Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Eyüp Özcan konu hakkında şu bilgileri verdi:
"Katarakt gözümüz içinde bulunan doğal merceğimizin saydamlığının kaybetmesi durumunda gelişen hastalıktır. Halk arasında beyaz su ismiyle de bilinmektedir. En sık sebebi yaşlanma olup, gençlerde de göze darbe alınması, herhangi bir sebeple kortizonlu ilaçların kullanımı gibi nedenlerle de görülebilmektedir. Katarakt ameliyatlarında fakoemülsüfikasyon yöntemi ile saydamlığını kaybetmiş mercek göz içinden alınıp aynı kesenin içerisine suni göz içi merceği yerleştirilmektedir.
Burada bizlere en sık yönlendirilen sorulardan birisi ise 'Göz içine mercek yerleştirilmese olmaz mı?' şeklindedir. Gözümüzün içinde yer alan merceğimiz göze gelen ışınları gözümüzün retina tabakasında odaklayan yapı olması nedeniyle katarakt alınmasını takiben göze mercek yerleştirilmesi görebilmemiz için zorunludur. Yani bir diğer deyişle göz içine mercek yerleştirilmez ise görme duyusu sağlıklı bir şekilde fonksiyon görmeyecektir.
Fakoemülsüfikasyon yönteminin henüz geliştirilmediği ve rutin olarak uygulanmadığı geçmiş yıllarda katarakt ameliyatı için kataraktın tam olarak olgunlaşması hatta sertleşmesi beklenirdi. Ancak bugün bu koşullar geçerli değildir. Fakoemülsüfikasyon yöntemi ile kataraktın sertleşmesini beklemeye gerek bulunmamaktadır. Hastaların görmede bulanıklaşma, gece ışıklarda kamaşma, ışık hassasiyeti, eskisine kıyasla soluk ve sararmış görüntü gibi şikayetlerinin varlığında operasyon gerçekleştirilebilir. Operasyon geciktirilmesi durumunda ise yara iyileşmesinde gecikme, kornea ismi verilen saydam tabakada ödem birikimi, retina tabakasında ödem gelişimi, kataraktın gözün arka bölümlerine düşmesi gibi komplikasyonlarla karşılaşılabilir ve çok sertleşmiş vakalarda eski yıllarda uygulanan dikişli yöntemlerin uygulanması gerekebilir. Dikişli yöntemlerin uygulanması sonrasında belirgin astigmat gelişebilir ve kaliteli görüş elde edebilmek için gözlük kullanmak gerekmektedir.
Operasyonda kullanılacak merceklerin malzemesi, optik kalitesi ve odak sayısı gibi durumları görme kalitesini ve görüş mesafelerini etkilemektedir. Mercek seçiminde hastanın yaşı, yaşam tarzı, mesleği, katarakt ameliyatı öncesindeki kırma kusurları gibi durumları göz önünde bulundurulmalı ve en doğru seçim yapılmalıdır. Sıklıkla karşılaştığımız bir diğer soruda bu merceklerin ömürlük olup olmadığıdır. Bu mercekler gözümüzün içinde yaşam boyu kalacaktır ve kaliteli bir mercek seçilmesi takdirinde bir daha bozulmayacaklardır.
Katarakt operasyonu sonrası yeniden katarakt gelişmemektedir ancak yerleştirilen merceğin hemen arkasında bulunan yapı olan arka kapsülde opaklaşma gelişebilir ve muayene odası koşullarında yapılacak kısa bir işlem ile yeniden net görüş kazandırılabilmektedir. Başarılı bir katarakt operasyonu için ameliyatın doğru zamanda, doğru teknoloji ve ekipmanla yapılması gerektiği ve kaliteli mercek kullanımının gerekliliğini akıllarda bulundurmak gerekmektedir." (İLKHA)