Özellikle liseye ve üniversiteye hazırlanan öğrencilere matematik alanında taktikler veren Matematik Öğretmeni Mustafa Güler, matematik olmadan kazanılmadığını söyledi.
Çalışmadan hiçbir şeyin olmadığına dikkat çeken Güler, öğrencilerin çalışırsa anlayacaklarını, anlarlarsa yapacaklarını ve yaptıklarında da seveceklerini vurguladı.
Genel anlamda ilköğretimde iyi bir öğretmene denk gelmediği sürece öğrencinin matematiğe karşı bir önyargısının oluştuğunu dile getiren Güler, öğretmenlerin öğrencilere matematiği sevdirmesi gerektiğine işaret etti.
Matematiğin analitik düşünme noktasında günlük hayatta işe yaradığını söyleyen Güler, matematiğin yaşanan problemlerde çözüm yolları sunduğunu ifade etti.
"İşin başında emek ve çalışma geliyor"
Öğrencilerin genelde matematik alanında sıkıntı yaşadığını belirten Güler, "Öğrenci arkadaşlarımız genelde matematikle alakalı sıkıntı yaşıyorlar. Matematik üniversiteye giriş ya da Liseye Geçiş Sistemi sınavında mutlaka karşımıza geliyor. Öğrenci yapamadığı zaman iyi bir üniversite, lise, KPSS'yi ve ALES'i kazanamıyor. Matematik her zaman karşımıza gelen bir problemdir. Problemin üstesinden gelmemizin de yolları var. Öğrenci arkadaşlarımız matematiğin bir ihtiyaç olduğunu öğrenecekler. Matematik yapma zorunluluğumuz var. Yapmak zorundasın ki mesleki hayatta iyi bir üniversite kazanılsın. İşin başında emek ve çalışma geliyor. Çalışmadan hiçbir şey olmaz. 'Hocam ben bu işin üstesinden geleceğim.' deyip emek verecek. Çalışırsanız anlarsınız. İnternet medyasında benim gibi binlerce hoca var. Bir konuyu binlerce hoca anlatmış. Konuyu benden anlamazsan diğer hocadan dinleyip anlarsın. Böyle bir erişim kolaylığı da var. Öğrenci arkadaşlarımızdan tek bir isteğim var; çalışsınlar. Emek vermeden hiçbir şey olmaz. Sonra bir baktınız ki anlarsınız. Anladığınız zaman soruların üstesinden gelirsiniz, yaparsınız. Yapınca da tabi ki seversin çünkü öğrenci bir şeyi yapamadığı zaman sevmiyor. Seversen yine çalışırsın. Çalışma da her zaman en sonda matematiği sevecek noktaya getirtir." dedi.
"Bir paragraf uzunluğunda matematik soruları var"
Öğrencinin okuduğunu anlaması için öncelikle kitap okuması gerektiğini vurgulayan Güler, "İlköğretimde iyi bir öğretmene denk gelmediği sürece öğrencinin matematiğe karşı bir önyargısı oluşuyor. İş yüzde 99,9 öğretmene düşüyor. Öğretmen öğrenciye matematiği sevdirecek. Öğretmen bir defa kendisini sevdirecek. Gerçek hayatta önümüze bir problem çıkıyor. Farkında değiliz ama beynimiz problemle alakalı 100 tane çözüm yolu öneriyor. Biz de bize en uygun çözüm yolunu çekip onu uyguluyoruz. Bu da analitik düşünmeden kaynaklanıyor. Matematik, analitik düşünme noktasında hayatta mutlaka işimize yarıyor. Veliler, eğer çocuklarının gerçekten matematikle bir sıkıntısı varsa bunun üstesinden gelsinler. Ya takviye ders alsınlar ya da internetteki ders videolarını izlesinler. Yeni nesli sorular çoğaldı. Bir paragraf uzunluğunda matematik soruları var. Öğrenci bu soruları çözerken anlayamıyor. Bunun üstesinden gelebilmek için veli haftada minimum haftada bir saatte olsa kitap okuma saati koyabilir. Öğrenci okuduğunu anlayacak. Okuduğunu anlaması için de kitap okuması gerekiyor." diye konuştu.
"Öğrenilen konuyla alakalı en az 250-300 soru çözülmeli"
Matematiğe günde en az bir saat zaman ayırılması gerektiğini ifade eden Güler, "Matematik yapıldıktan sonra diğer dersler zaten yapılıyor. Matematik iyi olduğu sürece diğer dersler de her zaman iyidir. Öğrenciler günde bir saat de olsa en azından problem soruları çözsünler. Günde ortalama bir saat matematiğe zaman ayırmalı. Eşit ağırlıkçılar için matematik çok büyük katsayı puanları getirdiği için onların tabi ki 2-3 saat çalışması gerekiyor. Sayısalcılar da minimum günlük bir saat matematikle zaman geçirmeli. Hedeflediğiniz bölümler varsa matematik yapılmadan kazanılmıyor. Bir öğrenci, bir konuyu öğrendiği zaman ilk başta soru çözecek. Öğrenilen konuyla alakalı en az 250-300 soru çözülmeli. Çözemediği sorular varsa zaten kitapların hepsi çözümlüdür. Çözümlerini inceleyecek. Bu şekilde matematik probleminin üstesinden gelinir. Öğrenci arkadaşlarımızda çalışma yok. 2 soru çözemeyince morali bozuluyor ve bırakıyor. 250-300 soru çözmeden bir konuya geçiş olmamalı." şeklinde konuştu.
"Tam kırılma noktasına gelecekler ama çalışmayı bırakıyorlar"
Öğrencilerin soru çözemediklerinde veya netlerinin artmadığını gördüklerinde morallerini bozmaması gerektiğini söyleyen Güler, "Öğrenci '4 aydır çalışıyorum ama netlerim artmıyor.' diyor. Sıkıntı değil artar. Sen çalışmaya devam et. Moral ve motivasyonunuzu bozmayın. Öğrenciler biraz da olsa emek veriyorlar, çalışıyorlar. Tam kırılma noktasına gelecekler ama çalışmayı bırakıyorlar. Biraz daha sabredin. Sınav maratonu 1 ay, 5 gün değil; haziranın sonuna kadar çalışacağız. Netler artmasa da sen çalışmana devam edeceksin. Devam edersen sınavda göreceksin ki emeklerinin karşılığını alacaksın." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)