HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri değerlendirdi.
 
Gündemle ilgili önemli açıklamalarda bulunan Yavuz, Akil İnsanlar heyetinin hazırladıkları raporun genel hatlarıyla olumlu olduğunu ve raporun müspet yönleri ile hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
 
HÜDA PAR 1. Olağan Büyük Kongresi tamamlandı
Partilerinin 1. Olağan Büyük Kongresini 30 Haziran 2013 Pazar günü 45 kurucu üyeyle gerçekleştirdiklerini ifade eden Yavuz, Kongrede yeni genel başkanla birlikte partinin diğer merkez organ üyelerin de seçildiğini belirterek, kongrenin hayırlara vesile olmasını diledi.
 
"Başbağlar ve Susa katliamlarının sorumluları bulunsun"
Başbağlar Köyü`nde katledilen 33 ve 26 Haziran 1992`de Silvan`ın Susa Köyü`nde katledilen 10 Müslüman`ı olayların yıldönümünde rahmetle andıklarını dile getiren Yavuz, katliamların üzerinden 20 yıl geçtiğini ve sorumluların hala bulunmadığını belirterek, hükümeti her iki olay hakkında sorumluluğunu yerine getirmeye, sorumluları tespit edip yargı önüne çıkarmaya davet etti.
 
"Akil İnsanlar raporunun müspet yönleri hayata geçirilsin"
Barış sürecine katkı amaçlı olarak oluşturulan oluşumun çalışmalarını önemsediklerini belirten Yavuz, Güneydoğu Akil İnsanlar Heyeti olarak isimlendirilen çalışma grubunun hazırladıkları raporun müspet yönleri hayata geçirilmesini istedi.
 
Akil İnsanlar Heyeti`nin raporunun olumlu ve olumsuz yönleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Yavuz, "Güneydoğu Akil İnsanlar Heyeti olarak isimlendirilen çalışma grubu, 2 aylık faaliyetleri sonucunda bir rapor hazırladı… Raporun, destek aldığı ve sunulan makam göz önünde bulundurulduğunda, cumhuriyet tarihi boyunca rapor edilme düzeyinde değinilmeyen hususları içerdiği söylenebilir. Raporun yetkili makamlarca dikkate alınması ve geciktirilmeden müspet yönleri ile hayata geçirilmesi gerekmektedir. Akademik ve entelektüel düzeyde gerçekleşen bu tür birliktelik ve çalışmaların diğer faydaları bir tarafa, toplum içinde ortak yaşam kültürüne katkı sağladığı gerçekliğinden hareketle devamında fayda vardır.
 
Raporda dini mağduriyetlere yer verilmemesi eksikliktir
Akil İnsanlar ve çalışmalarının olumlu taraflarını dile getirmek hakkaniyetin gereği olduğu gibi, eksik taraflarını dile getirmek de sorumluluğumuzdur. Bu oluşum, temsiliyet açısından toplumun farklı kesimlerini kapsamadığı gibi, oluşum içindeki grupların görüştükleri mağdur aileler de toplumun tüm kesimlerinin mağdurları değildi. Sadece iki tarafın mağdur aileleri ile görüşülüp, hem devletin hem de PKK`nin mağdur ettiği aileler ile görüşülmemesi, tarihi geçmişin anlaşılması, mağduriyetlerin ifadesi ve barışın tüm toplum tabanına yayılması açısından büyük bir eksikliktir. Bu bağlamda rapor, cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkenin asıl ve en büyük mağdurları olan Mütedeyyin insanlara yer vermede nakıs kalmış ve çözümün kalıcılığı önerileri bölümünde ise, dini mağduriyetlere hiç değinilmemiştir" dedi.
 
35. Madde değişikliği olumludur ancak 82 Anayasasının değişmesi lazım
TSK İç Hizmet Kanunu 35. Maddesindeki Değişiklik Darbelerin yasal dayanağını teşkil eden TSK`nın İç Hizmet Kanunu`nun 35. Maddesinde yapılan değişiklikleri içeren yasa tasarının meclis komisyonunda kabulü olumlu bir gelişme olduğunu ifade eden Yavuz, "Asıl yapılması gereken halen yürürlükte olan 12 Eylül cuntasının ürünü olan 82 anayasasının derhal değiştirilerek yeni bir anayasanın acil olarak ihdas edilmesidir. Bir an önce temel hak ve hürriyetleri kapsayan yeni bir anayasa hazırlanmalı ve bu ülke askeri cunta yasalarından kurtulmalıdır. İnsani ve İslami bütün özgürlüleri teminat altına alan yeni bir anayasa çıkarılmadığı müddetçe yapılan iyileştirmeler hükümet adına günü kurtarmanın ötesine geçmeyecektir" şeklinde konuştu.
 
