İlk haliyle 3,2 milyar metreküp depolama ve günlük 28 milyon metreküp üretim kapasitesine sahip olan BOTAŞ'a ait Silivri Doğal gaz Depolama Tesisi'nin kapasitesi arttırıldı.
Bu kapsamda 18 kuyuda genişletme çalışmaları yapıldı. Deniz üstünde 2 platform kuruldu. İkinci fazı hizmete alınacak tesisin böylece kapasitesi 4 milyar 600 milyon metreküpe çıkarıldı.
Tesis bu adımla, Avrupa'nın en büyük gaz depolama alanı haline geldi. Kapasite artışı ile günlük geri üretimi ise 75 milyon metreküpe ulaşacak. Dev tesis bu haliyle Türkiye'nin yıllık doğal gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 8'ini karşılayabilecek konumda yer alıyor.
Tesisin açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı. Tesisin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde;
Silivri Yer Altı Doğal Gaz depolama tesisinin yeni fazıyla 4,6 milyar metreküpe ulaşan toplam kapasitenin ülke ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Avrupa'daki en büyük yer altı depolama tesisi haline gelmiştir. Bu tesisi biz kurmuştuk. Tüm bu çalışmalarda kullanılan malzemeler yerli ve milli olarak üretilmiş, böylece ülkemizin gaz depolama alanındaki teknoloji birikimine katkı sağlanmıştır. Tesis günlük 45 milyon metreküp enjeksiyon ve 75 milyon metreküp geri üretim kapasitesine sahiptir. Ülkemizin en yoğun tüketim döneminde bile talebin 4'te 1'ini tek başına karşılayabilecektir.
Ankara Tuz Gölü'ndeki kapasite genişletme çalışmaları tamamlandığında orada da benzer orana ulaşacağız. Silivri tesislerimizin yeni fazının hizmete girmesinde emeği geçen bakanlık, kurum, yüklenici firmaları tebrik ediyorum.
Ülkemizi doğal gaz keşfi ve işletmesi yanında depolaması alanında da en güvenli seviyeye getirene kadar yatırımlarımız devam edecektir. Kısa ve orta vadede enerji krizinin Avrupa'da yol açtığı sıkıntıların ülkemizde yaşanmaması için her türlü tedbiri almayı sürdüreceğiz.
Türkiye Yüzyılı ile milletimize gelecek vizyonu sunduk. Ülkemizi her alanda dünya ile rekabet edebilir seviyedeki hedeflerimizi kamuoyuyla paylaştık. 20 yıla sığdırdığımız emeklerimizin meyvelerini toplamaya başlayarak ülkemizi en üst lige çıkaracağımız yeni bir döneme giriyoruz. Hükümete geldiğimizde kısır hesapların, kavgaların, krizlerin içinde sıkışıp kalan Türkiye vardı. Stratejik, beşeri potansiyeli bu sancılı tablo içinde adeta heba ediyorduk. Türkiye'nin istikametini güven ve istikrar iklimine döndürecek ülkemizi bu girdaptan kurtardık. Birilerinin ısrarla önemsizleştirmeye çalıştığı dev yatırımlarla ekonomimizi sürekli büyüttük.
Yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı destekleyerek cari fazla yoluyla bu büyümeyi 85 milyonun tamamının hayatına yansıttık. Son dönemde maruz kaldığımız siyasi, sosyal ve ekonomik saldırılara karşı verdiğimiz mücadeleyi ekonomi programımızı daha güçlü hale getirerek tahkim ettik. Türkiye kendi vatandaş ve sanayisine sunduğu enerji ile dünyanın en büyük 17. arzını sunan ülkedir.
160 milyon ton eşdeğer petrol enerji arzımız var. Bunun 2021'de 51 milyar dolara yakın maddi değeri bu yıl 81 milyar dolara ulaşacak. Yerli ve yenilenebilir kurulu gücümüzü yüzde 65 seviyesine getirmemize rağmen enerjide ciddi dışa bağlılık söz konusudur. Doğal gazda ihtiyacı karşılamadan ülkemizi arzu ettiğimiz kalkınma seviyesine çıkarabilmemiz mümkün değildir. Türkmenistan'daydık. Oradan ülkemize gerek Doğal Gaz gerekse enerji naklini gerçekleştirmek üzere görüşmeler yaptık. Üçlü zirve yaptık. Hamdolsun aramızda kararlılığımızı ortaya koyduk. Böylece nüfusumuzun yüzde 85'ine yakınını doğal gaza kavuşturduk. Dünyanın en geniş sondaj filosunu kurarak Karadeniz'de 540 milyar metreküplük ülkemizin en büyük doğal gaz rezervi keşfini yaptık. Bu doğal gazı milli şebekeye aktarmak için hummalı çalışma yapıyoruz. Yeni keşiflerin müjdesini paylaşmak için de çalışıyoruz. Petrolde de yeni sondajlar yapıyor, eski kuyuları tekrar kontrol ederek üretime kazandırıyoruz. En kısa sürede günlük petrol üretimimizi 100 bin varile çıkarak ardından daha büyük keşif ve üretimler için yolumuza devam edeceğiz.
Tüm bu gelişmelerin bir diğer sonucu da ülkemizin sahip olduğu 7 Doğal Gaz boru hattı, 4 LNG tesisi, 15 giriş noktası ve diğer avantajlarıyla dünyanın önde gelen enerji ticaret merkezlerinden biri haline dönüşmesidir. Türk Akım projesiyle Bulgaristan, Yunanistan, Kuzey Makedonya, Sırbistan, Macaristan'a gaz akışı sağlıyoruz. Saros'taki LNG tesisimizi hizmete açtığımızda bu alanda çok daha güçlü konuma geleceğiz. Amacımız ülkemizi en kısa sürede doğal gaz referans fiyatının oluştuğu küresel merkez haline dönüştürmektir. Putin'le önemli görüşmelerimiz oldu, adımlarımızı attık atıyoruz. Böylece özellik Trakya doğal gazda enerjide bir hub haline gelecektir. (İLKHA)