Üney, Kul hakkı Allah-u Talanın bize olan hakkı ve Müslümanların birbirlerine karşı olan haklar olarak ayrıldığını belirtti.

Kul hakkının yanında da kamu hakkına riayet edilmediği takdirde birçok kimsenin vebaline girildiğini ifade eden Üney, kul hakkına ne derece riayet edilirse kamu hakkına da o derece riayet edilmesi gerektiğini vurguladı.

Yüce Allah'ın ve Müslümanların birbirlerine karşı olan hakları sıralayan Üney, "Kul hakkı denilince evvela kullara taalluk eden haklar anlaşılıyor. Ama hakları şöyle ikiye ayıracak olursak önce Allah hakkı olan fiiller ki Allah Teâlâ'nın bizden yapmamızı istediği ibadet nevinden yine aynı şekilde yasaklarından kaçınmamız gerektiği noktasındaki haklar ki bunlara riayet etmek Allah hakkıdır. Dolayısıyla bir müminin bir Müslümanın ilk gözetmesi gereken hak Allah hakkıdır. Daha sonraki haklar Allah'ın yaratmış olduğu diğer bütün insanlara karşı haklarn bilinmesidir ki bunların başında da zaten kul hakkı geliyor. Hak eden kişiye hakkının verilmesinden, bir kimseye haksızlık edilmemesi, emanete riayet edilmemesine kadar hepsi bu kul hakkı çerçevesinde değerlendirilebilir. Bu manada bizim ibadetlerimiz de yapmış olduğumuz iyilikler ve güzellikler de kul hakkını giderici olmamasına da dikkat etmek lazım. Biz aynı zamanda ibadetlerimizi, güzelliklerimizi, işlerimizi yaparken başkalarının hakkına da riayet etmemiz gerekiyor. Dindar olmak ahlaklı olmaya, daha iyi insan olmaya bizi götürmesi lazım." şeklinde konuştu.

Üney, "Bir diğer husus kul hakkı deyince başkalarının hakkı olan şeyleri zimmetimize geçirmek gibi manaya geliyor. Mesela bir öğrencinin sınavda hak etmiş olduğu notu ona vermek bir adalettir vermemek ise bir zulümdür. Bir işçinin hakkını tastamam ödemek yine kul hakkına riayet etmenin bir gereğidir. Vermezsek kul hakkına girmiş oluruz. Dolayısıyla trafikte insanları rahatsız etmekten tutun her türlü durum kul hakkı içerisine girer. Şunu bilmemiz lazım ki dinimizde  Müslümanın canı, malı, ırzı, şerefi, diğer Müslümanlara haramdır. Efendimiz veda hutbesinde bundan bahsetmiş. Bir kimse haksız yere bir insanı öldüremez. Öldürdüğü zaman haklarının en büyüğü olan onun hayat hakkını elinden almış olur. Haksız yere bir insanın öldürülmesi büyük bir kul hakkıdır ve hakların en büyüğüdür. Bir diğeri kimse kimsenin malına izinsiz dokunamaz, onu zimmetine geçiremez, onu haksız yollarla, Allah'ın batıl kıldığı yollarla kendi zimmetine geçirmez ki bu da büyük bir kul hakkıdır. Bir diğeri insanın namusu. Hiç kimse kimsenin namusuna dokunamaz aynı zamanda onun namusuna leke getirecek şeyler de konuşamaz. Bu da haramdır. Bizim toplumumuzda kul hakkı deyince hep böyle maddi şeyler aklımıza geliyor." ifadelerini kullandı.

Gıybet konusuna da değinen Üney, "Manevi kul haklarından bir tanesi de vardır ki o da gıybettir. Kişinin gıyabında olmadığı bir zamanda hoşlanmayacağı şekilde konuşmaktır gıybet. Bunu çokça yapıyoruz toplumda. Aslında o insana biz gıybet yapmak suretiyle sevaplarımızı veriyoruz. Çünkü hoşlanmayacağı bir şekilde anmak gıybettir ve kul hakkıdır. Bu dünyada olmasa da ahirette Allah Teâlâ, hak sahibinin hakkını onlardan alacak ." dedi.

Üney, kul hakkının yanında bir çok insanı ilgilendiren kamu hakkında da bilgi vererek, "Ayrıca kul hakkı dediğimiz zaman kamu hakkını da anlamak lazım. Çünkü kamu hakkı bir kulun değil de belki birçok kulun hakkına girmesi anlamına gelir. Buna da dikkat etmek lazım." ifadelerini aktardı.

Müslümanların kul hakkında bütün toplumun hakkını düşünerek davranması gerektiğine de değinen Üney, "Kul, bütün insanların haklarına riayet ederek bilinçli davranması lazım. Bizi cennete götüren şeylerin aslında diğer insanlarla alakalı ilişkilerimiz olduğunu görüyoruz. Kendi başımıza bir köşede yaptıklarımız değil de diğer insanlarla işte sadakamız zekâtımız hep başkalarıyla alakalı. Buna da riayet etmek lazım. Kur'an üstüne basa basa yetim hakkı yemeyin buyuruyor. Kul hakkı ki yetim hakkı yiyen karnını ateş doldurmuştur diye bize mesajı vardır. Dolayısıyla bizim her hak sahibine hakkını verip başkalarının haklarına haksız yere almanın doğru olmadığını söylüyor. Ahiretimizi mahvedeceğimizi, Allah muhafaza bu imtihanı kaybedeceğimizi bizlere bildirmiş oluyor." şeklinde dile getirdi.