Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezinde Mehmet Emin Gülsever'in sunumuyla düzenlenen program Metin Bağcı'nın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Özlem Ajans ses sanatçılarının asr-ı saadet dönemine ithafen seslendirdikleri ilahi ve ezgilerden sonra selamlama konuşması yapan Peygamber Sevdalıları Vakfı Genel Başkanı Adnan Akgönül, İslam tarihinde sahabelerin önemine dikkat çekerken sünnetullahın günümüze aktarımında önemli rollerinin olduğuna dikkat çekti.
Adnan Akgönül
Peygamberimiz dünyaya teşrif ettikten sonra dünya farklı bir hale geldiğini dile getiren Akgönül; zulüm, tuğyan ve şirk bataklığının Efendimizin cehd ve gayretiyle bertaraf edildiğinin altını çizerek sahabelerin de O'na tabi olmakla beraber hem arkadaş hem sırdaş hem de kalben kenetlendiklerini söyledi.
"Onlar, gecelerini gündüzlerine katarak küfür, şirk ve cehalete karşı hayatlarını ortaya koydu"
Kasım ayını Sahabe Ayı ilan etmelerinin sebebine değinen Akgönül, "Amacımız, Peygamber Aleyhisselatu Vesselam'ı takip eden bir neslin nasıl itaat edip yol yürüdüğünü öğrenerek onların bu muazzam cevherinden kendi nasibimizi almak ve pay çıkarmaktır. Onlar, Peygamber Aleyhisselatu Vesselam ile birlikte gecelerini gündüzlerine katarak küfür, şirk ve cehalete karşı hayatlarını ortaya koydular. Tarihe öyle bir damga vurdular ki kıyamete kadar tesiri kendisini gösterecektir." dedi.
Dr. Sertaç Tekdal
Seslendirilen ilahi ve ezgilerle duygulu anların yaşandığı programda sahabe hayatlarından aktarımlar yapan Araştırmacı Yazar Dr. Sertaç Tekdal, Zeynep Binti Ali Radıyallahu anhum'u anlattı.
Sahabeden bahsederken Diyarbakır'da meftun olan 27 sahabeye değinen Tekdal, "27 sahabe bilinenlerdir. Bilinmeyen 500'e yakın ashab-ı kiram hicazdan buralara kadar gelerek bizi İslam'la müşerref kıldılar. Onlara çok daha fazla minnettarız. Kendi ailelerini terk ederek bizlerin islam'la şereflenmesi için büyük fedakârlık gösterdiler. Onları sadece anmak değil, tanımak bizim için büyük bir görev ve sorumluluktur." ifadelerini kullandı.
"Hazreti Zeynep Binti Ali alime ve cömert bir bayan şahsiyetti"
Hazreti Zeynep Binti Ali Radıyallahu anhunun kişiliğinden bahseden Tekdal, "Hazreti Zeynep hayatıyla ve mücadelesiyle özellikle Müslüman kadınlar için sembol bir şahsiyettir. O, annesi Hazreti Fatıma'ya olgunluğu ve dünyanın süsüne aldanmama yönüyle çok benziyordu. Zira yaşadığımız çağda en büyük hastalıklardan biri taklit, gösteriş, şatafat ve dünya süsüne aldanmadır. Nitekim Hazreti Zeynep'i dönem itibariyle düşündüğümüzde ganimet peşinde olan, kalpleri malın ve mülkün esareti altına alınmış olan insanlar bir Kerbela vakasının yaşanmasına kadar sebebiyete yol açtılar." şeklinde konuştu.
Tekdal, "Hazreti Zeynep ve Kerbela'da bulunan ashap, o ganimet ehline karşı sadece akide ehli oldular. Sadece İlah-ı Kelimetullahı düşünerek dünyanın ganimetine aldanmadan akide amacıyla yola çıktılar. Gösterdikleri direniş ve mücadele bizler için bugün örneklik teşkil ediyor. O, alime ve cömert bir bayan şahsiyetti. Kendisi kadınlara özellikle tefsir alanında sohbetler gerçekleştiren ilim ehli zattı. Bu da tüm Müslüman kadınlar için bir örnekliktir. Müslüman kadınların ilme önem vermesi gerektiğinin bir göstergesidir." diye belirtti.
"O, İslam davası uğruna eşini, evini ve tüm ailesini fedakârca bir şekilde terk edebilmiştir"
"Onun için dava söz konusu olduğunda eşini, evini ve tüm ailesini fedakârca bir şekilde terk edebilmiştir" diyerek Hazreti Zeynep'in diğer bir özelliğini aktaran Tekdal, şu ifadelere yer verdi:
"O, Abdullah bin Cafer'le evlenmiş ve Kerbela'ya gittiği vakit eşi ve ailesini bırakarak bu mücadeleye doğru gitmiş; İslam'ı yaşatabilmek ve davayı ayakta tutabilmek ve gelecek nesillere aktarabilmek için büyük bir fedakârlık örneği göstermiştir. Bugün gerek Müslüman erkeklerimizin kadınlarını bu dava için hizmete sevk etmeleri gerekse de erkekler İslam davası için uğraşırken kadınların asla bu noktada şekva sahibi olmamaları gerektiğini gösteren bir örnekliktir."
Hazreti Zeynep'in "Ümmü-l Mesaip" lakabının anlamıyla konuşmasını sonlandıran Tekdal, " Hazreti Zeynep 5-6 yaşındayken Hazreti Peygamber Aleyhisselatu Vesselamın dedesini, 6 ay sonra annesini kaybetmiş, babası Hazreti Ali ve akabinde Hazreti Hasan şehit olmuş, ardından Hazreti Hüseyin'in şehadeti ile beraber 2 çocuğunu da şehid olduğu bir Kerbela vakasını yaşamıştır. Onun için musibetlerin anası anlamına gelen "Ümmü-l Mesaip" lakabına sahiptir. Buna rağmen o musibetlerin esareti altına girmiyor, kalan mücadeleyi omuzlayarak bugünlere taşımıştır." dedi. (İLKHA)