Son günlerde zincir marketler üzerinden tartışılan serbest piyasa ekonomisi modeli hakkında İLKHA'ya konuşan eski Zonguldak Milletvekili Hukukçu Necmettin Aydın, önemli değerlendirmelerde bulundu.
Serbest piyasayı elinde bulunduran zincir marketlerin üreticiyi ve vatandaşları mağdur ettiğini belirten Aydın, zincir marketler hem üreticiyi hem de tüketici kesimi istismar ettiğini söyledi.
Serbest piyasa ekonomisinin toplumlara ve devletlere göre belli sınırının olması gerektiğini söyleyen Aydın, "İslami toplumlarda mutlaka bir sınırlama şarttır ki Osmanlı bunun en güzel örneğini ortaya koymuştur. Aşırı zenginlikleri önlemiştir. Tekelleşme ve kartelleşmeyi önlemiştir. Serbest piyasa ekonomisi bugün maalesef tamamen tekelleşme ve kartelleşme şekliyle bütün dünyada hatta Türkiye'de zaman içerisinde ortaya çıkmaktadır. Bu kartelleşmiş, serbest piyasa ekonomisi sistemindeki bu özellikle kartel olanlar tüm toplumu esir almaktadırlar.” dedi.
“Zincir marketler üreticiyi esir almışlardır”
Zincir marketlerin üreticiyi ve vatandaşları mağdur ettiğinin altını çizen Aydın, “Bugün yaşadığımız pahalılığının zincir marketler ile ilişkisini konuşurken buradaki mağduriyet tarafını ne şekilde anlıyoruz? Üretici mağdur, niye mağdur? Çünkü bu market zincirleri tekellerin elinde, onların kontrolünde. Onlar istedikleri fiyatı veriyorlar, istedikleri kadar alıyorlar. Ödemeleri de istedikleri zaman yapıyorlar. Üreticiyi kesinlikle esir almışlar. Bu karteller serbest piyasa ekonomisi adı altında. Diğer tarafta ise kimler var? Mağdur vatandaşlar var. İstediği fiyatı kendi aralarında organize ediyorlar ki Rekabet Kurulu bunlarla ilgili cezalı uygulamalar da yaptı. Ancak maalesef yine de engel olamadılar. Kendi aralarında da fiyatları organize ederek maalesef bu serbest piyasa ekonomisi adı altında ne yapmaktadırlar? Toplumu hem üretici hem tüketici kesimi çok ciddi şekilde istismar etmektedirler. Dolayısıyla bunun sınırları her şeyden önce devlet tarafından rekabet sistemi içerisinde yeniden düzenlenmelidir. Yeterli değildir. Üretici her şeyden önce kontrol altına alınmalıdır. İkincisi de tüketici mutlaka yine koruma altına alınmalıdır. Her iki tarafın her halükârda korunması şarttır. Çünkü yaşamın temel şartı üretim ve tüketimdir.” şeklinde belirtti.
Aydın, şu ifadelere yer verdi:
“Ancak maalesef bu temel iki şartın arasına giren bu serbest piyasa ekonomisi, üretici ve tüketicileri çok ciddi şekilde mağdur etmektedirler. Onun için serbest piyasa ve serbest piyasa ekonomisi dediğimiz bu sistemin bugün özellikle Amerikan tarafındaki uygulanan şekli fevkalade sıkıntılıdır. Avrupa biraz da sosyal devlet sistemini geliştirmiştir ama maalesef o da yeterli değildir. Bizimse içinde bulunduğumuz bu serbest piyasa ekonomisi adı altındaki uygulamalarımız da maalesef tamamen kontrolsüz, karma karışık bir düzensizlik içerisinde devam etmektedir.”
“Meslek odaları Türkiye'de bu konuda yeterli görevlerini yapmamaktadır”
Meslek odalarının, kendi mensuplarını, ticari kurallarını, edebini, ahlakını öğretmekle ve kontrol etmekle mükellef olduğunu belirten Aydın, “Devlet her şeyi kontrol edemez. O mesleği icra etmek durumunda olan kişi kendi odasından izin alarak ancak belge alarak o ticareti yapmaktadır. Dolayısıyla o ticaretin, o mesleğin iyi icra edilebilmesi, daha uygun topluma daha faydalı halde icra edilebilmesi ile ilgili kontrolünü yapması gereken bağlı olduğu odasıdır. Dolayısıyla odalar, maalesef Türkiye'de bu konuda yeterli görevlerini yapmamaktadır. Kendi meslek sahiplerinin sahip olması gereken ahlak, etik kurallar çerçevesinde davranışların gelişmesi hususunda yeterli çalışma maalesef yapılmamaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Toplum her şeyden önce serbest piyasa konusunda duyarlı olmalı”
Zincir marketlerin denetilmesi konusunda değerlendirmelerde bulunan Aydın, “Denetim bir kaç türlü olmalı: Bir, halk denetlemeli, yani vatandaş. Toplum her şeyden önce bu konuda duyarlı olmalı. Bu serbest piyasa adı diye önüne konulan her şeyi kabul etmemeli, gerekirse boykot etmelidir. Dolayısıyla toplum bilinçli olursa, önüne konulan bu düzensizliğe isyan ederse, gerekirse alışveriş konusunda biraz daha profesyonelce davranırsa, fiyat araştırması içerisinde kalite hareket ederse, bu denetim, öz denetim, en etkili denetim olur ve mutlaka sonuç alır. İkinci denetim ise odaların denetimidir. Yani her mesleğin, her yapılan faaliyetin bağlı olduğu odanın kendi mensuplarını denetlemesi şarttır. Üçüncü olarak devletin denetlemesi cezai yaptırım içeren bu denetleme daha etkili bir denetlemedir. Bu üç aşamadaki yapılacak denetimler piyasada. Elbette ki daha kontrollü bir şekilde hayatın devam etmesini sağlayacak, neticede hayatın daha verimli, daha uygun, daha olumlu olmasını sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.
(İLKHA)