Mehmet Bozdaş / Doğruhaber

Bir Vakıf yöneticisinin kızının 6 yaşında evlendirildiği iddiaları gündeme gelirken, sol - kemalist medya olayın daha netlik kazanmamış olması ve ailesinin yalanmalarına da aldırış etmeden olayı tamamen İslam düşmanlığı üzerinden yorumladılar.

 sol - kemalist medya her zaman yaptıkları gibi olayı yine bağlamından koparıp İslam karşıtlığına dönüştürmeye çalıştı. Bir takım karanlık odaklar ve sözde medya kuruluşları, henüz yargı aşamasında olan ve karara bağlanmamış bir dava üzerinden peşin hüküm içeren ifadelerle konuyu manşetlerine taşıdı. Manipülatif haberlerde evrensel hukuk normu olan "suçun şahsiliği" ilkesi de yerle bir edilerek bütün cemaatler, tarikatlar, İslami eğitim, Kur'an öğrenimi ve hatta hafızlık icazet merasimleri bile konu ile ilişkilendirerek topyekün karalama kampanyası başlatıldı.

İddiaları köşesine taşıyan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, bu sapıklıkla yüce İslam’ın bağdaşmayacağının altının çizilmesi gerektiğini söyledi.

İslami bir çevrenin içerisinde doğduğunu ve hayatının İslami cemaatlerin içerisinde geçtiğini belirten Ahmet Hakan, "İyice marjinal kalanlar hariç tarikatları biliyorum. Nurcuların bütün kollarını tanıyorum. Radikallere bile aşinayım. Fakat ben bu çevrelerin hiçbirinde...6 yaşındaki bir kız çocuğun yetişkin bir adamla evlendirildiğine hiç mi hiç tanık olmadım. Böyle bir sapıklığın izine tozuna bile rastlamadım. Bu tür bir sapıklığın söylentisini bile duymadım." dedi.

"BU SAPIKLIKLA YÜCE İSLAM'IN BAĞDAŞMAYACAĞININ ALTI ÇİZİLMELİ"

"Bu olayın dine, diyanete vereceği zararın önüne geçilmesinin yolu şuralardan geçiyor:" diyen Ahmet Hakan, köşe yazısında şunları yazdı:

İslami vakıflar ve dernekler, bu olay karşısında sesini yükseltmelidir.

Din adamları, bu konuda net bir tavır koymalıdır.

Altı yaşındaki bir kız çocuğun evlendirilmeye kalkışılmasının dinle alakası olmadığı vurgulanmalı, bu sapıklıkla yüce İslam’ın bağdaşmayacağının altı çizilmeli.

Sosyal medya üzerinden bu kara propaganda yapan gazetelere ve yalan habercilere karşı tepki gösteren hastaglar açıldı. Kız çocuğunun 6 yaşında evlendirildiğini ortaya atan #timursoykanyargılansın etiketiyle de tepkiler büyüdü.

Konuya dair ailenin yaptığı açıklamaları da gündeme getirmeyen gazetelerin İslami kesime nefret kusan o haberleri…

LAİKLİĞE BAĞLADILAR

Birgün gazetesi "Ya laik gelecek ya dinci düzen" manşetinde konuyu laikliğe kadar getirdi. Yargıya taşınan ve henüz kesin mahkeme kararına bağlanmamış olan tekil dava üzerinden, "Zorla evlendirilen çocukların hikayesi AKP iktidarı destekli tarikat gerçeğini bir kez daha ortaya koydu. Meclis'teki muhalefet partileri bile tarikatlara karşı ses çıkarılamadı." ifadelerine yer verildi. "Çocuklar" ifadesiyle dava dosyasında birden fazla ismin yer aldığı yönünde gerçek dışı bir algı operasyonuna başvuran Birgün gazetesi de topyekün tarikatları hedef aldı.

Her satırı İslam'a düşmanlık

Birgün gazetesinin 7'inci sayfasındaki devam haberinde "Laiklik geriletildi istismarın temel taşları döşendi" başlığı kullanıldı. "Diyanet İşleri Başkanlığı'nın konu hakkında sustuğunu" öne süren gazete haberinde, Sol Parti'nin konu hakkındaki açıklaması "Tarikatlar iktidarını defedelim" sözleriyle gazeteye taşındı.

 

 

KUR'AN ÖĞRETİLMESİNE BİLE DİL UZATTILAR, "GERİCİ EĞİTİM" DEDİLER

Sol Haber sitesi, "Bir Cemaat İstanbul'un göbeğinde medrese işletiyor, ülkenin birçok yerinden çocukları toplayıp gerici bir eğitimden geçiriyor ama bu adım en ufak bir soruşturmanın dahi konusu olmuyor." sözleriyle bütünüyle İslami eğitimi eleştirdi.

HAFIZLARI KONUYA DAHİL ETTİLER!

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), "6 yaşında evlilik" iddiası üzerinden Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen hafızlar için düzenlenen icazet törenlerine çattı. ADD'nin resmi internet sitesinde yer verdiği ve bazı gazetelerde ilan olarak yayınlattığı açıklamasında "6 yaşında bir bebeğin, öz babası tarafından gelinlik giydirilerek evlendirilmesi rezaletine ilişkin basın açıklamamızdır" başlığı altında şu tuhaf ifadeler kullanıldı:

Artık bir AKP dönemi klasiği haline getirilen "icazet törenleri" ile sarıklı cübbeli küçücük çocuklarımız kullanılarak şehirlerimizin caddelerinde, salonlarında Laik Cumhuriyet’e meydan okunuyor. Anayasamızın ve yasalarımızın açık hükümlerine karşın devlet görevlilerinin bu meydan okumaya engel olmaları bir yana, TBMM Başkanı, Diyanet İşleri Başkanı gibi üst düzey siyaset ve devlet yetkililerinin coşkulu katılımları ile bu törenleri meşrulaştırdıkları görülüyor.

ASIL MAKSAT BU MU?

Almanya merkezli Deutsche Welle Türkçe ile T24, siyasetin koruması altında: Cemaatler" başlıklı haber ile, münferit olay üzerinden bütün dini yapılanmaları töhmet altında bırakacak haberi servis etti.

OY HESABINA GİRİŞTİLER

Haberde, "Araştırmalara göre, cemaat bağlantılı seçmen oyu yüzde 5'in altında. Cemaatlerin asıl gücünün siyasetin açtığı alanlar olduğunu söyleyen uzmanlar, bu grupların cüretlerinin arttığına da dikkat çekiyor." denildi. İslami cemaatlerin oy hesabının yapıldığı haberdeki asıl maksadın ne olduğu bariz şekilde görüldü.

 Cumhuriyet gazetesi, 8 Aralık tarihli nüshasında "Tarikatlar kapatılsın" başlığı attı. Atatürkçü Düşünce Derneği ve Sol Parti'nin konuya ilişkin söylemlerine yer verilen haberde bütün dini oluşumlar hedef tahtasına oturtuldu.

Bu hınç ve linç kültürü yetmezmiş gibi bu akşam ise Cumhuriyet ve Tele 1 siteleri HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun bir yayında kullandığı sözleri bağlamından kopararak kitlesine aktardı.

Dezenformasyon yasası çıktığı halde mevzubahis sol, Kemalist sitelerin iftira, yalan ve çarpıtma merkezli yayınlarına halktan büyük bir tepki geldi.

Sosyal medyada sol kanalizasyon sitelerine yönelik eleştiri paylaşımları yapıldı