve savaşmanızın haram kılındığı bu aylar vesilesiyle aranızdaki kavgalara son verin, bunun için adımlar atın.

Siz kavgaları bitirmedikçe, siz ayrılıklara son vermedikçe, siz aranızdaki üstünlük mücadelesinden vazgeçmedikçe Müslümanlar zulümden, Kudüs, siyonistlerin kirli postallarından kurtulamayacak, dünyanın ise barış arayışı hiç bitmeyecektir.

Ey Müslümanlar, ey Müslüman halkların Müslüman yöneticileri, önderleri. Aranızdaki çatışmalara son verin, birlik olun ve Müslüman halkları İslam çatısı altında bir araya getirin. Bu, ümmetin gençleri olarak, Müslümanlar adına sizlere çağrımızdır; ümmete barış, Kudüs’e özgürlük."(İLKHA)