Eroin, captagon ve bonzainin rotasının Türkiye'de olmadığını belirten Soylu, "Eskiden İran, Afganistan üzerinden, sınır hatlarından gelen eroinin rotası artık Akdeniz'e doğru indi. Akdeniz'den doğru Avrupa'ya gidiyor. Özellikle bonzai, Çin üretimiyle bu rotadan geliyordu, o da bizim rotamızdan artık gelemiyor. Captagon Suriye'den geliyordu, artık deniz üzerinden alttan Avrupa'ya gidiyor. Neden? Eskiden yakalanan her 4 kilogram eroinin 1 kilogramı Hakkari, Van, Ağrı ve sınır hattında yakalanırdı. Şimdi 4'ün 3'ü sınır hattında yakalanıyor. 4'ün biri ancak öbür tarafa gidiyor. Böyle hızlı basınca, sahada tedbir alınca, sahada yakalamaları artırınca mecburen rotayı değiştirmek durumunda kaldılar. Sadece bu olmadı. Büyük bir mücadele gerçekleşiyor. Uyuşturucu maddeye teslim olacak bir millet olmamalıyız. Çocuklarımızı uyuşturucu maddeye teslim etmemeliyiz. Öyle babalar gördüm ki, 'çocuğunu tedavi ettirelim' diyorum. 'Allah'ını seversen al hapishaneye koy, beni kurtar ne olursun' diyor. Şimdi böyle bir tabloyla karşı karşıyaysak bilmemiz gerekir ki bunu en iyi mücadeleyle değerlendirmeliyiz" diye konuştu.
"Uyuşturucuyla mücadelede Avrupa ve Amerika pes ederken biz pes etmeyeceğiz. Bu uyuşturucu iletinin kökünü kazıyacağız." diyen Soylu, 2016'da 30 bin olan cezaevindeki uyuşturucu satıcılarının sayısının şu anda 121 bin olduğunun altını çizdi.
Projeli çalışmalarla uyuşturucu bağımlılarını ve satıcılarını uzun süre izlediklerini anlatan Soylu, şunları kaydetti:
"Dünyada hiç olmayan bir program yaptık. Adı Asena. Geçen mart ayından beri hiçbir ihbar, istihbarat almadan, milyonlarca veriyi kendi içinde yapay zeka programıyla gerçekleştirerek şu ana kadar 6 bin 400 yakalamayı gerçekleştirdik. Durmuyoruz, büyük bir mücadeleyi ortaya koymaya çalışıyor ve buna devam ediyoruz. Kökünü kurutma operasyonları yapıyoruz. Burada projeli operasyonlarla beraber birçok yerde bunu sağlamaya çalışıyoruz. 2022 yılı Avrupa'daki rapora göre 1 milyon kişi başına uyuşturucu bağlantılı can kaybı sayısı dünya genelinde 35, Avrupa genelinde 17, ABD'de milyonda 324, Norveç'te 89, Almanya'da 29, Türkiye'de milyonda 4,7. Bütün bunlarla birlikte bu mücadelemizi devam ettirdiğimizi söylemek istiyorum. Uyuşturucuya bağlı doğrudan ölenlerin 2017'de 941 olan sayısının 270'e, bu yıl da 10. ay vesilesiyle 146'ya düştüğünü söylemek isterim. Madde kullanım oranı Avrupa'da yüzde 29, yani 100 kişiden 29 kişi madde kullanıyor, Avrupa uçmuş gidiyor. Bizde ise yüzde 3.1. Yani madde kullanım oranımızda da düşüklük söz konusu. Yaptığımız en önemli meselelerden bir tanesi de ilk kez Adana'da başladık, 62 ilde kanalizasyonlardan atık madde alıyoruz. Üniversite ve Yeşilay yapıyordu. Şimdi Yeşilay'la yapıyoruz. 62 ilde kanalizasyonlarda atık madde alıyorlar ve her üç ayda bir ne kadar uyuşturucu kullanıldığı, ne kadar arttığı, ne kadar azaldığı, hangi maddenin kullanıldığını öğreniyoruz. Buna göre de illerimizde tedbir alıyoruz. Türkiye'de ilk defa her ilin 42 kriterle riskini ölçüyoruz. Her ilçeyi 32 kriterle ölçüyoruz. Bunu, ilgili kurumlarımızın tamamına gönderiyoruz. Ayrıca Bağımlıkla Mücadele Yüksek Kurulumumuzun il ve ilçelerde yansımaları var. Bunları değerlendiriyoruz. Risk haritaları yapılıyor ve bu risk haritaları üzerinden de büyük bir mücadele ortaya konulmaya çalışılıyor."