Iraklı çevre kirliliği uzmanı İkbal Latif, Dicle Nehri'ndeki kirliliğin birçok nedeni olduğunu söyledi.

Latif, "Nehirdeki kirliliğin en temel kaynağı savaş kalıntılarıdır. 2003 savaşı sırasında kullanılan silahlardan kaynaklı kurşun, bakır ve diğer kimyasal ve zehirli atıklar Dicle Nehri suyundaki kirliliği artırdı. Bu zehirli atıklar suyu arıtan bitkileri de öldürdü." dedi.

Irak'taki Dicle Nehri'nde yaşanan kirliliğin ve suda oluşan zehirli maddelerin bir diğer kaynağının da İran'dan gelen sel suları olduğunu ifade eden Latif, şunları kaydetti:

"Laboratuvarda elde ettiğim verilerde İran'dan Dicle Nehri'ne gelen sel sularında zehirli maddelere rastladım. Bu zehirli maddelerin uluslararası normlara göre suya bırakılması yasak; bu insanlık suçudur. Irak'taki fabrikalarla hastaneler ve kanalizasyonlardan çıkan atıklar ve sanayi maddeleri de Dicle'ye akıtılıyor. Dicle ve Fırat Nehri'ndeki kirlilik gittikçe artıyor ancak hiçbir hükümet buraya bir çözüm bulamadı."

Iraklı çevre aktivisti Ebu Hasan el-Musafiri de, Bağdat'ta evlerden gelen atık sularıyla hastanelerden çıkan kimyasal maddelerin Dicle Nehri'ne karıştığını, ilgili devlet kurumlarınınsa çözüm konusunda aciz kaldığını söyledi.

"Dicle Nehri'nde artık bir çevre sorunu ve krizi var." diyen Musafiri, Çevre Bakanlığının soruna çözüm için bütçesinin olmadığını iddia ettiğini, ancak bunun gerçekle bağdaşmadığını dile getirdi.

- "Çok sayıda insan cilt ve kolon kanserine yakalandı"

Irak'ın Meysan vilayetinden çevre uzmanı Ahmed Salih, Dicle Nehri'ndeki kirliliğin yaşamı tehdit eder seviyede olduğunu belirtti.

Salih, "Dicle Nehri'nde oluşan kirlilik Süleymaniye'den başlayıp Basra'ya kadar uzanır. Bu sorunun nedenlerinden biri hükümetin ihmali diğeri de insanların umursamazlığı ve nehre çöp atmaları. Dicle Nehri'nde oluşan kirlilik hayvanların ve insanların hayatını da tehdit ediyor. Meysan ve diğer bölgelerde çok sayıda insan Dicle Nehri'ndeki durumdan dolayı cilt ve kolon kanserine yakalandı. Sağlık Bakanlığında da bu konuda veriler bulunuyor." dedi.

İnsan ve çevreye zarar veren bu sorunun çözümü için Meclisin bazı yasalar çıkarılması gerektiğini vurgulayan Salih, hükümetin de bunların uygulanmasına yüksek önem vermesi gerektiğinin altını çizdi.

Dicle Nehri Koruma Derneği Üyesi Nasir Bakır ise nehirdeki kirliliğe ilişkin gözlemlerini şöyle anlattı:

"Dicle Nehri’ne özellikle Bağdat Şehir Hastanesinden sadece kimyasal maddeler değil kanser ilaçlarının atıkları atılıyor. Bir zamanlar, bu hastaneden nehre atılan kırmızı maddeye rastladık ve kansere yol açtığını gördük. Petrol şirketlerinden de atık maddeler nehre bırakılıyor. Bunlara karşı caydırıcı hiçbir önlem de bulunmuyor."

- "Müşteriler balıklarda petrol ve benzin tadı olduğunu söylüyor"

Bağdat'ta vaktini Dicle Nehri kenarında balık tutarak geçiren Salih Hamid, evlerden akan atıkların ve kanalizasyon sularının nehre karışmasıyla yaşanan kirlilikten dolayı balıkların öldüğünü söyledi.

Hamid, "Bazen müşteriler bizden satın aldıkları balıklarda petrol ve benzin tadı olduğunu söylüyor. Muhtemelen bunun nedeni elektrik santralleri ve jeneratörlerden akan atıklar." dedi.