Davutoğlu, Başörtüsü meselesine ilişkin şunları söyledi;
''Biz geçen hafta altılı masada bunu açık yüreklilikle tartıştık, konuştuk. Ben muhalefet olarak, altılı masa olarak bunu orada da ifade ettim başörtü konusunda referanduma gitmek veya gidilmesine yol açmak veya bunu teşvik etmek Türkiye'de toplumsal barışa vurulacak en büyük darbedir. Ve böyle bir oylama hangi şartlarda gerçekleşirse gerçekleşsin yüzde 55, yüzde 45 bitmez, çok büyük oyla biter ve biz tabii Gelecek Partisi olarak da ben şahsen de burada ben referandumda evet oyu veririm. Bunun alternatifi olmaz, tartışması da olmaz. Özgürlüklerle ilgili bire şeyi referanduma sunmamak lazım.
Referandumda risk şudur, herkesi aklı selime davet etmek istiyorum. 360 ile 399 arasında bir senaryo en kötü senaryodur bu reddedilirse diyelim tekrar gündeme seçim sonrasında getiririz biz çıkarırız diyebiliriz ama ben reddedilme ihtimalini düşük görüyorum. 360'ın altında olmaz. CHP'nin içinden de İYİ Parti'nin içinden de kendi seçim bölgelerine gittiklerinde başörtüsü konusunda evet mi dedin hayır mı sorusuna herkes evet dedim demek ister. Aralıkta kalırsa seçim ortamını tümüyle zehirler. Başörtüsü tartışması seçimin odağını değiştirir evet diyerek hayır çıkmaz oradan çıkması da doğru değil zaten o zaman Erdoğan meydanlarda Başörtüsüne hayır dediler diye bir propaganda yürütür. Teklifin sahibi Sayın Kılıçdaroğlu.
Bu anayasa teklifi meclisten 400'ün üzerinde bir oyla geçmeli, bu tartışma bitmeli ve geride bırakılmalı. Biz bu tartışmayı geride bırakarak seçime gitmeliyiz. Hiç açılmasaydı olabilirdi, seçim sonrasında yapabilirdik ama madem ki Pandora'nın kutusu açıldı bu tartışma bitirilmeli.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun teklifi iyi bir teklifti, ben de defalarca videolu mesaj yayınladım, 'Sayın Erdoğan ne olur bunu referanduma götürmeyin, burada yasa teklifine evet deyin ve bu çözülsün'... Ama Sayın Erdoğan siyasi bir fırsatçılık yaptı ve çıtayı anayasa çıtasına çıkardı, artık buradan geri dönüşü olmaz.
Sayın Kılıçdaroğlu girişiminde iyi niyetliydi ve ben hiç tereddüt etmeden destek verdim. Aramızda bu konu hiç geçmemiş olmasına rağmen destek verdim. Sayın Erdoğan da buna karşı bunu bir siyasi istismara dönüştürmeye, tabiri caizse 'gollük pas' dediği şey bir şekilde bunu seçim ortamında kullanmak... Bu başörtüsünün alet edilmesidir buna karşı da sesimizi yükselttik ama buna rağmen bir anayasa teklifi gelmişse buradan referanduma gidecek bir sonuç çıkması ülkedeki bütün o altılı masanın oluşturmaya çalıştı Sayın Kılıçdaroğlu'nun kendisinin de bu teklifle oluşturmaya çalıştığı iklime zarar verir. O iklimi korumak lazım. Bu noktaya gelmiş bir tartışma bu noktada referanduma gitmemeli. Bizim pozisyonumuz bu. Burada 400'ün üzerinde bir oyla geçmeli ve bitmeli.
400'ü geçse de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu hükümet sisteminde isterse referanduma götürmesi siyasi intihar olur. Biz çıkıp mecliste onaylanmış bir şeyi tartışmaya açan, başörtüsü meselesini, mecliste bitmiş bir konuyu halkın önüne getirerek başörtüsü gibi manevi değeri tartışma konusu yapan, insanların bir kısmını hayır demeye zorlayarak ayetlerle çatışmaya zorlayan bir münafıklıktır deriz buna, onun siyasi bedeli ağır olur, siyasi intihardır ve bumerang gibi gider Erdoğan'ı vurur.''