"Mısır`daki olaylar dış desteklidir"
Mısır`da birkaç gündür devam eden ve 30 civarında insanın hayatını kaybettiği, 800`ün üzerinde kişinin yaralandığı olayları değerlendiren Yavuz, Muhammed Mursi`nin seçilişinin ikinci yıldönümünde başlatılan olayların dış destekli olduğuna dikkat çekti.
 
Mısır`daki bu olayların meşru bir gerekçesi olmadığı gibi sergilenen planın da yeni olmadığının altını çizen Yavuz, eski rejimin asker, emniyet, istihbarat, yargı, bürokrasi içindeki kalıntılarının, medya ve siyaset içindeki sol, laik grup ile birleşerek ülkedeki farklı din mensuplarının da desteğiyle ülkenin başına Müslüman şahsiyetlerin geçmemesi için her türlü yola başvurduklarını söyledi.
 
Seçildiği günden bugüne kadar karşıt devrimcilerin hedefinde olan Muhammed Mursi`ye karşı dış destekli daha geniş ve planlı bir hareket başlatıldığını belirten Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir taraftan halkı sokaklara dökmeye çalışan bu iç ve dış mihraklar, diğer taraftan silahlı gruplarla İhvan-ı Müslimin`in merkez bürolarına ve devlet başkanı sarayına saldırmaktadırlar. Görünen o ki, devrimlere hazırlıksız yakalanan emperyalistler ve Siyonistler bu sürede güçlerini toparlamak ve kaotik komplolarla ülkeyi yeniden ele geçirmeyi planlamışlar. Zemini müsait olmamasına rağmen Türkiye`de daha küçük gruplarla giriştikleri sivil darbe teşebbüsünün provası, uluslararası egemen güçlerin Mısır üzerine iştahlarını kabartmışa benziyor. Mısır`da şu anda yapılmaya çalışılan, silahlı gruplar ve çeteler üzerinden kan döküp, çatışma ve kargaşa çıkararak darbeye müsait ortam oluşturmak. Kardeş Mısır halkını İslam Coğrafyası`nda defalarca oynanan bu oyunlara karşı uyanık olmaları, İslam düşmanı güçlerin oyunlarına gelmemeleri konusunda uyarıyor ve meşru cumhurbaşkanlarına sahip çıkmalarını ümit ediyoruz. Bu olaylarda hayatını kaybeden Müslüman kardeşlerimize Allah`tan rahmet ve yaralılara da şifalar diliyoruz."
 
"Çin`in yeni bir katliam yapmasından endişe ediliyor"
Çin`in ve İsrail`in Müslümanlara yönelik devam eden zulümlerinin devam ettiğine dikkat çeken Yavuz, Müslümanları yaşanan zulümlere karşı birlik olmaya çağırdı.
 
Yavuz, olaylarla ilgili değerlendirmesinde, "Geçtiğimiz cuma namazı sonrası Doğu Türkistan`da dört Müslümanı katleden komünist Çin rejimi, sonrasında Kaşgar şehri ve bağlı yerleşim yerlerinin sokaklarında tanklarını yürüttü. Yakın tarihte bu bölgelerde katliam yapan Çin`in yeni bir katliam yapmasından endişe ediliyor. Diğer taraftan Siyonist İsrail güçleri Batı Yaka`nın El-Halil kentinde Haziran ayı boyunca 90 Müslümanı esir aldı. Egemen güçlerin zalim olduğu ve uluslararası mekanizmaların da bu güçlerin güdümünde olduğu mevcut dünya düzeninde, küfür tek millet olarak Müslümanlara zulmetmeye devam ediyor. Buna karşılık Müslüman ülkelerden ve uluslar arası İslami teşkilatlardan bir karşı duruşun olmaması da ayrı bir acı. Zalimleri ve zulümleri lanetliyor, Müslümanları bu zulümler karşısında birlik olmaya davet ediyoruz" dedi. (İLKHA)