Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Coşkun, karnenin "öğrencilerin kendini, potansiyellerini tanıma aracı" olduğunu belirtti.
Coşkun, şunları kaydetti:
"Hangi ders için ne kadar çalışması gerektiğini hem öğrenciye hem veliye gösteren somut bir göstergedir. Öğrenciyi olumsuz niteliklerle etiketlemek, akranları ile kıyaslamak, cezalar vermek karnenin gelişim izleme ve destekleme amacını ortadan kaldırır. Karneye verilen bu tarz tepkiler nedeniyle öğrencilerin öğrenmeye ve değerlendirilmeye ilişkin olumsuz tutum geliştirmesi akademik gelişimlerine sanıldığından daha büyük zarar verebilir. Öğrenciler başarı algısı ebeveynlerinkinden farklı olabilir. Bu nedenle anne ve babalar çocukları ile başarı konusunda konuşmalılar. Başarıyı nasıl tanımlıyor? Başarı ya da başarısızlık ölçütleri neler? Bunu öğrenmek karneyi değerlendirmek, yeni hedefler belirlemek açısından kritik olabilir.
Çocuk ve ergenlerde hedef oluşturmak, akademik ve sosyal başarıyı elde etmede çok önemli. Karne, bir yönüyle de çocukların kendine akademik hedefler koymasına yardımcı oluyor. Bu hedefleri kendi planları doğrultusunda gerçekleştirmek akademik ve sosyal başarıların ilk adımlarıdır. Bu konuda ebeveynler çocukları ile birlikte hareket etmeli, onların hedef oluşturmasını desteklemelidir. Hedefler mutlaka öğrencilerle birlikte oluşturulmalıdır. Çocukların kendi potansiyeline uygun hedefler koyması aileler tarafından teşvik edilmelidir. Örneğin, bir derse ilişkin notunu nasıl gördüğünü anlamak, daha yüksek bir nota dönüştürmek için neler yapması gerektiğine ilişkin bir çalışma planı oluşturmasını sağlamak, yani öğrenciyi motive etmek gerekiyor."
- "Okulun öğrencilere neler kattığını bütünsel olarak değerlendirmek gerekir"
Prof. Dr. Yelkin Diker Coşkun, okulun "akademik başarının yanında daha fazla sosyal gelişimin gerçekleştiği bir yer" olduğunu, karnelerin bu anlamda da değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Okulun öğrencilere neler kattığını bütünsel olarak değerlendirmek gerektiğini aktaran Coşkun, "Sanat, spor ve diğer gelişim alanlarında da başarı hedeflerinin oluşturulması öğrencinin kişilik gelişimi için oldukça değerli olacaktır." ifadesini kullandı.
Ders dönemini tamamlamış öğrencilerin tatili verimli şekilde geçirmesinin önemine işaret eden Coşkun, "Böylece ikinci döneme daha sağlıklı şekilde hazırlık yapılabilir. Tatil; dinlenme, oyun, kısa geziler gibi etkinliklerin dengeli biçimde planlandığı bir zaman olmalı. Öğrencilerin kitap okuma, tiyatro ya da sinemaya gitme gibi kişisel gelişimi destekleyici etkinliklerin içinde bulunması için fırsatlar oluşturulması faydalı olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.