Ankara’da faaliyet gösteren 277 derneğin desteğiyle Ankara Sivil Toplum Platformu ile Ankara İHH öncülüğünde, Komünist Çin rejimi tarafından baskı ve asimilasyon politikalarına maruz kalan Uygurlu Müslümanlar için "Doğu Türkistan’a Ses Ver" temasıyla protesto eylemi gerçekleştirdi.

Ankara Hacı Bayram Camii avlusunda Cuma namazı sonrası toplanan kitle tarafından Komünist Çin rejimi protesto edildi. Programda bir konuşma yapan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım,Bizler Müslümanız. Müslümanlar zulme karşı din, dil ayrımı yapmadan gerçekten haksızlığa uğrayanın yanında yer alır.” dedi.

Çok ilginç bir imtihan yaşadığımızı belirten Yıldırım, “Doğu Türkistan herkesin gözünü kapattığı, kimsenin görmek istemediği bir coğrafya ve dünyada en büyük zulüm Doğu Türkistan'da işleniyor. Şu son dönemde Çin zulmünü arttırdı. Kovidi bahane ederek Doğu Türkistan'ın bütün evlerini ve apartmanlarını toplama kampına çevirdi. Kapıları lehimledi. 'İnsanlar çıkamazsın' dedi. İnsanları diri diri yaktılar. Aç bıraktılar, susuz bıraktılar. Biz ne yaptık? Gözümüzü kapattık. Ayağa kalkacağız. Diyorlar ki 'Çin çok güçlü.' Allah'tan daha büyük mü var? Nasıl konuşuyorsunuz öyle? İslam dünyası bir ayağa kalkın. İslam İşbirliği Teşkilatı bir toplantı yapın. Deyin ki 'sen Amerika ile mücadele ederken pazar olarak beni kullanıyorsun. Ben pazar olarak sana fırsat vermeyeceğim. Mallarını boykot ediyorum. Çıkışına izin vermeyeceğim. Limanları kullandırmayacağız.' Diyebiliyor muyuz? Diyemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Bütün İslam dünyası bir araya gelsin. Doğu Türkistan şehirlerin hepsinde konsolosluk açsınlar”

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım

Son olarak Yıldırım, “İslam dünyasına çağrıda bulunuyorum. Bütün İslam dünyası bir araya gelsin. Doğu Türkistan şehirlerin hepsinde konsolosluk açsınlar. Bir yerde Kuveyt, bir yerde Katar açsın. Bir yerde Türkiye açsın. Büyükelçilikler, konsolosluklar açılınca, ticari mekanlar açılınca ne olacak? Oradaki hak ihlallerini de İslam dünyası görecek. Bize Çin, 'abartıyorsunuz' diyor. Abartıyorsanız İslam dünyası size biraz güçlü ve cesur olsun. Bu yerleri açsınlar, ondan sonra baksınlar. Gerçekten Çin'in dediği gibi abartıyor muyuz? Doğu Türkistanların da dışarıyı gösterdiği gibi yanılıyor muyuz?” diye konuştu.

“Doğu Türkistan ümmetin kanayan yarası ve ciğer parasıdır”

Ardından Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Başkanı Hidayet Oğuzhan, bir konuşma yaptı. Oğuzhan, “Doğu Türkistan ümmetin kanayan yarası ve ciğer paresıdır. Doğu Türkistan insanlığın da bir parçasıdır. Keza soydaşlık mahiyetinde baktığınız zaman da yine her cihetten bizi, sizleri birbirimize bağlamaktadır. Bundan dolayı Doğu Türkistan'da 73 senedir devam eden soykırım, asimilasyon ve her türlü zulme karşı biz burada toplanıyoruz. Toplanmak da zorundayız. Niye? Şu an biz Türkiye'de 84 milyon Müslüman huzur içerisinde rahatlıkla cumanın feyz ve bereketine nail oldu ve Cuma namazını rahatça kıldık ve burada toplanıyoruz. Ancak Doğu Türkistan da 40 milyon Müslüman kardeşiniz Cuma kılmadı. 40 milyon insan Cuma kılmadı. Bunun içinde toplanmanız yeterlidir. Bir sebep 40 milyon Müslüman kardeşinizin cuma kalmaması. 5 vakit namaz kılamaması, 20 bin caminin yok edilmesi, yıkılması bunlar için de Müslümanlara ayaklanması. 20 bin cami az değil. Diğer 10 bin cami şu an kapalı vaziyette.” dedi.

“8 milyon insan toplama kamplarında mankurtlaştırmak ve yok edilmek üzere”

Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Başkanı Hidayet Oğuzhan

İnsanlar evlerinde bile namaz kılamadığını belirten Oğuzhan, “Kur'an-ı Kerim, seccade ve İslami semboller Kabe'nin resmini bile evlerinde şu an bulunduramıyorlar. Bu yetmiyor ve evinizde Çinlileşmenizi garantiye almak için dört duvar mahremiyet ve izzet namusunu çiğneyerek Çinliler yerleştirilmiş vaziyette. Yetmedi 8 milyon insan toplama kamplarında mankurtlaştırmak, dinsizleştirmek ve yok edilmek üzere bulunuyor. Bunun için ayaklanmamız yetmiyor mu? İnsanlar evlerinde vefat edince veya toplama kamplarından işkence ile öldürüyorlar ve onların da cenaze namazı kılınmıyor. Doğu Türkistan'da vefat eden şu an bir Müslümanın cenazesi kılınıyor. Onun için biz İstanbul'da her gün Doğu Türkistan Alimler Birliği öncülüğünde her gün yatsı ve akşam namazında Doğu Türkistan'da vefat eden Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kılıyoruz. Rutin hale geldi. Çünkü orada insanların cenaze namazı kılınmıyor. Bunlar yetmiyor mu Müslümanları ayağa kaldırmak için?” ifadelerini kullandı.  

“İslam dünyasının gereğini yapması ve vicdanların uyandırılması konusunda herkesin bir vazifesi vardır”

Oğuzhan, “Ağustos ayından itibaren Doğu Türkistan'da bunca bu soykırım vari politikaları dışında pandemi adı altında Doğu Türkistan'da insanların evlerini dışarıdan kapattılar, kaynakladılar. Bu nasıl pandemi? İnsanın ihtiyacı olmuyor mu? Hastane ihtiyacı yok mu? Bunlar nereden yiyecek? Dışarıdan kapatılmış olanlara ilaç ve gıda veriyor mu? Hayır. Bu şekilde Doğu Türkistan genelinde evler kaynaklı bir şekilde kapatıldı. Siteler ana kapısı, bina kapısı, yangın kapıları kaynaklanmış. Bundan dolayı 24 Kasım Urumçi'de bir binada yangın çıktı ve 198 kişi şehit oldu. Bundan dolayı Müslümanların Çin'e bir şey demesi, bir tavır takınması çok önem arz ediyor. Bunun için herkesin buradaki basın medya aracılığıyla ve siz değerli Müslüman kardeşlerimizin vasıtasıyla bu hareketin, bu mesajın bütün dünyaya yayılmasını, özellikle İslam dünyasının gereğini yapması konusunda, vicdanların uyandırılması konusunda herkesin bir vazifesi vardır. Bunu hepinizden temenni ve arz ediyoruz.” diye konuştu.

Ankara İHH Başkanı Hacı Bayram Şahin tarafından okunan duanın ardından basın açıklaması son buldu. (İLKHA)