Akdağ, gündeme ilişkin vesağlıkpolitikalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“VATANDAŞIN BOYNUNU BÜKTÜRMEYECEĞİZ!”
“Hukuki süreç devam ediyor. Hükümetin yapmak istediği şey; Devlet Hastaneleri ve Üniversite Hastanelerindeçalışanlar dışarda muaynehane çalıştırmasınlar. Bunun bedeli vatandaşın çile çekmesidir. Buralarda çalışan herkesin maaşları; devlet hazinesinde ya da SGK tarafından ödeniyor. Sakat sistemi düzeltmek istiyoruz. Bu ara kararlardan vatandaşın endişesi olmasın. Milli irade, hukuk vatandaşın aleyhine tecelli etmez. Devlette çalışan doktorların muaynehane işi olmayacaktır. Devletin hastanesi ve üniversite hastanesinde çalışan doktorların dışardaki ilişkisini kabul etmiyoruz. Sağlık hakkı herkese lazım. Hükümet olarak En yoksula dahi bir çözümümüz var. Vatandaşları muaynehanelere mecbur edcek bir sistemi kabullenemeyiz AK Partihükümeti olarak vatandaşın boynunu büktürmeyeceğiz!”
“Doktor sayısı artacak!”
“Sistem şimdilik yüzde yüz tabii ki işleyemiyor. Zaman zaman hastanelerde beklemeler, kalabalıklar oluyor. Türkiye’de doktor sayısı az. Tıp Fakültesi tercih edilmiyor mu diyorlar? Tıp Fakültesini tercih edenlerin sayısı arttı; ancak kontenjanlar yetersiz. Tıp fakültesine önceden 5 bine yakın öğrenci alınıyordu. Şimdi 8 bine çıktı, 12 bine çıkması lazım. Muhalefet, tabib örgütü karşı çıkmıştı. Ancak doktor sayısı artmaz ise iş yükü artıyor, hasta doktora ulaşamıyor. Türkiye’de 100 bin kişiye 150 doktor düşüyor. Avrupa’da 100 bin kişiye 350 doktor düşüyor. Türkiye’de bu durum 2-3 katına çıkmış oluyor. İş yükü artıyor, hizmet kısıtlanıyor doğal olarak. Çalışmalarımız ile doktor sayısı artacak.”
“Aile Hekimliği gelişmiş ülkelerde var. Muhalefet ya yalan söylüyor ya yanlış söylüyor!”
“Gelişmiş, zengin ülkelerde Aile Hekimliği var. Ya yanlış ya yalan söylüyor muhalefet. Umarım bilgi eksikliğinden söylüyorlardır. Ülkelerin birçoğunu ben ziyaret ettim. Danimarka’da bir doktor, tekrar doktor olsam yine Aile Hekimliği düşünürdüm dedi. Bütün Avrupa’nın uyguladığı bir sistem bu. İdeolojiler herkesi kör eder. Koruyucu sağlık hizmetleri,mobilsağlık hizmetlerinde öyle gelişmeler oldu ki... Aile hekiminizle sürekli irtibatta olun. Kayıt sistemi var çünkü.”
“Muhalefet gibi sorumsuz vaatler ile vatandaşa gitmiyoruz!”
“Kamunun bütün kurumlarında çalışan kardeşlerimiz var. Onlara ne uygulanaırsa Sağlık Bakanlığı’nda çalışanlarada o uygulanacak. Sayın Kılıçdaroğlu seçimden önce bol keseden vaad ediyordu. Biz istikrarla 4. döneme geldik, bir şey söyledikmi yapıyoruz. Muhalefet gibi sorumsuz vaatler ile gitsek vatandaş bize olan güvenini kaybederdi. Başbakanımız yapamayacağı işi yaparım demiyor. Taşeron işçiliği öteden beri var; ama doğrusu bizim dönemimzde bu şekilde yüksek istihdam sağlandı. 20 binin altındaydı 120 bin kişi bu şekilde çalışıyor.”
“Hastanelerde mesai 19:00-20:00’a kadar uzatılacak!”
“Acil serviserimizde büyük problemler oluyor. 2 ana sebebi var. 1) Mesai sonrası vatandaş işim bitti, şimdi hastaneye gideyim diyor acil servise gidiyor. 2)Acil servislerde katkı payı almıyoruz biz. 8 lira katkı payı alıyorlar ilaç ile beraber. Aile hekimine gitse aynı vatandaş hiçbir şey istemeyecek. Acillere gidiş hizmet kalitesini düşürüyor ve ağır hastaların işini zorlaştırıyor. Hastanelerde mesailer 19:00-20:00’a kadar uzatılacak. Bu konu görüşülüyor.”
“Üniversite hocası statükonun yanında durmamalı!”
“Sağlık Bakanlığı’nın, eski SSK hastanelerinin değişimi Üniversite Hastanelerine henüz yansımış değil. Şu anda tamamen özerkler tabii. Hükümet olarak yaptığımız, mali durumu iyileştirmek için katkı vermek. Yıllık cirolarının yüzde 20’si kadar ilave destekte bulunduk. Reform yapılması gerekir. İşletmecilik kısımları Sağlık Bakanlığın da olabilir. Ortak çalışma ya da mali durumu değerlendirilerek yöneticiler ile ilgili kararlar verilebilir. Sistem tıkanmalara yol açıyor. Cihaz alımlarını zorlaştırıyor. Üniversite hocası olarak statükonun yanında durmamalıyız. Hocayken bir taraftan muaynehanesi olmasın. Bir kısır döngü var üniversite hastanelerinde. Hükümet ile YÖK’e düşüyor bu sistemi düzeltmek. Hükümet olarak üniversite hastanelerinin yanında duracağız.”
“60 bin vatandaş Evde Sağlık Hizmetinden faydalanıyor!”
“2010’dab bu yana 60 bin vatandaşa evinde sağlık hizmeti veriyoruz. 120-140 bin vatandaşın böyle bir hizmete ihtiyacı var. Hastaneye gitmesi gerekirse evde sağlık bakımı araçları ile biz taşıyoruz. Elektronik karyolaya ihtiyacı varsa biz koyuyoruz, havalı yatağa, oksijene ihtiyacı varsa sondasının değiştirilmesi gibi evinde yapılabilecek her türlü bakımı vermeye başladık.”
“Hava ambulansı 7 dakikada havalanıp, istenilen yere gitmek zorunda!”
“2008’den beri hava ambulans sistemi ile 10 bine yakın hasta şifa vesilesi olabilecek hastanelere ulaştırıldı. Tamamen ücretsiz bir sistem bu. Türkiye’de inanılmaz bir bürokrasi var. Pahalı ve uzun zamanlı bir iş. Örneğin, 112’yi aradınız. Bir helikpterin kalkmasına karar verenler nöbetçi hekimlerdir. Acil bir hasta bunu bekleyemez. Firma ile anlaşmamız şudur bizim, helikopter 7 dakikada havalanmak zorunda. Bu hizmet böyle gerçek anlamını buluyor. Bizim dışımızda Avrupa da, Kanada da var. Bu hizmette, hemen her ülkede sigorta primlerinin üstüne konulabilen ilaveler alınıyor. Türkiye de böyle bir şey yok!”