Mesut Gözlü - Doğruhaber
Muhammed Mursi`nin Cumhurbaşkanı seçilmesinin üzerinden tam bir sene geçmesi ve olayların Cumhurbaşkanı seçildiği 25 Haziran günü patlak vermesi Mısır`da yaşananların sıradan bir darbe olmadığını göstermektedir.
Enver Sedat döneminde Mısır ile İsrail arasında gerçekleşen savaşı Mısır`ın kaybetmesi üzerine ABD`nin de arabuluculuğunu yaptığı Camp-David anlatmasını yeniden hatırlayalım…
Enver Sedat, 1977 yılında terör devleti israile gidip iki ülke arasında yaşanan olayların son bulması için masaya oturmaya karar veriyor. ABD`nin de arabuluculuk yaptığı bu görüşmeler neticesinde 1979 yılında Camp-David antlaşması imzalanıyor. israil ile yapılan bu antlaşmada Enver Sedat o zamanlar hızlı bir şekilde büyüyen Cemaat-ül İslamiyye üyelerine baskılarını artırıyor.
Kahire`nin Zaviyet-ül Hamra ilçesinde bir Müslüman ile Hristiyan arasında çıkan kavga Enver Sedat`ın da desteğiyle büyütülüyor ve Cemaat-ül İslamiyye üyelerinin bir kısmı şehit edilirken, büyük bir kısmı da tutuklanarak cezaevine gönderiliyor. 1981 yılında patlak veren bu olayların temel sebebi ise Enver Sedat`ın terör devleti İsrail ile yaptığı antlaşmadır. Enver Sedat bu barış antlaşmasında muhtemelen israile Müslümanların Mısır`daki etkilerini bitireceği yönünde yazılı olmayan bir söz veriyor. (Bizi bu analizi yapmaya iten sebep küçük bir beldede iki kişi arasında cereyan eden bu olayın Hristiyan-Müslüman savaşına devlet eliyle döndürülmesi itmektedir.)
Mısır`da yaşanan olaylara gelecek olursak…
Bir kısım liberallerin Muhammed Mursi`nin %52`lik bir oyla Cumhurbaşkanı olarak seçilmesini hazmedememelerinin bir yansıması olarak 25 Haziran`da olaylar cereyan etti. Bir yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu askeri darbede en aktif rolü alan aktör her zaman ki gibi terör devleti israildir. Mursi`nin başkanlığını hazmedemeyen bir grup çapulcu ile israilin emelleri aynı noktada buluşunca liberal çapulcular kendilerini israilin kucağında buldu. Mursi`nin varlığından rahatsız olan İsrail, bu çapulcuları kendi emelleri için bir nimet olarak gördü ve maddi-manevi her türlü desteğini bu çapulculardan esirgemedi.
Muhtemelen bir yıldır Mursi`yi devirmenin planlarını yapan İsrail ile çapulcular, Mursi`nin seçilmesinin yıl dönümünü kendilerine hedef olarak seçtiler. Ve bir yıldır bu planı uygulamak için senaryolar yazıp-çizdiler.
(Hüsn-ü Zan yaparak) Selefilerin bir kısmı ve Ezher Şeyhi gibi ilk başta desteğini çapulculardan yana kullanan ve askeri vesayetin arkasında poz vermekten utanmayanlar, İsrail ile çapulcular arasında gerçekleşen bu oyundan habersizlerdi. Olayların büyümesi ve mazlum Mısır halkının hunharca katledilmesinin ardından attıkları adımlardan geri dönerek sarsılan karizmalarını tekrar kurtarma çabasına girdiler.
***
Enver Sedat dönemi ile Mursi döneminde yaşanan olayları beraber ele alacak olursak…
Enver Sedat döneminde ilerleme kat eden İslami hareketler terör devleti israilin varlığını tehdit eden bir unsur haline gelmişti. Bu tehdidi ortadan kaldırmak için o dönemde Enver Sedat`ı kullanan İsrail, günümüzde kendisi için tehdit olan İhvan hareketini çapulcuları kullanarak sindirmeye çalışıyor. İki oyun arasında sadece argümanlar değişmiş vaziyettedir.
Mısır İslam ümmetinin kalbi durumundadır. İhvan hareketi kurulduğu günden beri çalışmalarıyla İslam ümmetinin yolunu aydınlatmış, İslami hareketlere ilham kaynağı olmuştur. Hareketin kemale erme noktası olan devletleşmeye geçmesi dünya Müslümanlarının zaferi ve terör devleti israilin kaybetmesi anlamına geleceği için İsrail Mısır üzerindeki baskılarını artırmıştır.
İhvan`ın Mısır`da iktidar olması aynı zamanda İhvan`dan ayrılan ve İslami davetin yanında israile karşı silahlı mücadeleyi benimseyen HAMAS`ın da zaferi anlamına geleceği için İsrail, İhvan hareketinin bir an önce ortadan kaldırılması için düğmeye basmıştır. Aslında Mısır`da gerçekleşen hadiselerin temel sebebi sınır olarak israile yakın olan iki İslami hareketin güçlenmesini engellemektir. ABD`nin yaramaz çocuğu hükmünde olan İsrail, fikir babası ABD`den de aldığı destek ile bu darbeyi gerçekleştirmiştir.
Fitne çubuğu ile orta doğuyu karıştıran israil, Suriye`de gerçekleştiremediği emellerini Mısır`da gerçekleştirmeye çalışıyor. İslam baharı adını verdiğimiz baharın yazı görmeden son bahara dönmesi için mücadele eden terör devleti, orta doğuyu kaosa boğmaya çalışıyor.
Ezildikçe güçlenen, güçlendikçe meyve veren İslami hareketler, Allah`ın izni ile alınlarının akıyla bu fitneden kurtulacak ve tuzak kuranların en hayırlısı olan Allah (cc), en kısa zamanda bu fitne ortamından İslam ümmetini çıkaracaktır. Mübarek Ramazan ayıyla beraber İslam ümmetinin baharı tekrar geri gelecektir.