Saraçhane'de düzenlenen programda konuşan İstanbul Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, "Onlar sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp, hapsetmek için mahkemeden karar çıkarttılar. Üstelik, baktılar mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp, başka bir hakim getirerek karar çıkarttılar. Allah aşkına, bu ülkeyi yönetenlerin ey vatandaşlarım sizinle ne dertleri var? Sizinle alıp veremedikleri ne var'' diyerek sözlerine başladı.

Mahkemenin kararı üzerinden iktidarı da eleştiren İmamoğlu, "Bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar alerjisi. Milli irade kendilerinden yana karar verirse hiç sorun yok, ama başka türlü bir karar çıkarsa başka türlü şekillenirse bütün arızalar başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama yapsınlar nafile. Türkiye tam da bu yönüyle yol ayrımındadır. Milli egemenliği kayıtsız şartsız kabul edenlerle milli iradeyle alerjisi olanların arasında yol ayrımındayız. Eşitlik ve adaletin sağlanıp korunmasını istiyorsanız, başka yolumuz yok. Milli egemenliği kayıtsız şartsız kabul edenlerin yanında duracağız. 16 milyon İstanbullu, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımız. Adres burası 6'lı Masa, 6 liderin bulunduğu masadır" dedi.

DEVA lideri Ali Babacan, "Biliyorum çok öfkelisiniz, hepimiz çok öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyorum. Bu haksızlığı, hukuksuzluğu reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Birkaç evvel Canan hanıma yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş almasını reddediyorum." sözleriyle karara tepki gösterdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 11 madde halinde düşüncelerini paylaştı.Kılıçdaroğlu şunları söyledi;

"1- Mevlana der ki adalet kutup yıldızı gibidir. Söz veriyorum adalet ya gelecek.

2- Adaleti dağıtan kişi hukukun üstünlüğü yani yargıç ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır.

3. Adaleti dağıtacak kişi kralın sofrasına, sultanın sofrasına, sarayın sofrasına asla oturmayacak, sofraya oturan alimin verdiği fetvadır yanlıştır ve doğru olmaz.

4. Milli irade. 1921-24 anayasanın birinci maddesi egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin iradesine bugün darbe vurulmuştur. 16 milyon iradesine bir yargıç aracılığı ile darbe vurulmuştur.

5. Adalet bugün yaşadığımız ülkede, adalet temel Türkiye sorununa dönüşmüştür. Sokakta herhangi vatandaşa sorun, emin olun büyük kısmı bu ülkede adalet yoktur diyecek. Ama bizler 6'lı Masa olarak adalet konusunda kararlıyız, mutlaka getireceğiz.

6. Yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Ağacın kurdu kendi içindedir. Asla unutmayın. Uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazlar, parti teşkilatından gelenleri hakim, savcılık koltuğuna oturturlar, çetelerle yan yana gezerler. Bu tabloyu da değiştireceğiz. Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz.

7. Güzel bir atasözümüz var, zulmün artsın ki tez zeval bulasın der. Öteden beri bu ülkede zulüm var. Milletvekillerimiz, gazeteciler tutuklandı. İstanbul İl Başkanımız siyasi yasak kapsamına alındı. Bu tablo zulmün arttığı tablodur, bu da yakında zeval bulacaklar demektir ve onları göndereceğiz.

8. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu hakkında verilen karar asla ve asla kabul edilemez. Toplumun vicdanını yaralamıştır. Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize 1 milimlik dahi geri adım attırmayacaktır. Kararlıkla başkanın arkasında duracağız.

9. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri göndereceğiz. Milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz, hiç endişe etmeyin 6'lı Masa kararları bu ülkeye huzuru, bereketi ve adaleti getireceğiz.

10. Bu bir 100 metre koşusu değil, maratondur ve sonuna geldik. 6 ay sonra maraton bitecek, yeni ve güzel bir Türkiye'yi göreceksiniz.

11. Asla başınızı öne eğmeyin. Önümüzde 6 ay kaldı, geliyoruz. Siz de haykırın; iktidar, iktidar, iktidar. İktidar olacağız."

Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal ise şöyle konuştu;

''Zalim zulmünü celladına yaptırırmış. Zalime, onun cellatlarına, uşaklarına karşı bir büyük mücadeleyi burada başlatıyoruz. Hep birlikte söz milletindir diye haykırıyoruz.
6 Mayıs 2019 Türk demokrasisi için kırılmanın yaşandığı bir tarihtir. İstanbul'da millet iradesiyle seçilen İmamoğlu'nun yetkisinin alındığı tarihtir. Milli iradenin önüne set çekilmez. Milletin gücü o duvarları her daim yıkıp atmıştır.
Dün İmamoğlu'na bu cezayı verdiler ama bilsinler ki bu kararın nokta kadar milletin vicdanında karşılığı yoktur. Bu kararı alanları biliyoruz. Aldıranları biliyoruz.
Onların adaleti zaten Deniz Feneri davalarında batmıştır. Adaleti sistematik bir şekilde bu memleketi uygulayanlara haykırıyorum; adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı. Bu kararları alanlar başı dik bir şekilde dolaşamayacaklar.
Siz reform yapmayın, sizden bir şey beklemiyoruz. Kötülük yapmaktan vazgeçin, FETÖ'cülerin size bıraktığı hukuksuzluğu icat etmekten vazgeçin.
O nedenle aziz İstanbullular işaret fişeğini bugün buradan yaktığımız hukuk mücadelemizin demokrasi mücadelemizin eninde sonunda milletin iradesi ile tarihin tecelli edeceği gün milletimiz iradesini ortaya koyacaktır. Onların tek bir iddiası ideali ve davaları var; onlar bir kişinin ailesinin ve şurekâsının iktidarı ve mutluluğu için kavga veriyorlar. Oysa bizler bugün ne kadar haklı olduğumuz, ne kadar doğru olduğumuz ortaya çıkıyor. Altılı masa etrafında bir araya gelmiş olanlar yek vücut olanların demokrasi diye bir kavgası var. Korkusuzca yaşama hürriyeti adına bir meselesi var. Bu ülkede fırsat eşitliği diye bir kavgası var. Herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye’yi kurmak gibi bir ideali mücadelesi kavgası var.
İşte bugün buradan sadece İstanbullumuz değil, çatlamış toprakların hasretini dindirmek için her biriniz her birimiz Türkiye’nin üzerine örülen kademe kademe her gün rengi koyulaşan bu örtüyü atıp kaldırmak adına bu cesareti ve iradeyi taşımalıyız."

