Son zamanlarda sıklıkla meydana gelen ve çok sayıda insanın hayatını kaybettiği otobüs kazalarıyla ilgili konuşan Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği İstanbul Temsilcisi Selçuk Dedeoğlu, sürücünün uykusuz olmaması ve yola çıktıktan sonra da her 2.5 saatte bir mola vermesi gerektiği uyarısında bulundu.

Havaların soğumasıyla beklenen gizli buzlanma ve kar yağışı öncesinde de yola çıkacak sürücülere uyarılarda bulunan Dedeoğlu, özellikle kış lastiğinin takılması gerektiğini vurguladı.

"Mevzuatımız gereği kış aylarında ticari araçlarda kış lastiğinin takılması zorunludur"

Kış şartlarında araç kullanmak için öncelikle kışın araç kullanma konusunda bilgi sahibi olmak gerektiğini belirten Dedeoğlu, "Aracın kışa hazırlık durumu tamamsa örneğin; silecekleri iyi temizliyor mu, silecek suyuna antifriz ilave edildi mi, aracın antifrizi var mı ve daha önemlisi aracın kışlık lastiği var mı diye kontrol etmek gerekir. Mevzuatımız gereği kış aylarında ticari araçlarda kış lastiğinin takılması zorunludur ama biz otomobillerin de kış lastiği takmasını öneriyoruz. Kanuni bir zorunluluk değildir ama yolda kalarak bir kazaya karışmak yerine hazırlıklı olmak daha iyi olur. Şu durumu hatırlatmakta fayda var; aracınızda kış lastiğiniz olsa bile çekme halatı, takoz ve zincir bulundurmanız gerekiyor. Eğer yolda herhangi bir kar veya buzlanma gibi bir engelle karşılaşırsanız denetim ekipleri size bunları takmadığınız durumlarda 'yolda devam' izni vermeyebilir. Kışın takip mesafesini arttırmanız gerekiyor çünkü fren mesafenizin yerdeki kayganlığa bağlı olarak uzayacağını da hesaplamanız lazım. Şerit değiştirirken ani direksiyon hareketleri yaparken de dikkatli olmak gerekiyor. Bunların dışında kış şartlarında araç kullanırken üzerimizde kalın giysilerle direksiyon başına oturmanın ve kaloriferi oldukça fazla açmanın da ciddi sıkıntıları var. Bu durum hem araç içerisinde hareketlerimizi engelleyecek hem de araç kullanırken aşırı sıcak nedeniyle uykunun gelmesi hadisesini oluşturacaktır. Sıcağı oldukça düşük tutarak ve üzerimizdeki palto gibi kalın giysileri çıkartarak uyumayı engellemiş oluruz. Mümkünse araç kullanırken ayağımızda çok kalın tabanlı botlar da kullanmamak gerekir. Kalın tabanlı botlar, fren tepkilerini geciktiren bir etkendir. Bu şekilde araç kullanılırsa daha doğru hareket edilmiş olur." dedi.

Yol hipnozu nedir, etkilenmemek için ne yapmak gerekir?

Özellikle uzun yolda meydana gelen kazaların başlıca nedenlerinden birinin yol hipnozu olduğuna dikkati çeken Dedeoğlu, "Yol hipnozu, sürücünün yola çıktıktan sonra belli bir saat örneğin; 2-2,5 saat araç kullanmasından sonra melekelerinin yavaşlaması yani reflekslerinin azalması ve yoldaki farklı uyaranları algılama sorununa sebep olur. Özellikle en fazla olduğu yer mütemadi düz gidilen otoban gibi yollardır çünkü sürücü yola veya aracın önüne odaklandığı için tünel görüşü başlar ondan sonrada yol hipnozu başlar. Her 2 saatte bir mola vererek araçtan inmek kaydıyla, aracın etrafında biraz yürüyüp kan dolaşımını arttırarak ve oksijen alarak yol hipnozunu engelleyebiliriz. Yola çıkmadan önce özellikle 6-7 saat kesintisiz kaliteli bir uyku uyunması gerekli olan şeylerin en başında geliyor. Sürücülerimiz bu şekilde araç kullanırsa yol hipnozundan kaynaklanan kazalardan etkilenmemiş olurlar." şeklinde konuştu.

"Uzun yola çıkmadan 6-7 saat kesintisiz uyumak gerekir"

Araç sürücüsünün uykusuz olmasının da kazaya davetiye çıkardığını hatırlatan Dedeoğlu, "6-7 saat kesintisiz uyuyan bir sürücü yola daha rahat çıkar ve yolda uykusunun gelmesi hadisesi azalır ancak bu tek başına yeterli değildir. Örneğin; diyabet hastaları yolda ani şeker yükselmesi ve düşmesi nedeniyle baygınlık geçirebilirler. Bu durumun dışında uyku apnesi gibi rahatsızlıklarda varsa giderilmesinde fayda vardır. Bu durumlarda araç kullanan sürücülerin yoldaki davranışlarını etkileyen faktörlerdir." diye belirtti.

"Yasal limitlerin üzerinde süratle ağır vasıta ile gitmek ölüme davetiye çıkarmaktır"

Uzun yolda ağır vasıta ve otobüs kullanan sürücülerin dikkat etmesi gereken kurallardan da bahseden Dedeoğlu, "Özellikle uykusuz olarak yola çıkmamaları ve sürekli araç kullanma saatinin maksimum 8 saati geçmemesi gerekir. Dikkat etmeleri gereken başka bir şey; özellikle rampa inişlerde aracın vitesini boşa almamaları ve sürekli servis freni yani ayak frenlerini kullanmadan diğer destek frenlerini kullanmalılar. Son günlerde meydana gelen kazalarda gözlemliyoruz ki fren konusunda yeterli bilgi sahibi olmayan sürücüler, servis frenlerini sürekli kullanarak onları işlemez hale getirebiliyorlar. Bir de sürat konusu çok önemlidir. Yasal limitlerin üzerinde süratle ağır vasıta ile gitmek ölüme davetiye çıkarmaktır. Şöyle söyleyebiliriz 1,5 tonluk bir otomobilin 100 kilometrede ulaştığı kütlesel ağırlık yaklaşık 2 ton civarındadır. Bunu bir kamyon veya otobüse uyarladığımızda 90 kilometre süratle giden bir tırın ağırlığı yaklaşık 800-900 ton kütlesel ağırlığı olacaktır. Elbette bunu durdurmakta virajları dönmesi de ciddi bir sorundur. Ağır vasıta sürücülerimizi bu konuda daha dikkatli olmaya ve uykulu olarak yola çıkmama konusunda uyarmak istiyoruz." ifadelerini kullandı. (İLKHA)