TÜİK'in 2022 rakamlarına göre 2021'de 1 milyon 79 bin 842 bebek canlı olarak dünyaya geldi.
Canlı doğan bebeklerin yüzde 51,3'ü erkek yüzde 48,7'si kız. 2020'de evli kadın başına 1,76 olan doğum ne yazık ki 2021'de 1,70' gerilemiş.
Şunu belirtmeden geçmemeliyiz ki, Türkiye'nin önündeki en büyük afet; doğumun hızla düşmesi. Bu ivedilikle engellenmezse Türkiye'nin geleceği olamaz.
Türkiye'nin diğer en büyük meselesi ise sezaryen doğumu. 2021'de ülkemizdeki doğumların yüzde 57'si sezaryenle gerçekleşmiştir.
Korona sürecindeki vahşi uygulamaları ile tanıdığımız DSÖ bile " Sezaryen önemli kalıcı komplikasyonlara, sakatlık ve ölümlere neden olabilir" diyor.
" Sezaryen sadece tıbben gerekli durumlarda yapılmalıdır" diyerek de sezaryeni tıbbi bir zorunluluk gibi pazarlıyor. AB'de yüzde 28 olan sezaryenin Türkiye'de yüzde 57 olması akıl alır şey midir?
Hasta Hakları Aktivistleri Derneği'nin " Geri Dönüşü olmayan Karar: Sezaryen" isimli raporuna göre en çok sezaryen, fakir ailelere yapılıyor.
Ayrıca yüzde 69,7 ile özel hastaneler bunu yapıyor. Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde yüzde 37.5 olan bu rakam, Akdeniz' de yüzde 60'lara yükseliyor.
Öte yandan bazı aileler çocuklarının arzu ettikleri burçta olması için sezaryenle aldırdıkları, bunun zaman zaman çok gerilere çekildiğide dile getiriliyor.
gerçekhayat