İnsanların can ve mal güvenliğinin önemli olduğunu söyleyen Memiş, trafik yol güvenliği için tedbir alınmazsa büyük risk taşıdığını belirtti.
Son zamanlarda sıklıkla meydana gelen ve çok sayıda insanın hayatını kaybettiği otobüs kazalarıyla ilgili İLKHA'ya konuşan Yol Güvenliği Uzmanı Memiş, önemli açıklamalarda bulundu.
Trafikte yol güvenliğinin sadece Türkiye için değil evrensel bir olay ve insanlar için tedbir alınmazsa büyük risk taşıdığını belirten Memiş, "Can ve mal güvenliği açısından büyük tehdit oluşturuyor. Bu bakımdan da Türkiye'de bu anlamda daha çok ciddi çalışmalar olması lazım. Daha çok tedbirlerin alınması lazım ve toplumun da buna karşı duyarlı da olması gerekiyor. Son zamanlarda Türkiye'deki büyük kazaların olması, ölümlü ve yaralanmalar, büyük zarar olması şundan ileri geliyor. Bilhassa bu pandemi sürecindeki durgunluk ve hayatın ekonomik standartlarının zam ve maliyet olarak çok yükseğe çıkması ile bunların da ulaştırma sektörünü olumsuz yönde etkilemesi bunun en büyük kaynağı. Bunu teşhir ediyor çünkü gerek yolcu taşıyanlar gerekse de yük taşıyan büyük firmalarda muazzam bir daralma meydana geldi. Maliyetlerin artmasından kaynaklanan büyük bir daralma meydana geldi. Bundan dolayı da personel istihdamlarında azalmalar var ve bu azalmaların bir kısmında kaliteli şoförlerin yurt dışına gitmeleri ve bir de maliyet açısından firmalar personeli daha fazla çalıştırıyorlar. Yani istihdam etmek yerine fazla şoför kullanıp da daha rahat taşımacılık yapmak yerine az personelle çok iş yapmayı arzu ediyorlar. Bu az personelle çok iş yapmak da şoförleri sürekli çalıştırmak demektir ve onların yorgun ve uykusuz araç kullanması demektir." dedi.
"Yorgun ve uykusuz olan sürücü hiçbir zaman yol konusunda dikkat edemez"
Memiş, "Gündüzleri meydana gelen ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Gaziantep'te ve Mardin'de meydana gelen kazalara da baktığımız zaman hem gündüz meydana gelmiş hem de düz yolda meydana gelmiştir ve 35 kişi aynı günde ölmüştür. Bunun sebepleri sürücülerinin yorgun olması uykusuz olmasıdır. Yorgun ve uykusuz olan sürücü hiçbir zaman yol konusunda dikkat edemez ve ona azami dikkatini veremez, yolu fazla göremez. Bu bakımdan da sürekli uyur gezer durumda olur ki bu da uzun yollarda ölümlü kazaların olmasına ve çoklu ölümlerin de meydana gelmesinin en büyük etkenidir." ifadelerini kullandı.
"Firmalar tarafından şoförlere yönelik bir baskı söz konusu"
Lojistik ve yolcu taşıma firmalarının az personelle çok iş yapmak istediklerini söyleyen Memiş, şu ifadelere yer verdi:
"Ancak burada en önemli mesele şu; hem sürücülerin kendi canlarını korumaları hem de taşıdıkları yolcuların canlarını korumalarıdır. Burada ekonomik standartların daralmasından kaynaklanan bir baskı. Firmalar tarafından şoförlere yönelik bir baskı söz konusu. Uykusuz ve yorgun araç kullanmanın hem firmalara büyük zararı var hem yolcular ölüyor hem de sürücülerin kendisi de çoğu zaman hayatlarını kaybediyor. Bunun yanında da firmalar da sigorta şirketleriyle bitmez tükenmez mahkemeleri devam ediyor. Yani firmalar da aslında bundan bir şey kazanamıyor. 3-5 personel istihdam edeceği yerden 30-40 yolcusunun canını tehlikeye atıyorlar. Bu da hem o firmaların prestij ve ticari anlamda kendilerine leke sürülüyor, hem de itibarları da zedeleniyor. Hem de yolcularını kaybediyorlar. Bu bir travmadır. Lojistik ve yolcu taşıma firmaları az personelle çok iş yaptırmaya heveslenmesin. Mutlaka sürücülerini dinlendirsinler, uykularını tam almalarını sağlasınlar. Uykusunu tam almayan ve yorgun araç kullanan şoförün o firmaya da hayrı yok. Taşıdığı insanların da canını tehlikeye atıyorlar ve bazen da şoförlerimiz kendi canlarından oluyorlar. Bu da tabi ki ülkemizin hem can kaybı hem de mal kaybı hem de katma değer açısından büyük bir zarara sebebiyet veriyor."
