Müftüoğlu'nun Hürriyet gazetesinde yayınlanan yazısının ilgili kısmı şöyle:
Öncelikle şunu belirteyim: Çok şükür COVID-19 salgınında korkutucu aşamaları çoktan geçtik. Ne var ki yine de gelişebilecek kış enfeksiyonları hakkında bilgili ve tedbirli olmamızda fayda var. Bu nedenle tridemi meselesini de sizleri korkutmak ve endişelendirmek için değil, bilgilendirmek için gündeme getiriyorum. Meselenin detaylarına gelince...
Farkında mısınız bilmiyorum ama ekim ortalarında başlayıp kasım başlarında yükselişe geçen ve yoğunluğu giderek artan ciddi bir “üçlü bir üst solunum yolu dalgası” ile karşı karşıyayız. Ve bu dalga öncelikle de okul çağı çocuklarımız ile yaşlılarımızı etkiliyor. Bu önemli dalga/tehdidin üç bildik oyuncusu var ve bu “üçlü çete”nin oluşturduğu yeni dalga “TRİDEMİ” olarak tanımlanıyor. Tridemi aslında beklenmedik, sürpriz bir dalga da değildi. Kuzey Yarım Küre’deki her ülkede olduğu gibi bizde de üst solunum yollarına ve akciğerlere saldıran belirli bazı virüsler zaten bu aylarda saldırıya geçerler. Bu yıl da öyle oldu. Ne var ki bu yıl durum eski yıllardan oldukça farklı. Farkı şu...
Önceki iki kış döneminde hepimiz influenza/grip ve parainfluenza/RSV virüsleri yönünden neredeyse bir tür “BONUS SÜRECİ” yaşadık. COVID-19 pandemisine yönelik aldığımız tedbirler (maske, mesafe, musluk üçlüsü) diğer virüsler gibi bu virüslere karşı da bizi korudu. Ne var ki bu yıl biraz da COVID-19 salgınının oluşturduğu “toplumsal bıkkınlığın etkisi” ile tedbirleri elden fazlaca bıraktık. Bana sorarsanız haksız da sayılmayız! Ama bilelim ki bu “abartılmış tedbirsizlik süreci” biraz tehlikeli. Tehlikeli zira sayıları giderek azalan “COVID-19 rakamları”nı muazzam bir hızla “grip/influenza vakaları”nın ve “parainfluenza/RSV-Respiratuvar Sinsitiyal Virüs” vakalarının izlediğini bilmemiz lazım. Hatta çoğumuz COVID-19’a karşı aşılı ama diğer iki virüse karşı aşısız/savunmasız ve korunmasız olduğumuz için influenza ve parainfluenza vakaları COVID-19’a oranla daha da hızlı bir artış gösterme eğiliminde ve muhtemelen de bu eğilim devam edecek.
COVID-19, grip/influenza ve RSV/parainfluenza üçlüsünden oluşan bu hızlı, yaygınlaşma eğilimi çok yüksek, özellikle çocuk ve yaşlılarımızı ve tabii ki bu arada yetişkinleri de etkileyen “BU ÜÇLÜ ÇETE” anlaşılan o ki bu yıl ve 2023 ilkbaharına kadar hep gündemimizde olacak. Ve tridemi problemi bu sonbahar ve kış emin olalım ki çok daha sık konuşulacak. Bu nedenle bu sonbahar ve kış için yaşadığımız COVID-19 sorunu ve önceki kışlardan zaten bildiğimiz influenza/grip yanında parainfluenza/RSV hakkında biraz daha bilgilenmemizde fayda var.
Parainfluenza ya da RSV nedir?
