İÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Vural yürütücülüğünde devam eden, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) "ARDEB-1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı" kapsamındaki proje ile deprem nedeniyle ortaya çıkabilecek hasarları öngörme ve krize dönüşmeden önüne geçebilme yaklaşımıyla risk iletişim modeli oluşturulması hedefleniyor.

İÜ Rektörlük Binası'nda düzenlenen toplantıda konuşan Prof. Dr. Vural, bir yıl önce başlayan araştırmada, medyada deprem riskinin nasıl temsil edildiğine, sosyal medyada nasıl gündem olduğuna, vatandaşların deprem riskini nasıl algıladıklarına ve sivil toplum kuruluşlarının hazırlıklarına ilişkin birbirinden bağımsız çalışmalar yapıldığını söyledi.

Risk yönetiminde iletişiminin çok daha önemli olduğunu, tüm tarafları kapsayan iletişim modelini ortaya koymak için harekete geçtiklerini belirten Vural, tüm medya kuruluşları, kamu kurumları, deprem konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları ile vatandaşların burada baş aktör olduğuna dikkati çekti.

"Her depremde GSM operatörleri tartışma konusu haline gelmiş"
Gazeteler, radyo ve televizyon haberleri ile internet üzerinden yapılan içerik analizlerine göre afet öncesinde deprem riskine dair vatandaşların ilgisini çekmeye yönelik içeriklerin azınlıkta kaldığını dile getiren Vural, şöyle devam etti:

"Bize gerçek bilginin paylaşıldığı bir ortam gerekiyordu. Bu nedenle de tüm platformlara baktığımızda bir tek Twitter'da bu söz konusu. Deprem öncesinde gazeteciler, haber kurumları tarafından üretilen içerikler varken depremden sonra akademisyenler öne çıkıyor. Jeologlar, deprem bilimciler, arama kurtarma uzmanları gibi kişilerin tweetlerinin öne çıktığını gördük. Hemen her depremde GSM operatörleri tartışma konusu haline gelmiş vaziyette. Yoğun bir şekilde operatörlerin işlevini kaybetmesi tartışılan önemli konu durumunda. Depremden önce atılan 16 tweete karşılık bu konuda deprem sonrası 47 bin içerik paylaşılmış. Hemen bir şikayet oluşturulmuş."