Türkiye'de anayasal düzenlemelere ilişkin, 1961 yılından bugüne kadar 7 kez halkoylaması yapıldı. Bu halkoylamalarının 6'sından "evet" oyu çıkarken, vatandaş sadece 25 Eylül 1988 tarihinde yapılan  halkoylamasına "hayır" oyu verdi.

Peki  referandum nedir? Referandum ya da halkoylaması, yasaların kabulü gibi bazı önemli meselelerde halkın iradesini belirlemek amacıyla yapılan ya da vatandaşların herhangi siyasi fikir hakkında yaptıkları oylamadır.

Hazırlanmakta olan bir kanunun kabulüne veya bir kanun teklifine halkın katılması iki şekilde olur:

Yetkili makamın bir kanun tasarısı veya teklifinin esaslı kısımları hakkında halk oyuna başvurmak. Veya Yasama organı (parlamento)nun hazırladığı kanun hakkında halkın reyine müracaat etmek.

Anayasaların, yeni hazırlanmalarından sonra veya önemli değişikliklerde referandumla halkın oyuna başvurulur. Türkiye'de, Fransa'da ve İsviçre'de yeni anayasaların kabulü bu şekilde olmuştur. Buna Anayasa Referandumu denir.

 Çağdaş dönemin ilk referandum örneklerine 1778 ve 1780’de Massachusetts Anayasası’nın oylamaya sunulduğu ABD’de rastlanır.

Türkiye’de ise şimdiye kadar 7 kez  referandum yapıldı. Cumhuriyet tarihinin ilk referandum uygulaması 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra oluşturulan Kurucu Meclis tarafından hazırlanan Anayasa için, 9 Temmuz 1961’de yapılmıştır. İkinci referandum ise yine bir askeri darbeden sonra hazırlanan 1982 Anayasası için, 7 Kasım 1982’de yapılmıştır. Bu iki referandum da askeri müdahaleler sonrasında kurucu meclisler ve askeri kanadın yapmış oldukları anayasaların oylanmasına dair referandumlar oldukları için kurucu referandumlardır.

1961 Türkiye anayasa değişikliği referandumu ;

Türkiye’de yapılan ilk halk oylaması olarak kayıtlara geçti. 

27 Mayıs Darbesi'nden sonra hazırlanan 1961 Anayasası için yapıldı. 9 Temmuz 1961’deki halk oylaması ile 1961 Anayasası, yüzde 38.3 'hayır' oyuna karşılık, yüzde 61.7 'evet' oyuyla kabul edildi.

Referandum kampanyası DP'nin kapatılmış olduğu ve Yassıada'da DP dönemi iktidar yetkililerinin yargılandığı bir süreçte gerçekleştirildi.

Darbeyle iktidara gelen Millî Birlik Komitesi ve başkanı Cemal Gürsel "evet" oyunu destekleyerek referandum sürecinde devlet kaynaklarını "evet" propagandası için kullandılar. İstanbul'da vali, belediye başkanı, sıkıyönetim komutanı ve Temsilciler Meclisi üyelerinin de aralarında bulunduğu bir grup "evet" kampanyası planlamasında rol alarak benzer faaliyetler muhtarlar, kaymakamlar, öğretmenlerce de yürütülerek anayasa değişikliğinin reklamı yapıldı.

1982 Türkiye anayasa referandumu;

Türkiye’de yapılan ikinci halk oylaması olarak Türkiye tarihinde yerini aldı. O dönem "Hayır" o kadar istenmeyen bir kelime olmuştu ki, oy pusulalarında, "Evet" ve "Hayır" yerine "Kabul" ve "Ret" yazılmıştı.

Bunun yanında seçimde "Hayır" oyu pusulasının rengi mavi olduğu için mavi renginin kullanımı dahi sorun yaratıyordu.

12 Eylül Darbesi'nden sonra hazırlanan 1982 Anayasası için yapıldı. 7 Kasım 1982 Pazar günü yapılan halk oylaması ile 1982 Anayasası yüzde 8,63 "RED" (1.626.431 seçmen) oyuna karşılık yüzde 91,37 "KABUL" (17.215.559 seçmen) oyuyla kabul edildi.

