Atalay, "Türk-İş, 37 yıldır açlık yoksulluk rakamlarını açıklıyor. Açlık 7 bin 785 TL. Bana soruldu 'Nereden başlayacaksınız?', dedim ki 'Asgari ücret 5 bin 500 TL. Türk-İş açlık sınırından yani 7 bin 785 TL’den başlayacak.' Ertesi gün ‘Bu kadar zam mı istenir?' diye olay oldu. Ben zam istemiyorum ki. Açlık sınırından itibaren konuşmayı istiyorum. Yani bunun üstünü konuşacağız. İki gün sonra başkanlar kurulu yaptık. Açlık sınırının üzerinde konuşacağımızı, kabul edeceğimiz bir rakam olmazsa masada olmayacağımızı söyledik. 15 bin TL, 20 bin TL diyen oldu. Geçen yıl partilerin büyük bölümü 400 dolar diyordu. Ben ne doları konuşurum ne de euro. Türk-İş başkanı Türkiye’de Türk parasını konuşur. Bu arada 20 gün içinde iki kez başkanlar kurulu yaptık. Ayın 20’sinde beni bakanlığa çağırdılar. Komisyon sürüyordu. Bakana 9 bin TL talebimizi ilettim. Sonra basının önünde bu rakamı duyurdum. 3 gün sonra bakan tekrar aradı ve aynı noktada olup olmadığımı sordu. “Aynı noktadayım” dedim. Türk-İş başkanı söyler ve söylediği noktada durur." dedi.
Atalay, asgari ücret açıklanırken masada neden yer almadığını da şöyle açıkladı:
“Ben dediğime ve aldığımız karara bakıyorum. 8 bin 500 TL kötü oldu demiyorum. Ama 9 bin TL bizim içimize sinen, toplumun kabul edeceği bir rakamdı. Ben açıklama sırasında yoktum. Bunu bakan da işveren başkanı da biliyor. 9 bin TL’ye gelirseniz beni çağırın ama bunu vermeyecekseniz ben gelmeyeceğim. Sonuç olarak orada değildim.”
“Sapla saman karıştı. Enflasyonla ilgili iktidarıyla muhalefetiyle bir çare bulmak lazım” diyen Atalay, “Var sayıma göre asgari ücret belirlenmez. Önerim şu: Bizi bir daha toplamasınlar. 6 ay sonra enflasyon yüzde 20 oldu diyelim. Hiç konuşmadan haziran veya temmuzda 20’yi versinler” diye önerdi.