Bana hep Gecelerden bahs ediyorsun..


Hüzünlerden..
Gitmiş bitmiş günlerden..

Ya geride kalmış güzel günlere
Ya da acı gerçeklere ağlıyorsun...
Hiç mi hiç tebessüm etmiyorsun...
Uzun bir Gecenin karanlığına dalmış..
Boğuluyorsun..
Beni de bizi de soğutuyorsun...

Oysa biz bir seher vakti gibiyiz...
Dava`ya yeni gözünü açmış bir Güneşin ışıklarıyız biz...
Biz yeni bir sabaha öten kuşlar gibiyiz...
Ya da olmalıyız...

"Giden gitmiştir giderken bitmiştir" der gibisin hep...
Dava gitmedi...
Dava bitmedi...
Evet..
Nice yiğitler geldi ve gitti..
Ama hiçbir şey bitmedi...!

Ya kalan yiğitleri gördün mü hiç?
Gördün mü yıllardan bu yana yılmadan usanmadan ilk gün ki gibi dava`yı yüklenenleri..
Ardından yüklenecek olan yeni nesiller yetiştirmek için Gecesini gündüzüne katanları...

Nice er`ler var ki senin boğulduğun Gece de bize yıldız oldular...

Sen hep soğuk Sonbaharı yaşarsın..
Yaprakların dökülmesinden...
Rüzgarların deli gibi esip geçmesinden, geçerken bitmesinden bahs edersin...

Oysa biz bir İlk/Bahar gibiyiz...
Toprağı delip geçen ilk çiçekler gibiyiz biz..
Yeniliklerin habercisiyiz biz...

Bize Güneş olacağına..
Toprağımıza su serpeceğine...
Hiç açmayın diyorsun bize...
Ne de olsa sizde birgün solarsınız düşüncesiyle...

Ama and olsun ki biz gelip geçen yiğitlerin kanlarını çekip kökümüze yapraklarımıza salacağız..
Kıp kırmızı güller olup yiğitlerin yoluna taze yapraklarımızı serip güzel kokular saçacağız..
Toprağımıza emek verenler oldukça bizde umud olacağız yüce Rabbin izniyle...

 

Ebrar K. / İstanbul - Yaş: 16