1982 Anayasası, sonuçların açıklanmasıyla 9 Kasım 1982 tarihinde yürürlüğe girdi. 1982 Anayasası referandumu, cumhurbaşkanlığı seçimi ile birleştirildi. Anayasa'nın kabulü ile birlikte Anayasa'nın geçici 1. maddesi gereğince daha önce devlet başkanı unvanına sahip olan Kenan Evren'in cumhurbaşkanlığı da halk tarafından onaylandı.

1982 Anayasası’ndan önceki anayasalarda referandum kurumuna yer verilmemiştir. Bu anayasanın 175. maddesi anayasa değiştirilmesi, seçimlere ve halkoylamasına katılma ile ilgili hükümleri içerir.

1987 Türkiye anayasa değişikliği referandumu;

Türkiye'de yapılan üçüncü halk oylamasıdır.

1982 Anayasası'nın geçici 4. maddesi ile getirilen 10 ve 5 yıllık siyasal yasakların kalkıp kalkmaması konusunda 6 Eylül 1987'de düzenlendi. Seçmen kütüklerinin belirlenmesi amacıyla 12 Temmuz 1987'de tüm yurtta sokağa çıkma yasağı uygulandı. Yüksek Seçim Kurulu, halk oylaması sonuçlarını 12 Eylül 1987'de açıkladı. Halk oylamasına 24.436.821 seçmen katıldı. Geçerli 23.347.856 oydan 11.711.461'i 'evet' (% 50.16), 11.636.395'i 'hayır' (% 49.84) çıktı. Böylece, Geçici 4. madde yürürlükten kalktı.

Bu referandumda Evet oyları ile Hayır oyları arasında sadece 75.066 oy çıktı. Sonuçların açıklanmasından önce dönemin Başbakanı Turgut Özal erken genel seçim kararı almış ve aynı yıl 29 Kasım'da 1987 Türkiye genel seçimleri yapılmıştır.12 Eylül 1980 darbesi ile getirilen siyasi yasakları kaldıran anayasa referandumu olarak bilinir.

1988 Türkiye anayasa değişikliği referandumu;

Türkiye’de yapılan dördüncü, hayır çıkan ilk halk oylaması. 1982 Anayasası'nın 127. maddesindeki yerel seçimlerin 1 yıl erkene alınıp alınmaması konusunda 25 Eylül 1988’de yapıldı. Seçmenlerin yüzde 65’i 'hayır', yüzde 35’i 'evet' oyu kullandı. Böylece yerel seçimlerin erkene alınması için Anayasa’nın 127. maddesindeki değişiklik kabul edilmedi ve 13 Kasım 1988 olarak öngörülen erken yerel seçim yapılmadı.

2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu,

Türkiye'de yapılan beşinci halk oylamasıdır.

21 Ekim 2007 tarihinde Türkiye'de, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi başta olmak üzere birtakım anayasa değişiklikleri halkoyuna sunuldu. Cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesini de önçören anayasa değişikliği paketi, 21 Ekim 2007'de yapılan referandumunda yaklaşık % 69 oyla kabul edilmişti. Referanduma katılım oranı ise % 67'ydi.

2010 Referandumu

Türkiye'nin altıncı halkoylaması olan 12 Eylül 2010 referandumu, siyasi olarak gerilimli ve hassas bir süreçte yapıldı. Ancak  Seçmenin % 57,88'si "Evet", % 42,12'si "Hayır" diyerek yeni anayasayı kabul etti. Referanduma damga vuran olay CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun oy kullanamaması olmuştu. 

2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumu;

 16 Nisan 2017'de gerçekleşen halk oylamasıdır.

 Seçmenler, mevcut Türkiye Anayasası'nın 18 maddesi üzerindeki değişikliklerini oyladı. Hükûmetteki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve kurucularından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından desteklenen madde değişiklikleriyle ilgili tartışmalar uzun süre devam ettikten sonra muhalefetteki Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) desteğiyle birlikte meclisten geçerek halk oylaması kararı alındı. Değişiklik paketi, yürürlükteki parlamenter sistemin kaldırılarak yerine başkanlık sisteminin getirilmesini, başbakanlık makamının ortadan kaldırılmasını, meclisteki vekil sayısının 550'den 600'e çıkarılmasını ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısında değişiklikler yapılmasını içeriyordu.

