Kurtulmuş, seçim tarihine ilişkin soruya, "Seçim tarihini henüz net olarak söylemek mümkün değil ama belki zorunluluklar dolayısıyla seçim bir miktar öne alınabilir. Seçim takvimiyle ilgili bir düzenleme olacak. Biraz öne alınması bunun erken seçim olacağı anlamına gelmez" yanıtını verdi.
Numan Kurtulmuş, AK Parti'nin bu seçimdeki en önemli meselesinin aday tespitleri, seçimin kilit kavramının ise itibar olduğunu, listelerde sözüne kıymet verilen, halkın sevdiği, bildiği, tanıdığı muteber isimlerin aday gösterileceğini söyledi.
"HDP ile bir diyalog kanalı açılabilir mi?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "İçselleştirilmiş bir demokratik dili kullanmaları ve bu anlamda da HDP'yi bir Türkiye partisi haline getirebilme kararlılığı içerisinde olmaları lazım. Bu ilişkinin nasıl seyredeceği bizim tayin edeceğimiz bir şey değil, başlı başına öncelikli olarak HDP'nin tespit edeceği bir şeydir" değerlendirmesini yaptı.
İYİ Parti Gençlik Politikaları Koordinatörü Orhun Ertürkmen'in cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın isimlerini zikrettiği açıklamasının sorulması üzerine Kurtulmuş, altılı masanın "Adayımız şudur" diyene kadar aday isimleri ya da profilleri etrafında daha çok görüşlerin ortaya çıkacağını ve tartışmaların olacağını dile getirdi. Kurtulmuş, "Altı artılı masanın temel sorunu adayı tespit edememek değil, temel sorunu ana fikirler etrafında bütünleşememektir" dedi.
Bir başka meselenin sistem tartışması olduğunu, bir anayasa teklifinin ortaya çıktığını ancak bunun altılı masanın değil bir siyasi partinin görüşü olarak gündeme geldiğini, teklif edilen sistemin de güçlendirilmiş parlamenter sistem değil yarı başkanlık sistemi olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Altılı masanın önce odaklanması gereken konu, nasıl başkan seçecekler, seçtirecekler buna çalışmaları... İkincisi, önümüzdeki dönemde anayasayı değiştirebilmek için parlamentoda nasıl bir çoğunluk elde edecekler?" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın açıklamalarının sorulması üzerine, şunları söyledi:
"Siyasi yönelimleri çok farklı olan partilerin çok doğal olarak çıkacak adaya karşı yüzde 100 güvenle hareket etmeleri mümkün değil. Dolayısıyla herkes belli rezerv içerisinde konuşuyor. 'Seçilebilir aday, seçilemez aday' demek aslında 'İstediğim aday, istemediğim aday' demektir. Bu tartışmalar arasında en ilginç olanı, altı tane eş cumhurbaşkanının olacağı bir sistemi teklif ediyor olmaktır. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Bir konu etrafında karar vereceksiniz, konseyde 6 üye var, ana konularda bunların imzalarını ya da mutabakatlarını arayacaksınız. Bu demokrasinin ruhuna aykırıdır. Yüzde 50+1 almış ve halkın oyuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanına, yüzde yarımlık, yüzde 1'lik bir partinin oy oranı ne olursa olsun yüzde 50+1 almamış olan birisi diyecek ki en az senin kadar benim de görüşüm önemlidir. Bu demokrasi değildir. Yani maalesef bu teklif edilen husus eş cumhurbaşkanlığı sistemidir. Mantık dışıdır, uygulanması imkan ve ihtimali yoktur."