Nunez kampta kaldığı süre boyunca, ülkelerinden kaçanların yürek parçalayıcı hikayelerinin birçoğunu dinledi ve kamptaki zorlu yaşam koşullarını bizzat deneyimledi. Ardından Katsikas'ta yaşadıklarını kaleme aldığı ve tanıştığı mültecilerin kişisel hikayelerini paylaştığı "Şukran my friends" (Teşekkürler dostlarım) adlı kitabını yayınladı.
Kampta yaşadıklarını Euronews'e anlatan Nunez, ''Sanırım bunu en iyi tanımlayan kelime 'çaresizlik'. Tabii aynı zamanda zor, adaletsiz ve günlük bazda zor... Ama kişisel olarak en çok algıladığım duygunun çaresizlik olduğunu söyleyebilirim. Sadece bu koşullarda yaşamak değil, aynı zamanda bunun ne kadar süreceğini de bilmiyorsunuz. Avrupa'dan teslim tarihleri ve varış noktaları hakkında sözler alıyorsunuz, ancak zaman geçiyor ve her şey aynı kalıyor. Çaresizdi ama garip bir şekilde umut hiç kaybolmadı. 2016'da oraya gittiğimde gözlerime inanamamıştım. Karavan ya da benzeri bir şey yoktu, sadece su geçirmez olmayan çadırlar vardı. Bu yüzden yağmur yağdığında tam bir felaket oluyordu. Zemin taşlardan yapılmıştı, yemek bağımsız gönüllüler tarafından sağlanıyordu. Gördüğüm kadarıyla, organizasyonun yürütülmesinden sorumlu kuruluşların çalışmaları arzulanan çok şey bıraktı. Eğer bağımsız gönüllüler olmasaydı, o insanlara ne olurdu bilmiyorum. Elbette durum biraz düzeldi ama o günlerde Avrupalı olmaktan utanıyordunuz.'' dedi.