  Referandum sonucunda evet 25.157.463  %51,41; hayır 23.779.141 %48,59 12 hayır oyu çıkarak anayasa değişiklikleri kabul edilmişti.

 Geçtiğimiz günlerde başörtü meselesinin de yer alacağı değişikliğe dair siyasilerden referandum sinyali geldi. CHP, başörtüsü serbestisine “yasal güvence” ye ilişkin yasa değişikliği önerisini Meclis Başkanlığı’na sunmuştu.

CHP’nin bu adımının ardından cumhurbaşkanı Erdoğan, bir açılış töreninde yaptığı konuşmada başörtüsü için referandum çağrısında bulunarak "Parlamentoda bu iş çözülmüyorsa millete götürelim, kararı millet versin" dedi.

“Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı, kabuk bağlamış başörtüsü tartışmasını yeniden açtı” diyen Erdoğan “Bay Kemal, senin böyle bir derdin yok. Bunun için kızlarımızın ve hanım kardeşlerimizin gönüllerini tamamen rahatlatmak için başörtüsü özgürlüğünü gel dedim anayasa güvencesi altına alalım. Bakalım gelebilecek mi? Göreceğiz. Biz şimdi hazırlıkları yaptık. Bu anayasa değişikliğini Meclis'e göndereceğiz. Maksat tüm milletimiz bunu görsün, bunu tanısın, yandaşlarını da tanısın, altılı masayı da tanısın.

Hatta şunu da yapabiliriz, ilk defa bugün Malatya'da açıklıyorum. Haydi sıkıyorsa gel bu işi referanduma götürelim. Parlamentoda bu iş çözülmüyorsa millete götürelim, kararı millet versin. Türkiye yüzyılı artık bu tür tartışmaların aşıldığı yeni bir devrin adı olacaktır.” Demişti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, “Burası Türkiye, Macaristan değil. Kanun teklifini destekle, ne referandumu… Kaçmazsan bu iş çözülür; erkekler kadınların giyim kuşamını konuşamaz hale gelir” yanıtını vermişti.

Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesini kendilerine verilmiş pas olarak gören ve “Bizim de golü atmamız lazım” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Ekim’deki partisinin grup toplantısında “aileyi de güçlendirecek şekilde başörtüsüne anayasal güvence” çağrısı yapmış   değişikliği ise hızla Meclis’e sunacaklarını açıklamıştı.

Bu sözlerden sonra tekrardan gözler yeni bir referanduma çevrildi.

Bu konuyla alakalı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın anayasa değişikliği için görevlendirdiği Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığındaki AK Parti heyeti, muhalefet partilerini ziyaret etmişti.

Bakan Bozdağ’a, anayasa değişiklik çalışmalarını daha önce Cumhur İttifakı olarak birlikte değerlendirdiklerini ve bir kez daha gözden geçirme fırsatı bulduklarını söyleyerek, muhalefet partilerinin de anayasa değişikliği konusunda görüşlerini alacaklarını kaydeden Bozdağ, “Bu istişareler sonucunda ortaya çıkacak görüşleri tekrar değerlendirip teklife son halini vereceğiz. Çünkü hazır bir teklif götürmüyoruz” demişti.

Bu nedenle de muhalefet partilerine bir anayasa değişikliği teklifi sunulmadı.

Bakan Bozdağ  düzenlemenin 400’ün üzerinde oyla kabul edilmesi halinde referanduma götürme niyetleri olmadığını söyledi. Eğer muhalefet  destek verirse referanduma gerek kalmayacak. CHP'den destek bulamayan AK Parti bugünlerde HDP'nin desteğini arıyor. 

Türkiye’de yeni bir referandum süreci olacak mı sorusunun cevabı önümüzdeki günlerde netleşecek. Ancak  mecliste yeterli destek bulunamadığı takdirde yeniden referanduma gidileceği öngörülüyor.