RSV virüsü, parainfluenza virüslerinden biri. O da öncelikle ve özellikle -COVID-19 ve influenza gibi- üst ve alt solunum yollarımızı hedefliyor. Her yaşta, herkesi hasta edebilme kabiliyeti olsa da yetişkinlerde “hafif bir soğuk algınlığı” gibi geçiştirilirken “emzirme dönemindeki bebekler ve küçük çocuklar” ile “genel durumu bozuk, sağlık sorunları ciddi” yaşlılarda ağır akciğer enfeksiyonlarına yol açabiliyor. RSV riskli ve dirençsiz kişilerde boğazdan akciğerlere süratle ulaşarak bronşiolit ve zatürre benzeri hastalıklara yol açıyor ve maalesef sonuçları da ağır oluyor. Bu nedenle özellikle bağışıklık yetersizliği bulunan bebek/çocuklar, yetişkin ve yaşlıların kreş, bakımevi ve okullarda tabii ki bu arada toplu yaşam alanlarının tamamında daha da dikkatli olmaları gerekiyor.
Belirtileri neler?
RSV enfeksiyonu inatçı bir enfeksiyon. Yetişkinlerde de bugünlerde çok yaygın. Kaynağı da genelde okullar ve kreşler. Çocuklar virüsü buralardan evlere taşıyor. Ve o virüs eve bir defa girince pinpon topu gibi ev halkı arasında haftalarca gidip gelebiliyor. Bu nedenle herkesin RSV belirtileri hakkında bilgilenmesinde fayda var.
RSV enfeksiyonun en önemli belirtileri şunlar:
1.Nefes alıp vermekte zorlanma,
2.Hareketlerde azalma, yorgunluk ve bitkinlik,
3.Ateş,
4.Sarı yeşil renkte balgam çıkarmanın eşlik ettiği inatçı bir öksürük,
5.Genel vücut ağrıları.
Testi, aşısı, ilacı var mı?
RSV’nin teşhisi için yaygın kullanılan bir test maalesef yok. Gelişmiş merkezlerde RSV antijeninin tespit edilmesine dayanan bir “hızlı tanı testi” var ama bu test de pek yaygın değil.
BU üçlü çeteden ikisinin aşısı da ilacı da var. COVID-19’a karşı aşılar çok şükür süratle geliştirildi. Etkili bazı ilaçlar da çabucak bulundu. İnfluenza/gribe karşı da güçlü aşılar her yıl kullanıma sokuluyor. İnfluenzayı tedavi eden antiviral ilaçlara da zaten sahibiz. Ne var ki RSV/parainfluenzanın aşısı da spesifik bir antiviral ilacı da maalesef henüz yok. Bebeklerde kullanılan tartışmalı bir ilaç var ama o bizim konumuz dışında. Bu nedenle RSV tedavisi için genel tedbirleri almak; istirahat, iyi bir sağlık bakımı ve solunum desteği almak genelde yeterli oluyor.
Nasıl korunmalı?
TRİDEMİDEN korunmak için COVID-19 tedbirlerini biraz ılımlı da olsa bu yıl da gündemde tutmamızda fayda var. Takıntılı olmayalım ama tedbiri de elden bırakmayalım. COVID-19 ve influenza aşılarını özellikle riskli kişilere mutlaka uygulayalım. Ayrıca bu üçlü çetenin bulaşma yolları aynı. Üçü de öncelikle solunum havasından ve damlacık yoluyla ya da ellerle ağız veya burun yoluyla vücuda girerek bize bulaşıyor.
Bu nedenle YİNE BU KIŞ DA;
1.Eller yine sık sık ve bol sabunlu suyla temizlenecek.
2.Öksürük ve hapşırma anında ağız ve burun mutlaka kapatılacak.
3.Havlu ve benzeri ortak kullanım eşyaları bireysel kullanılacak.
4.Temasın yoğun olduğu yerlerde riskli yüzeyler temiz tutulacak, mümkünse dezenfekte edilecek.
5.Bulaşmanın yoğun olduğu kreşler, okullar, yaşlı bakımevlerinde gerekli tedbirler alınacak.
6.Riskli alanlarda maske tedbiri -geçici de olsa- akılda tutulacak.