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ise şunları kaydetti:
"Meselemiz sadece İmamoğlu'nun hak ettiği makamı korumak değildir; İstanbul seçmeninin iradesini korumak, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik değerlerini korumaktır. Hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz, demokratik hukuk devleti diyoruz.
Dün yargı bir kez daha siyasallaştı ama bizim meselemiz siyaset üstü bir meseledir. Altı genel başkan olarak buradayız hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz temel hak ve özgürlükler diyoruz. 
Demokratik hukuk devleti diyoruz. Bu meydan ve bu bina tarihi sahnelere şahit oldu. Dün akşam sayın İmamoğlu’nu ziyaret etmek için gece yarısına yakın İBB binasına girdiğimde hafızamda iki manzara canlandı. Tarih 21 Nisan 1998, 28 Şubat şartlarında Sayın Erdoğan’a benzer bir mahkumiyet kararı verilmişti. Ben de o zaman o binadaydım. Ve tarih 15 Temmuz 2016, bu binayı savunmak için nice yiğitler Saraçhane’de şehit oldular. Yüreğimde, boğazımda bir şeyler düğümlendi. 21 Nisan 1998’de büyükşehir belediye binasında hangi değeri savunduysam, 15 Temmuz akşamı televizyon ekranlarında hangi değerleri savunduysam yine aynı değerler için buradayım, burada olacağım.
Buradan güç sahiplerine sesleniyorum, sakın ha sahip olduğunuz mutlak güç sizi aldatmasın. Geçmişte nice mutlak güç sahipleri aldandılar. 12 Mart'ı, 12 Eylül’ü 28 Şubat'ı yapanlar zannettiler ki kurdukları vesayet düzeni sürer. Zannettiler ki, o mekanlar ilelebet kendilerine aittir. Partileri kapattılar, siyasetçileri yasakladılar, düşünce özgürlüğünü, basını yok ettiler. Ama onlar gitti. Onlar gitti ama demokrasimizin demokrasi aşkı kaldı ve kalacak. Bu güç sahiplerine şunu da hatırlatıyorum o avucunuzda tuttuğunuz gücü kaybetmemek için sıktığınız her anda kordan bir ateş gibi sizi yakar. Kordan bir ateş gibi yakacak olan güce değil milletin vicdanına dönünüz.
Dün aldığınız kararla bize mesajınız '2023 seçimlerine ipotek koyarız' diyorsanız, bizi korkutmak istiyorsanız; korkmuyoruz, korkmayacağız, tehditlerinize boyun eğmeyeceğiz! Herkesin hakkını, hukukunu koruyacağız. Sakın ha seçim sandığı üzerinden siyaseti dizayn etmeye kalkışmayın. Sakın ha bize tarafız mahkeme karar verdi demeyin, inanmayız! Rahip Brunson, Deniz Yücel, Kaşıkçı davasında şerefli Türk yargısını nasıl siyasetin içine dahil ettiğiniz biliyoruz. Bu kararı tanımayacağız.
Yargı mensupları; omuzlarınızda tarihi bir yük var. Alacağınız karar, Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek. Her birinizin kaygı taşıdığını biliyorum. Zor dönemlerin hakimleridir tarihe geçenler. Hiçbir siyasi talimata uymayın. Yargı mensuplarının tek aidiyeti adalettir!
Dün Türk yargısı için kara bir gündü. Umarım seçime giderken YSK dahil hiçbir yargı mensubu baskı altına alınmaz. Altılı Masa olarak arkanızda olacağız.
İktidara gönül verenlere sesleniyorum; sakın ha asla tahriklere kapılmayın. Milli iradeyi esir alanlara karşı sesinizi yükseltin. O geniş kitlelerin bu kararla yürekleri dağlandı biliyorum. 'Biz yeni vesayetler için emek vermedik' desinler Erdoğan'a ve Beştepe'ye.
Biz iktidarı kaybedersek, kazanımlarınızı kaybedeceksiniz diyorlar. Sizin kazanımlarınız yozlaşmış bir iktidarın teminatında olamaz! Sakın kulak asmayın! Türkiye Cumhuriyet demokrasi ile taçlandığında herkes aynı hak ve özgürlüklere sahip olacak.
MHP seçmenine de sesleniyorum; milli birlik, istiklalimiz kendisi gibi düşünmeyenleri terörist ilan etmekle korunmaz. Atatürk'ün liderliğinde Sivas kongresinde alınan kararla korunur; ' Milli hakimiyetin temili milli iradedir.' Kim ki milli iradeye el uzatırsa gerçek terörist odur, gerçek vatan düşmanı odur.