"Uykusuz ve yorgun şoförlerin firmalar tarafından göreve çıkartılmamalı"
Yol güvenliği konusunda yetkililerin sorumluluklarına değinen Memiş, "Bu konu hakkında yetkililerimizin sorumlulukları, yolcu ve yük taşımacılığının Türkiye'de ulusal anlamda denetimi Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın yetkisi dahilindedir. Bazı bölgelerde gerek kent içi gerekse ilçelerde ki şehir merkezlerinde ve bazen otobanlarda ve bölünmüş çok şeritli yollarda, Emniyet Genel Müdürlüğün bölge polisleri, denetleme müdürleri bu denetlemeyi yapıyorlar. Ancak bu denetleme çok çok yetersiz. Bu denetleme ile bu kazaların önlenmesi hiç mümkün değil. Bilhassa da gündüz vakti meydana gelen kazaların Emniyet Genel Müdürünün, bölge trafik müdürlerinin daha iyi incelemesi lazım. Neden meydana geliyor? Gündüzleri meydana gelen bir kazada görüş açısı tam, yollar düz ama sürücü şeridini şaşırıyor. Sürücü karşı şeride geçiyor ve bunun çok titiz bir şekilde incelenmesi lazım. Eğer sürücü yolunu şaşırıyorsa, şeridini değiştiriyorsa ve yol da yalpalıyorsa o sürücü mutlaka uykusuzdur ve yorgundur. Bu bakımdan da uykusuz ve yorgun şoförlerinin mutlaka gerek firmalar tarafından göreve çıkartılmasının yanında, polis ekiplerimizin, bölge trafik polis ekiplerimizin mutlak ve mutlak daha çok denetlemeleri lazım." şeklinde belirtti.
"Belli bölge ve saatlerde değil, her saat denetlenmesi lazım"
Jandarma bölgelerinde ki trafik denetlemelerinin daha az olduğunun altını çizen Memiş, "Türkiye'de yol denetimleri bilhassa otobanlarda ve devlet yollarında tek elden yönetilmesi lazım ve tek elden 24 saat incelenmesi lazım. Gündüz 10 ekip çalışıyorsa gece 2 ekibe düşürüyorlar. Trafik ve yol güvenliği gece de devam ediyor. Mesela lojistik taşımacılığının çoğu gecedir. Yolcu taşımacılığının çoğu şehirler arasındaki hesaplamalarda da var, gecedir. Neden insanlara gündüz tasarruf yaptırmak için gece yolculuklar yaparlar. Gece yolculuklarında da aynı gündüz yolcuları gibi trafik denetleme müdürlüklerimiz gece mutlaka her saat denetlenmesi lazım. Belli bölge ve saatlerde değil, her saat denetlenmesi lazım. Denetleme herkese gerçekten ihtiyaçtır. Herkesi disiplin altına sokar ve kaçak kayıpları da önler. Ve devletin de toplumun üzerindeki etkisi pozitif yönde olumlu yönde daha da iyi görünür. Biz bu bakımdan denetlemenin üzerinde çok çok duruyoruz." ifadelerine yer verdi.
"Denetlemeler her saat yapılması lazım"
Son olarak Memiş, "Denetlemelerin es geçilmemesi lazım. Denetlemeler her saat yapılması lazım ve her firma, her yolcu firması her lojistik firması, her sürücü mutlaka kara yollarda denetlemenin her saat başı olduğunu bilerek kendisini ona göre düzenlemesi gerekiyor. Ve aktif trafikte uykusuz ve yorgun araç kullanma veya sarhoş olarak araç kullanma veya işte keyfi olarak araç kullanmak asla ve asla olmaması düşüncesindeyim. Sürücülerimizin de bunu kendi hayat tarzlarına uydurmaları gerekiyor. Yani 'Bu işte de ben tek başıma şuradan şuraya gideyim, uykusuz ve yorgun yola devam edeyim.' demesi o sürücünün aleyhinedir. Can güvenliğini de ortadan kaldırıyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)